- 2 -

19.2K 1.2K 62
                                    

Heyecanla aynadaki yansımasına baktı. Üzerindeki beyaz gömleği eliyle bir kez daha düzeltirken, siyah düz saçlarını açık bıraktı. Siyah kumaş pantolonu ile uyum içerisinde olmuştu. Siyah yandan askılı çantasını da alarak hızla evden çıktı. Aradığı iş ayağına gelmişti. Tabii hepsi Gamze'nin sayesinde olmuştu. Eve geldiğinde arkadaşının yanağından güzelce öpecekti. Alacağı parayla ona bir de hediye alacaktı tabi.

Evlerine yakın olan, Gamze'nin çalıştığı yere geç kalma ihtimaline karşın yine de taksiye binerek gitti. On dakika sonra taksiden indiğinde elleri, tüm bedeni heyecandan titriyordu. Hayatında ilk defa tercümanlık yapacaktı ve bu onu fazlasıyla heyecanlandırıyordu. Eğer bu geceyi kazasız belasız atlatırsa belki de başka işlerde olurdu. Bunun heyecanı ve mutluluğu ile fazlasıyla büyük duran şirketin içerisine girdi. Güvenlikten geçtikten sonra danışmaya giderek Gamze ile görüşmeye geldiğini söylediğinde danışmadaki kız ondan isim ve soy isim alarak teyit etmişti. Danışmadaki kızın yönlendirmesi ile asansöre giderek en üst katın düğmesine bastı.

Sakin olmalıydı. Her saniye kendine hatırlattığı buydu. Bu işten para kazanması gerekti. Ancak bu şekilde ailesine yük olmazdı. Anne ve babası emekli öğretmenleri ve aldıkları para onları zor geçindirirken bir de her ay Eylül'e para gönderiyorlardı. Bu durumdan fazlasıyla rahatsız oluyordu genç kız. Onların kendilerini zor duruma sokmasını istemiyordu fakat ne yazık ki İstanbul gibi bir yerde okurken sadece devletten alınan katkı parası yetmiyordu. Eğer bu işten bir kazanç sağlamaya başlarsa o zaman ailesinden bir para almasına gerek kalmayacaktı.

Asansörün durması ile hızlı adımlarla koridorda yürüdü ve çok geçmeden arkadaşının bir masanın başında oturmuş dosya incelediğini fark etti. Hızlı adımlarla yanına gidip "Gamze," diye seslendi ve o an arkadaşı hemen dosyadan başını kaldırarak ona gülümsedi. Oturduğu yerden kalkarak "Hadi hemen Barış bey'in odasına girelim," demişti. Eylül'ün bir şey demesine fırsat vermeden odaya girmişlerdi ve hızlıca hemen "Geldi Barış Bey," demişti. Adının Barış olduğunu öğrendiği adama baktığında bir süre incelemeden duramadı. Üzerinde ki lacivert takım, bedenine yapışmış bir haldeydi. Uzun boyunu, düzgün fiziğini gün yüzüne çıkarıyordu. Tipik yakışıklı ve zengin iş adamı görüntüsüydü.

Onun eline bir anda dosya alarak "Gidelim," demesiyle birlikte mecbur onu takip etmeye başlamıştı. Asansöre bindiklerinde ise onu izlemeden duramadı. Biraz suratsız bir adamdı ama mavi gözleri bu suratsızlığının göz ardı edilmesini sağlıyordu.

Asansörden inerek, hızlıca şirketten çıkıp arabaya binmişlerdi. Yine her şey sessizlik içerisinde ilerliyordu. Bu sessizlik canını sıksa da bir şey demedi. Anlaşılan acelesi vardı. Hem Gamze de demişti. Acil bir durum geliştiği için bu toplantıya Barış denilen bu adam katılıyordu ve yine hiçbir tercüman uygun olmadığı için kendisi gibi amatör birinden yardım istemişlerdi.

Arabanın durması ile ikisi de inmişti. Adamın anahtarı valeye vermesiyle onu kolundan çekip kendisine doğru yaklaştırması aynı zamanda olmuştu. Birde burada olan burada kalır konuşması ile Eylül iyice sinir oldu. Böyle mafyavari konuşan adamlardan oldu olası nefret ederdi. Bunu da sözleriyle belli etmişti. Onun öfkelenmesi ile hemen elini uzatarak baştan beri yapmadıkları tanışma eylemini gerçekleştirmeye çalışmıştı lakin eli öyle havada kalmıştı. Birde üstelik adam onu beklemeden içeri girmişti. Bu işe ihtiyacı olmasa bir saniye burada kalmazdı ama ne yazık ki ihtiyacı vardı. Elini indirirken, öfkeden koyulaşan yeşil gözlerinin farkında bile değildi. Hızlı adımlarla o da peşinden gitti. Onun üç tane takım elbiseli adamın oturduğu bir masanın önünde durması ile gayriihtiyarî kendisi de durdu. Adamlarla İngilizce merhabalaştıktan sonra masaya oturmuşlardı.

Beklenmeyen AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin