- 31 -

4.7K 420 43
                                    

O da istiyordu. Daha fazlasını... Onu... Ama yapamazdı. Böyle acele bir şekilde olmamalıydı. Her şeyin kesinleşmesi gerekti. Aslın da bu belirsizlik durumunun sebebi kendisinden başkası değildi. Bunu düşündükçe içi daralıyordu. İstemsizce kendini geri çekti. Barış'ın ona baktığının farkındaydı ama yüzünü bir türlü kaldıramıyordu yerden.

"Utandırdım mı seni?" diye sordu Barış. Sesinde saf şefkat vardı. Gözlerinin dolmasına engel olamadı. Böyle bir adamı bırakmazdı. Ailesi kabul etmek zorundaydı. Barış olmadan olmazdı artık.

"Özür dilerim..."diye fısıldadı gözünden bir damla yaş yanağından süzülürken.

Barış onu sımsıkı sararak saçlarını okşamaya başladı. "Saçmalama her şey zamanı geldiğinde olacak. Ben seni hep bekleyeceğim..."

İçinde ki ağlama dürtüsünü susturmaya çalışarak sevdiği adama sarıldı. Korkusu başkaydı... Annesi ve babasının nasıl tepkiler vereceğini az çok tahmin edebiliyordu ve bu onu daha fazla geriyordu. Ailesi ve Barış arasında kalmak istemiyordu. Hayatında hem ailesini hem de Barışı istiyordu fakat ailesinin bunu kabul etmeyeceğinin farkındaydı. Bunu düşünmek kendini daha kötü hissetmesine sebep oldu. Ağlaması biraz daha hızlandı.

"Güzelim..." diye fısıldadı Barış ve yüzünü ellerinin arasına aldı. "Lütfen ağlama... Ben seni kırmak istemedim."

Bu yanlış anlaşılma daha da canını sıktı. Barış yüzünden ağlamıyordu. Kendi korkaklığı yüzündendi bu gözyaşları.

"Eylül..." diye fısıldadı. "Ben her zaman senin yanında olacağım."

"Biliyorum," dedi ve ekledi. "Bende her zaman senin yanında olacağım."

Barış ondan biraz uzaklaşarak yüzünü ellerinin arasına aldı. Alnına sevgi dolu bir öpücük bıraktı. Gözleri bir saniye bile birbirlerinden ayrılmıyordu. İşte cennet buydu. Eylül bir daha asla böyle sevemeyeceğini biliyordu. Başka hiç kimse kalbinin böyle atmasına neden olmayacaktı. Barıştan başka hiçbir yolu yoktu. Olsun da istemiyordu zaten. Barışla o kadar mutluydu ki... Bunu herkesin anlamasını istiyordu. Başından beri onların ilişkisine şüphe ile bakan Yavuz'un, diğerlerinin ve kendi ailesinin... Herkesin onlara inanmasını ve yollarına çıkmamalarını istiyordu.

"Korkma..." dedi. Eylül anlamamış bir ifade ile sevdiği adama baktı.

"Ailene söylemekten korktuğunun farkındayım. Korkma sevgilim... Hiçbir zaman ailen ve benim arasında bir seçim yapmak zorunda kalmayacaksın. Ailenin ne kadar değerli bir şey olduğunu inan benden iyi kimse bilemez."

Gözyaşları hızla akarken içi acıdı. "Ya seni kabul etmezlerse?"

Barış başparmaklarıyla gözyaşlarını silerken acı bir gülümseme belirdi yüzünde. "Ailen beni kabul edene kadar beklerim... Bekleriz. Tabi bu arada kendimi kabul ettirmek için elimden geleni yaparım."

Uzun zamandan sonra rahat bir nefes alabildi. Günlerdir üzerine çökmüş olan sıkıntı bir anda uçuvermişti. Artık her şeyin daha kolay olacağına inanıyordu. Mutlulukla gülümsedi.

"Seni çok seviyorum Barış..."

"Bende seni güzelim... Ofisimden içeri girdiğin ilk andan beri seni seviyorum. O yeşil gözlerin beni benden alıyor. Sana bakarken kendimi kaybediyorum."

Eylül de kendini kaybediyordu. Ona bakarken, onun yanındayken, onunla konuşurken... Barış ile olan her anında her şeyi unutuyordu. Adeta aklı başından gidiyordu. Onunla olduğu sürece aklı hiç yerine gelmeyebilirdi de. Yeter ki o olsun yeterdi

Beklenmeyen AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin