- 13 -

14.1K 1K 35
                                    

Şaşkındı. Yaşadıklarına bir anlam veremiyordu tam olarak. Hastaneden dün gece çıkmıştı ve en son Barış'ı o zaman görmüştü. Gamze ile onu eve o bırakmıştı. Hatta kapının önüne kadar yanlarında gelmiş ve onlar eve girdikten sonra gitmişti. Bu tavrı doğrusu fazlasıyla şaşırmasına neden olmuştu. Onun gibi bir adamın rahatını onun için bozması hoştu doğrusu. Fakat bu sefer daha dirayetli duracaktı. Kendini hemen ona kaptırmayacaktı. Bir kez bu hatayı yapmıştı ve canı fazlasıyla yanmıştı. Hatta hala yanıyordu. Bazı şeyleri ağırdan alma sırası ondaydı. Barış onun hayatında var olmak istiyorsa ona tamamen kendini açmak zorundaydı. Tabi bir de Eylül'ün yaşamına ayak uydurmak zorundaydı.

Üzerindeki buz mavisi kota ve üzerinde ki v yaka pembe tişörtüne baktı. Gamze'nin takımları gibi şık değildi. Gerçi Gamze oranın çalışanıydı. Eylül ise kısa bir süre orada olacaktı. Bu yüzden yeni elbiseler alarak kendini masrafa sokmasına gerek yoktu. Üstelik öyle elbiseleri de orası dışında başka bir yerde girmeyeceğinden eminken fazlasıyla gereksiz bir harcama olurdu bu.

Saçlarını sıkı bir atkuyruğu yaptı. Yüzüne hiçbir şey sürmedi. Canı makyaj yapmak istemiyordu. Ruj bile sürmeye hevesi yoktu. Kendini hala fazlasıyla yorgun ve bitkin hissediyordu ama işe gitmek zorundaydı. Hem bu paraya ihtiyacı vardı hem de Gamze'ye yardım etmek zorundaydı. İşleri gerçekten fazlasıyla yoğundu.

Birlikte evden çıktıklarında havadan sudan konuştular. Sonra yol üzerinde ki bir pastaneden iki tane poğaça aldılar. O an Eylül acıktığını fark etti. İşe başlamadan önce poğaçasını yemek ve sıcak bir çay içmek ona iyi gelebilirdi.

Bir süre daha öyle havadan sudan konuşurlarken şirkete gelmişlerdi. Eylül, Gamze'nin özellikle dün gece ile ilgili hiç konuşmadığının farkındaydı. Onun hazır olmasını bekliyordu. Bu yüzden Gamze'yi çok seviyordu işte. Her ne olursa olsun onun yanında oluyordu. Ondan bir açıklama beklemiyor, sadece samimiyeti ile ona destek oluyordu ki bu Eylül için gerçekten önemli bir şeydi.

Üst kata geçtiklerinde saat dokuza çeyrek vardı. Bu da kahvaltı yapmaları için onların on beş dakikası olduğunu gösteriyordu. Kendisine ait olmayan masaya doğru ilerlediğinde, Gamze hemen çay yapılan mutfak kısmına doğru ilerlemişti. Eylülde oturduğu yerden sıkılarak onun yanına gitti. İkisi birlikte suyun kaynamasını bekliyorlardı. Şimdilik hazır çayla idare edeceklerdi.

"Kaçta geliyorlar?" diye sordu. Barış kaçta geliyor diye soramadı.

"Dokuzdan sonra gelmeye başlarlar. Ama Barış Bey tam dokuza burada olur ve beşte de çıkar."

"Neden?"

"Bilmiyorum. Biraz takıntılı sanırım."

Biraz mı? Fazlasıyla takıntılıydı Barış fakat Eylül bu düşüncesini kendine sakladı.

"Dün Savaş dışında diğerlerini görmedim hiç."

Gamze bardaklarına sallama çayları bırakırken "Normal," dedi. "Yavuz Bey çok şık yurt dışına çıkıyor. Onu bazen günlerce bile göremiyoruz. Ama bugün şirkette olacak diye biliyorum. Her ay yaptıkları genel kurul toplantısı var bugün."

"Genel kurul toplantısı mı?"

"Evet. Sadece beşi yapıyor. Herkes ne yaptığını birbirine anlatıyormuş."

"Hım."

Gamze bir cevap vermeden bardaklarını suyla doldurdu ve birlikte tekrar çalışma alanına yöneldiler. Eylül, Gamze'nin masasının üzerinde duran poğaça poşetinden bir tanesini alarak kendi tarafına geçerek çayından büyük bir yudum aldı.

Beklenmeyen AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin