YENİ HAYATA İLK ADIM

2.1K 56 6
                                    

Multimedia'da benim yine Hint aşkım tuttu ve size en sevdiklerimden bir tanesini paylaştım. "MASHALLAH"

Eğer acı sadece bedenen bir durum olsaydı bunu rahatlıkla söyleyebilirdi Güneş, ama şu an hissettikleri ona fazlasıyla yabancıydı. Elini boynundaki kolyeye götürdü ve neden böyle hissettiğini sorguladı. Neyin acısıydı bu? Adama söylemiş olduğu kelimeler mi üzmüştü onu?

Kesinlikle değildi. Anlamlandıramadığı başka şeyler vardı.

Ve bir türlü bunu çözemiyordu. Bu adamda şeytan tüyü vardı ve onu kendi vicdanıyla bırakıp gitmişti.

İnatçı keçi dedi içinden kalıp kendisiyle savaşmalıydı. Aptal adam..

Esila, dün akşamın anlamsızlığıyla yatağında oturuyordu. Gece ona sarılan kocasını da düşünüyordu bir yandan. Bazı şeyleri yoluna koymaları gerekiyordu artık. Boşanmanın eşiğine gelmişlerdi ve o gün düşmeseydi belkide şimdi ayrı olacaklardı. Aklında sorular durmadan dönüp duruyordu. Her gün saatlerce gelip başında durduğunu biliyordu. Ona "Seni Seviyorum" diye fısıldadığını. Her şeyi hatırlıyordu. Kucağında uyuyan kızının gıdığına bir öpücük kondurup kokusunu içine çekti. Ne de çok istemişti onu emzirebilmeyi. Doğduğunda ilk ağlamasını bütün ilklerini beraber yaşamayı. Ama yine de şikayet etmiyordu, Allah kendisini ailesine kavuşturmuştu. Ellerini kızının saçlarında gezdirip kendince mırıldandı.

O sıra da banyodan çıkan Göktuğ karısına ve kızına baktı. Esila uyumak üzereydi ama şimdi karısıyla konuşmalıydı. Vakitleri kalmamıştı. Daha halletmesi gereken bir Onur & Güneş meselesi vardı. Sessizce karısının yanına gidip yanağından bir öpücük çaldı ve "Konuşmalıyız" dedi. Güzel gözlerini açan Esila, "Ne konuşacağız" dedi. Göktuğ adı gibi biliyordu karısı ona dargındı. Pişmandı Göktuğ, ama şimdi tamlardı bir bebekleri vardı. Artık akıllanmıştı, hala duygusuzdu ama asla bunu karısına belli etmeyecekti. Onsuz nefes alamazdı Göktuğ..

"Biliyorum çok normal ayrılmadık, mahkeme günü söylediklerimin hepsi yalandı. Hepsi seni üzmek içindi, sensizliğin verdiği bir garttı benim için." Esila bu sözler üzerine kaşının tekini kaldırdı ve "Gerçekten üzdün Göktuğ, biz normal bir çift değiliz ki sen benim gri gözlü duygusuzumsun, sen ve kızım şu hayatta sahip olduğum tek varlıklarsınız. Ben her şeyi unutmaya hazırım Göktuğ, yeter ki kızımı benden alma" dedi.

Zor tuttuğu yaşlarını bıraktı Esila. Güçsüzdü. Sıkı sıkı sardı kızını, o sırada ona buğulanmış gözlerle bakan kocasına takıldı gözleri. Ağlıyordu Göktuğ, Aylarca çektiği acıya, hasretine, onsuzluğa, çaresizliğe, pişmanlığına ağlıyordu. Karısını kollarına çekip sıkıca sarıldı o mis gibi kokusunu içine çekti. Geç kalmışlardı...

"Asla.. Asla ayrılmayacağız. O kadar çok korktum ki bizi bırakıp gideceksin diye, kokunu sesini duyamayacağım diye. En çok ta kızımızı, Umudumuzu görmeden gideceksin diye çok korktum. Aptalım ben, her şey için özür dilerim, dediğim onca laf için asıl ben bizden gitme bir daha." deyip karısının saçlarına bir öpücük kondurdu. "Seni seviyorum"

"Seni seviyorum"

Artık aşklarından çekinmiyordu bu iki insan çok şey yaşamışlardı ve artık hayatlarının her saniyesini tadarak yaşayacaklardı. Göktuğ, karısının saçlarına öpücük kondurup yatağa güzelce yatırdı. Dinlenmesi gerekiyordu. Kızlarını da yanına koyduğunda Allah'a bir kez daha şükretti. Bir daha asla onları kaybetmeyi göze alamazdı. Şimdi tam zamanıydı. Söylemeliydi...

Adımlarını yatağın diğer ucuna yönlendirdi ve yatağa sessizce girdi. Karısını kızını kolları arasına alarak güzel gözlüsünün ona bakmasını sağladı. "Biliyorum. Çok ta güzel bir başlangıç yapamadık. Sana hayalindeki gelinliği giydiremedim, düğün yapamadım en önemlisi evimizin kapısından seni gelinim diye alamadım. Hepsi benim suçum. O kadar saçma işlere bulaştık ki akıp giden zamanı ve eksiklerimizi ihtiyaçlarımızı gideremedik." Esila, söylenenleri kafasında tartmaya çoktan başlamıştı. Evet, romanları ve filmleri aratmayacak hayatları olmuştu. Ama şu an istediği tek bir şey vardı o da eşi ve çocuğuyla sakin bir hayat sürmekti. "Ben bunu istemiyorum Göktuğ, lütfen artık sakin bir hayat sürelim" Göktuğ duyduklarıyla kaşlarını çattı. "Hayır, biz çoktan planlamasını yaptık. İtiraz istemiyorum karıcım." Eşinin alnına bir öpücük kondurdu ve itiraz istemeden yataktan kalktı. Kızını annesine emanet edip, "Biraz uyuyun, bende gidip şu Onur ve Güneş meselesini halledeyim. Tamam mı?" dedi.

DUYGUSUZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin