77. Bölüm: Cüzdan

148 13 10
                                    

Bir kere sevdaya tutulmaya gör;
Ateşlerde yandığının resmidir.

Aşk dediğin,mecnun misali kör;
Ne bilsin alemde ne mevsimdir.

Dünya bir yana, o hayal bir yana;
Bir meşaledir pervaneyim ona.

Altında bir ömür döne dolana
Ağladığın yer penceresi midir?

~~Cahit Sıtkı Tarancı~~


ŞARKI: İLK VE SON AŞKIM (Ben bunu dinleyerek yazdım. Sizde dinleyerek okuyabilirsiniz.)

MULTİ:ONUR'UN ESİL İLE TARTIŞMASI

Arslan Bey'e Uzel'in evine neden gidemeyeceğimi açıklayamıyordum. Çaresizlikle etrafa bakındım. Normalde her güzel anımı bozmak için zır zır çalan telefonlardan bugün tık yoktu. Şu an çalsa beni kurtarabilirdi. Ya da her zor anımda Onur gelirdi.

Şu an gelse abisiyle konuşur beni unuttururdu. "Esil, geçen gün şirketteki tartışmanızdan bir şeyler anlamıştım aslında. Sizin aranızda ne var?"

"Hiç," dedim hemen. "Lütfen başka bir şey isteyin benden."

"Esil, bu senin projen. Başkasından nasıl isterim git patronunla projen üzerinde çalış diye? Bak bu senin için önemli bir fırsat. Eğer projen ingiliz grupla yapacağımız toplantıda onların mimarisine uygun düşerse önünde kocaman bir hayat başlar. İngiltereye gidebilirsin. Okuluna orada bile devam edebilirsin. Bu insanlar bunların hepsini sana sağlayabilecek insanlar inan bana."

"Ama Arslan Bey-"

"Esil," diyerek lafımı böldü. "Patron bensem dediğimi yapacaksın. Tamam,bende hoşlanmıyorum o heriften ama-"

"Öyle bir şey değil," diye savundum hemen. "Ben sadece..." Ne sadece? Sadece onu birazcık öldürdüm. Onu bırakıp gittim ve sadece birazcık kalbini söktüm ve birazcık kanatmadan nasıl yara alınırmış onu gösterdim mi diyecektim?

"Peki Arslan Bey. Siz nasıl isterseniz."

Çantamı alıp şirketten çıktığımda Onur beni almaya şimdi geliyordu. Hadi ama! Sadece iki dakika önce gelseydin ya Onur! "Onur,beni Uzel'e bırakman gerek." Tabii ki ona her şeyi anlattım. "Olmaz öyle şey. Bekle sen ben abimle konuşayım." Kolunu tuttum. "Hayır, gitmem gerek."

Biraz düşünüp kafasını salladı. Üzerime göz gezdirip gülümseyerek burnuma vurdu. "Pantolon ha? İşte şu an motoruma uygunsunuz hanımefendi." (MULTİ)

"Hah, o bana uysun ben niye ona uygunmuşum ya?" Kaskımı takıp arkasına geçtim ve beline sarıldım. Motoru her zaman ki gibi bağırtarak ilerletirken aklım Uzel'li düşüncelere kaydı. Beni görünce ne tepki verecekti? Beni kovar mıydıki?

Her ihtimale karşı Onur beni dışarıda beklemeliydi belkide? Aradan geçen dakikaları sayamadan Uzel'in kapısının önüne geldik. Motordan tereddüt ederek indiysemde kalbim ilk günkü gibi pır pırdı. Kaskımı çıkarıp Onur'a verdim.

"Bekleyeyim ister misin, sümüklü?"

"Yok, ben dönerim."

"Yok öyle bir dünya," dedi sert sesiyle. "Bu saatte tek dönemezsin. Hem ben neyim? Bostan korkuluğumu? Arayacaksın beni,gelip alacağım seni. Tamam mı?" Kafamı sallayarak onayladım. "Olur,ararım."

AŞKTAN ÖTEWo Geschichten leben. Entdecke jetzt