Wildest Dreams✈1

104 8 11
                                    

Bölüm 1✈ Welcome To New York

Ψ T A Y L O R Ψ

Bıkkınlıkla nefesimi verdim. Tanrım, ne boğucu bir havaydı bu böyle. Bahçede olmama rağmen olmayan duvarlar üstüme geliyordu sanki. İçime çektiğim hava uzun zamandır bu kadar öldürücü gelmemişti ancak şu an tam da öyle hissediyordum. Buna sebep olan hissi bulabilmek ise zordu. Korku muydu, endişe mi yoksa kızgınlık mı? Bu sorunun bir cevabı yoktu.

Üzerimde daha çıkaramadığım kışlık elbisem vardı. Şirketten gelir gelmez kendimi bulabilmek için bahçeye çıktım. Üzerimi bile değiştirmedim. Sadece atkımı bir kenara fırlattım çünkü boğazımı sarıyorken mantıklı düşünemiyordum. Yaklaşık bir saattir mantıklı düşünemiyordum. Tanrım, ne yapacaktım?

Bugün yine şirkete gittim. Albümle ilgili mini konserler, tanıtımlar, imza günleri hakkında düzenlenmesi gereken bir program vardı. Ya da ben öyle sanıyordum. Bundan ibaret değildi.

Şirkete gidip toplantı odasına girdiğim zaman herkes toplanmıştı, Edgar'ın yerine gelen Cóle bile oradaydı. Scott B. baş koltuğa oturmuştu. Karşısı benim oturmam için boştu. Kısaca herkese selam vererek yerime oturdum. Başta her şey basit ve normal gidiyordu. Ta ki o konuyu açana dek.

"Nashville'de eskisi kadar çok vakit geçirmen gerekmeyebilir." Demişti Scott B. Anlamamıştım o an ve sonra anladım. "New York işleri yürütebilmen için sağlam bir merkez. Hayranlarınla daha sık vakit geçirebilirsin Taylor. Temelli taşınmaktan bahsetmiyorum. Bir apartman dairesi mesela. Arada bir burada da yapman gerekenler olacak tatlım."

İçinde bulunduğum durum kafamı karıştırdı. New York'tan kaçmıştım. Biri yüzünden. Nashville'den de kaçıyordum. New York'a hem de. Bu iki yer arasındaki debelenmem beni yoruyordu.

O an bir cevap veremedim. Çünkü beynim kendini kilitlemişti. Boş bir yere bakıyordum. Hiçbir şey düşünmeden. Ve bu konuyu düşünmem için üç gün verildi. İlk iş eve geldim ve bahçeye çıktım zaten. Düşünmem için bana lazım olan bir şey vardı. Ama o şeyi ben de bilmiyordum.

Sıkıntıyla nefes aldım. Bir saattir aynı düzende ilerliyor nefes alış-verişlerim zaten. Sıkıntıyla nefes al, bıkkınlıkla geri ver. Harika.

İki gündür yeni-gizemli-geçici komşumu da görmemiştim. Yalnızca kuzenini birkaç kez markete görmek için çıktığımda ya da çöpü atarken görüyordum.

Başımı onların bahçesine çevirdim. Yeni tanıdığım bu yabancıya ihtiyacım varmış gibi hissettim. Beni anlıyormuş gibi geldi. Bana ihtiyacım olan dostluğu verebilecek gibiydi. Hayır, yanlış anlaşılma olmasın; Selena, Gigi ya da Zayn elbette benim dostumdu. Ama onların hayatlarında her şey yolunda sayılırdı. Gigi ve Zayn evlilik yolunda ilerliyorlardı, Sel çoktan birkaç ay önce tanışıp sonra birden ortadan kaybolan Leo'yu unutmuştu ve başka biriyle flört aşamasındalardı. Onların şu sıralar tek sorunu küçük şeylerdi: Mesela Sel için randevuya giderken giyecek elbisesi olmaması -onlarca elbiseye rağmen- başlı başına bir sorundu. Ya da Gigi'ninki, Zayn ile planladıkları tarihte gerçekleştirmek istedikleri bir parti için ayırtmak istedikleri yerin o gün başkası için kapatılacağıydı. Zayn için ise sorun, Gigi'ye doğum gününde nasıl aklını uçuracak bir sürpriz yapacağıydı. Ama kimse sevgilisini kaybetmedi. Hiçbiri yıllardır birçok şey yaşadığı partnerini kaybetmedi. Ama Tom kaybetmiş gibiydi.

Bir kıpırtı için odaklandım. Onun da bahçede olduğuna dair bir kanıt istedim. Ama ortalarda görünmüyordu. Ayağa kalkıp onun bahçesine doğru ilerledim. Yaklaştıkça merakım artıyordu. Biraz başımı uzattıktan sonra, her bahçede olmayan ama onlarınkinde olan çalıların arasında bir şey gördüm. Tuvale resim yapan Tom'u.

Trouble Ψ Wildest Dreams //DÜZENLENİYORWhere stories live. Discover now