- 3 -

16.3K 1.2K 87
                                    

Elleri cebinde karşısındaki trafik karmaşasını izliyordu. Günün hangi saati olursa olsun her zaman böyle yoğun ve hareketliydi İstanbul. Aslında onun gibi sessizlik ve az insan seven bir adamın nasıl İstanbul'a âşık olduğunu anlamak çok zordu. Çok zıtlarken böylesine...

Oda kapısının çalınmadan açılması ile arkasına dönme gereği duymadı. Bu kabalığı yapabilecek tek bir adam vardı o da Savaş.

"Nasıldı?" diye sordu yanına gelerek. O da aşağıda ki manzarayı izliyordu.

"Ne nasıldı?"

"Toplantı."

"Bilmem, söylenenlerin hiçbirini anlamadım. Sadece istediklerimi söyledim, onlarda kabul etti. Sonuç olarak imzalar atıldı."

"Adamları çok zorlamadın inşallah."

Barış alayla gülümsedi. Çok zorlamamıştı. Sadece kendi istekleri dışındaki diğer isteklerin hepsini göz ardı etmişti o kadar. Buna da zorlama denilmezdi sanırım.

"Tercüman nasıldı? Bizim üç tercümanın da işi çıkmış sanırım akşam."

"Evet."

"Ee, nasıldı?"

Barış bakışlarını yanındaki adama çevirdi. Onun sesindeki eğlenir tınıyı duyabiliyordu.

"Şansını zorluyorsun."

"Bugün ortaklarımızdan biri aradı. Senin şu çevirmenin numarasını istedi. Dün istemiş kız erkek arkadaşım var diye vermemiş ama bizim ortağın aklından çıkamamış. Çok beğenmiş. Özellikle de simsiyah saçlarına ve gülümsemesine bayılmış."

İçindeki öfkenin her saniye biraz daha artmasına engel olamıyordu. Neden bu kadar öfkelendiğine dair hiçbir fikri yoktu ve bu daha çok canını sıkıyordu. Savaş'ın onu kışkırtmaya çalıştığının farkındaydı ama şöyle de bir gerçek vardı o hiçbir zaman yalan söylemezdi. Demek ki adam aynen böyle demişti. Bu daha da öfkelenmesine neden oldu.

"O benim çevirmen değil!"

"Lafın gelişi canım... Var mı sende numarası?"

"Yok."

"Şu yeni aldığım sekreter kız, Gamze değil mi? Onun arkadaşı sanırım."

Dişlerinin arasından sadece bir "Evet," çıkabilmişti.

"Tamam, o halde bende ondan alırım."

Savaş'ın kapıya doğru ilerlemesi ile ona doğru döndü. "Verecek misin kızın numarasını?"

"Neden vermeyeyim ki?"

"Kız sevgilim var dedi."

"Olabilir, belki bizim ortak sevgilisini unutturacak kıza... Yok, ama eğer o değil de sen unutturacaksan vermeyelim."

Barış'ın kaşları öfkeyle çatılırken "Şansını çok zorluyorsun," dedi.

"Bunu az önce söylemiştin kardeşim. Neyse bir kıza soralım isterse veririz numarasını."

İstemezdi. İstese zaten dün verirdi. Bunu düşünmesiyle biraz olsun rahatladı. Kendine şaşkınlığı her saniye biraz daha artıyordu. Normalde umurunda olmaması gereken şeyi bu kadar çok umursadığı için ve sonrasında da böyle bir rahatlama duyduğu için hiç memnun değildi. Onu esir alan bu saçmalığa bir an önce son vermesi gerekti. Konuyu değiştirmek adına "Dün telefonda bağıran kadın kimdi?" diye sordu. O an arkadaşının kaşlarının çatıldığını ve yüzünde fazlasıyla öfkeli bir ifadenin belirdiğini gördü.

Beklenmeyen AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin