Chapter 8

410 44 11
                                    

Bölüm 8: Illogical

Bölüm şarkısı: Zayn- Pillowtalk
Shawn Mendes- Treat You Better

Medya: Jessica

☁☁☁

"Şaka mı yapıyorsun?" Diye mırıldandım önümüzdeki terkedilmiş tren istasyonuna bakarken.

"Biraz eğleneceğiz sadece Tay. Hep bunu yapmak istemiştim." Elindeki çantayı omzuna astı ve elimden tutup beni de peşinden sürüklemeye başladı.

"Bunun yasal olduğunu sanmıyorum..." Diye mırıldanırken, o çoktan çantadaki spreyleri çıkarmış, siyah olan ile bir vagona  bir şeyler çiziyordu . Benimde elime bir sprey tutuşturdu ve "Hadi ama, emin ol çok eğlenceli." Dedi. 

"Harry sen 16 yaşındasın. Yasal olmayan ilk şey şu yaptığımız, ikinci olan şey de senin araba kullanman."

"Ben 17 yaşındayım Taylor. Sadece Lise 2'de kaldım."

Anlamazca onu seyrederken artık sıkılmış ve bende bir vagona bir şeyler çizmeye başlamıştım.

Bulutlar ile bir gökyüzü oluştururken başka bir şey çizmek istemedim ve gökyüzünde bıraktım. Harry ise siyah bir fırtına çizmişti ve fırtınanın iki ucunda bir kız bir erkek görünce kaşlarımı kaldırdım. Bana baktı ve sırıttı. Çizimine imza olarak Trouble yazdı. Bu oydu, yani haberlere çıkan ve belediyeyi çizdiği şeylerle deli eden Trouble lakaplı grafitici.

"Birileri geliyor." Diye mırıldandı ve çevik bir şekilde spreyleri toplarken diğer eliyle elimden tuttu ve çantayı da alıp koşmaya başladık. Tüm bunlar saniyeler içinde olurken oradaki tek rolüm Harry tarafından sürüklenmekti.

Çok uzaktan gelen konuşma seslerini duyabiliyorduk. Tel örgülerden atladı fakat ben öylece kalmıştım. Bunu yapamazdım.

"Taylor, acele et."

Öylece bakmaya devam ettim. Arkamızdan gelen düdük sesini duyduğumda, nefesimi tuttum ve hızla tırmandım. Bana bunu yaptıran korkuydu...Bol miktarda korku. Harry ile onun arabasına doğru koşarken birkaç kez düşme tehlikesi atlatmış ve sayesinde düşmemiştim.

Onun arabasına bindiğimizde ikimizde nefes nefese kalmıştık. O arabayı sürmeye başlamışken artık korkuyu atlatmış gibi gülmeye başlamıştık.

Bakalım beni daha neler bekliyordu?

~

"Lütfen tüm bunlar birer şaka olsun" diye mırıldandım. Sevgili olduğumuz ilk gün neden böyle şeyler yapıyorduk ki, tanrım..

"Oyunbozan olma TayTay." Dedi Harry ve benimle birlikte bara yöneldi. Ben daha nasıl buraya girebileceğimizi düşünürken çoktan kendimi barın içinde bulmuştum.

"Harry, bunun da yasal olmadığından eminim." Diye bağırdım yüksek müzikte sesimi duyabilmesi için. Gözlerini devirdi ve bir masaya ilerledi. Sürtünen bedenleri gördüğümde bunun iğrenç olduğunu düşündüm.

Harry etrafı seyrederken bende onu seyrediyordum. Neden bilmiyorum, belki de onu seyretmek daha hoştu. Harry bir an kaşlarını çattı ve bana döndü. Ona baktığımı görünce gamzelerini göstere göstere gülümsedi ve ardından kulağıma eğilip mırıldandı. Kulağımda nefeslerini hissetmek yeterince heyecan vericiyken kalbimin yerinden çıkmaması için dua ediyordum.

"Ben bir arkadaşımı gördüm. Ona bir selam verip geleceğim. Seni de tanıştırırdım ancak kendisi biraz çapkın. Sana sulanmasını istemiyorum."

Ben başımı sallarken o da yanımdan ayrıldı. Yanımdan ayrılması sebebiyle yeterince sıkılırken Harry'nin az önce bana getirdiği meyve suyunun pipeti ile oynamaya başladım. Bunu içmeyecektim. Her ne kadar meyve suyu olsa da, asla böyle yerlerden bir şeyler içmezdim.

Gözlerim ile Harry'i aramaya başladım fakat kimseyi göremedim. Nereye gitmişti ki şimdi? Onu aramak için masadan ayrıldım ve dolanmaya başladım. Ne yazık ki herkesin birbirinin dibine girdiği bu yerde, dolaşmayı bırakın, kolunuzu kıpırdatmak bile çok zordu.

Birine sertçe çarptığımda korkuyla ona baktım ve bu kişinin Harry olduğunu gördüm. Allak bullak ifadesine kaşlarımı çattım ve neler olduğunu sormak için dudaklarımı araladım. Ancak daha sormama fırsat bulamadan, kolumdan tutarak beni çıkışa doğru sürüklemeye başladı.

"Harry, ne oluyor!?" Diye bağırdım dışarı çıktığımızda.

"Geç oldu, gitmemiz gerekiyor." Diye mırıldandı ve daha da bir şey sormama müsaade etmeden beni arabaya bindirdi ve kendisi de sürücü koltuğuna geçip konuşmadan arabayı sürmeye başladı.

Keyfi gayet yerindeyken birdenbire ona ne olduğunu anlayamıyordum. Acaba arkadaşı ile kavga mı etmişlerdi?

Ne olmuştu bilmiyordum fakat bu dengesiz davranışı beni çok rahatsız etmişti.

~

"İyi geceler." Diye mırıldandım ve moralim bozuk bir şekilde arabadan indim. Eve doğru ilerlerken birden kolumdan çekilmesi ile kendimi Harry'nin kolları arasında buldum.

Burnunu saçlarıma gömüp bana sarılırken  karşılık verdim ve "Neden bu kadar dengesizsin Harry?" dedim.

"Seni seviyorum." Dedi ve sarılmamızı sonlandırdık. Ona cevap vermek istemedim, bugün yaşadıklarım çok hızlıydı. Harry çok hızlı yaşıyordu. Arkamı döndüm ve eve gitmeye devam ettim. Kapıdan içeri girmeden önce ona son kez dönüp el salladım ve içeri girdim. Karanlık salona ulaştığımda pencereye gittim ve lambanın altında bana baktığını gördüm ve tebessüm ettim.

Aynı anda telefonuma gelen bildirim sesi ile dikkatim çantama yöneldi. İlk önce odama çıkmayı ve sonra bakmayı düşündüm. Odama çıkıp kendimi yatağıma attım ve mesaj kutusunu açtım. İki mesaj vardı. Biri Ross'dan diğeri ise bilinmeyen numaradandı.

İlk önce Ross'un mesajını açtım.

"Bir ay şehirde değilim T-swizzle. Kahvaltını yapmadan okula gitme.- Rwizzle. "

Gülümsedim ve dikkatli ol diye mesaj attım. İkinci mesajı daha büyük bir merak ile açtım. Bir resimdi. Resmin yüklenmesini beklerken telefonu da elime aldım ve kendime sıcak çikolata hazırlamak için mutfağa yöneldim. Elime bir kupa aldım ve resmin yüklenmiş olduğunu düşünüp telefona baktım. Resmi görmem ile mutfakta kupanın kırılma sesini duymam bir oldu. 


Trouble Ψ Wildest Dreams //DÜZENLENİYORWhere stories live. Discover now