Chapter 22

244 33 28
                                    

Bölüm 22: "All To Well"

Bölüm şarkısı: Taylor Swift- All To Well

~~~

Bir hafta olmuştu şu eve tıkılalı. Bir hafta geçmişti o facianın üstünden...
Kimse yara almamıştı, ve bunun üzerine bugün bir kutlama yarışması yapılacaktı. Benim de BMGL adına katılmam gerekiyordu tabii.  Peh, ben ölümden döndüm, onlar ise bana şarkı söyletsin....

"Bak reddedebilirsin."

Edgar ise bir hafta boyunca her gün yanıma geldi ve benimle vakit geçirdi. Sanırım ömrümde izlemediğim kadar film izledik. O eğlenceliydi ve onunla mutluydum, evet, öyleydim.

Tabii anlaşamadığımız nokta, o yarışmaya katılamama anlam veremiyordu. Ve reddetmemi öneriyordu.

"Sorun yok, Eddy. O yarışmaya katılacağım ve herkes Taylor Swift'in orada olduğunu görecek."

"Alison."

"Ne?"

"Adında Alison da var ya."

Homurdandım. Alison ismini pek kullanmıyordum hatta farkettim de sadece Edgar kullanıyor. Bu yüzden de Alison ismimi görmezden gelmeme sinir oluyor. 

"Hadi, ben hazırım."

"Daha bir saatten uzun var. "

"Tembellik çok kötü bir şeydir, Eddy."

"Geldim, geldim aşkım..."

Birden boğazıma yumru gibi oturan şeyi görmezden geldim. Biz çıkıyorduk yani bana böyle seslenebilirdi değil mi? Yoksa değil mi?

Neyse...

Onu elinden tutup kaldırdım fakat o beni geri geçti. Şimdi koltukta yan yana oturuyorduk.

"Hadi ama...Bu yarışmaya katılmaktan ise, sevgilimle film izlemeyi tercih ediyorum."

"Zaten bir hafta da izlemediğimiz film kalmadı."

"Diyorsun ki, ille de o yarışmaya gideceğim."

"Elbette." Deyip 32 diş sırıttım.

O da kahkaha attı benim bu halime ve tepeme bir öpücük kondurdu. Şirin çocuk!

Bu sefer elele evden çıktık ve onun arabasına doğru yürümeye başladık. Arabaya geçtik. En son bu arabaya bindiğimizde ikimizde ıslaktık çünkü o gün bana aşkını itiraf ettiği gündü ve yağmura yakalanmıştık.

"Sana nasıl bir şarkı açmamı istersin?"

"Farketmez."

Elini radyoya götürdü. Çıkan şarkı ile mutlu oldum. Bu şarkıyı seviyordum çünkü.

If you wanna cry, I'll be your shoulder,
If you wanna laugh, I'll be your smile,
If you wanna fly , I'll be in your sky,...

Eğer ağlamak istersen, sana omuz olacağım.
Eğer gülmek istersen sana gülümseme olacağım,
Eğer uçmak istersen, senin gökyüzünde olacağım...

"Sana olan duygularımı anlatıyor..."

Edgar'ın yaptığı benzetmeye tebessüm ettim. Çünkü elimden başka bir şey gelmiyordu. Aslında onu hakkettiğim filan yoktu. Onun mükemmel aşkına karşılık veremiyordum lâkin o bunu bile görmezden gelebilecek kadar harikaydı.

Arabayı durduğunda ne ara geldiğimizi anlamamıştım bile. Sanki zaman su gibi akıp gitmişti. Ne acelesi vardı ki zamanın? Bir yere mi yetişmeye çalışıyordu? Acelesi neydi?

Trouble Ψ Wildest Dreams //DÜZENLENİYORWhere stories live. Discover now