Chapter 31

304 28 62
                                    

iremcamci55 bu bölüm sana gelsin o vakit.

Bölüm 31: Memories...

Bölüm şarkısı:
—Ed Sheeran- All of the Stars

☁☁☁

Balo günü...| Taylor'dan....

Yeryüzündeki en kötü his aşk olamazdı. Yeryüzündeki en kötü his kesinlikle aşık olduğunu sanmaktı. Ya da kendinizi aşık olduğunuza inandırmak.

Hayır, bunları Harry'e olan hislerimden şüphe duyduğum için değil, boşu boşuna kendimi Edgar'ı kabullenmeye zorladığım için söylüyorum.

Harry'e duyduğum hislerin aşk olduğuna şüphem yoktu. Aslında aşk çok garip bir histi. Bunca zaman herkes (ben de dahil) aşkın kalp ile ilgisi olduğunu sanmıştım çünkü üzüldüğümüz zaman ya da aldatıldığımı öğrendiğim zaman kalbimin oralarda keskin bir acı hissederdim. Meğerse her şey beyinde başlayıp beyinde bitiyormuş. Aslında yaşadığımız tüm çekişmeler tek taraflıymış. Kalp ile beyin arasında ya da duygular ile mantık arasında kalmak diye bir şey yokmuş. Beynimiz beynimizle kavga ediyormuş.

Bir insan da kafamızda başlayıp yine orada bitiyormuş yani.

Bunları nereden mi öğrendim?

Sabah, Abigail beni aradı. Uzun zaman sonra onunla konuşmak o kadar güzel bir duyguydu ki, tarif edilemezdi.

Uzun uzun konuştuk. Biraz da ağladık tabii. Sonra bana üniversiteden bahsetti. Ben ona Harry'den bahsettiğimde ise, işte sizlere az önce söylediklerimi söyledi. "Kalbini boşu boşuna suçlama..." dedi.

Sonuç olarak düşündüm taşındım. Edgar'ı hiçbir zaman duygusal olarak, aşık olarak zihnimde barındırmamış, yıllardır o yeri Harry için korumuştum.

Harry daima zihnimdeki yerini koruyacaktı. Bunu hissediyordum çünkü ona çaresizce aşık olmuştum.

"Hazır mısın Taylor?" Dedi kapı aralığından Carla. Aklım hemen anlaşma imzalayacağım güne gitti. Aynı şey tekrarlanmıştı. Carla başını kapı aralığından uzatmış ve hazır olup olmadığımı soruyordu.

Önümdeki boy aynasından kendime baktım. Örülüp topuz yapılmış saçlarıma, uzun beyaz elbisenin içindeki bedenime baktım. Yanımdaki topuklu ayakkabılara uzanıp ayağıma geçirdim ve Carla'ya döndüm.

"Hazırım Carla."

Başını salladı ve çantamı elime verdi. Beraber merdivenlerden inmeye başladık. Merdivenin sonunda Ross bana bakıyordu.

"Seni tekrar üzmesine izin verme Taylor." Dedi ve sırtımı sıvazladı.

"Merak etme Ross. Sadece bir lise balosu."

Birbirimize gülümsedik ve korna sesini duymamızla harekete geçtik. Kapıdan çıkmadan önce son kez onlara baktım ve gülümsedim. Ardından bakışlarımı Harry'e çevirdim. Arabasına yaslanmış beni bekliyordu. Ona baktığımı anlayınca yanıma adımladı ve elimi avcunun içine alıp ufak bir öpücük kondurdu. Bu ufak temasla titrerken gülümsedim ve "Tam vaktinde." Dedim.

"Dakik olduğum doğrudur." Dedi.

Arabanın kapısını benim için açtıktan sonra kendisi de girdi ve arabayı çalıştırdı.

"Taylor..."diyerek ona dönmemi sağladı. Bu arada gerçekten de çok yakışıklı olmuştu.  Siyah takım elbisenin içine beyaz gömlek giymiş, kravat ve beyaz bir gül takmıştı.

Trouble Ψ Wildest Dreams //DÜZENLENİYORWhere stories live. Discover now