68. Bölüm: İlk kar

194 16 7
                                    

MULTİ: ESİL VE CANSEL'İN SARILMASI

VE BÖLÜM ŞARKISI

İYİ OKUMALAR⭐🌟⭐🌟⭐🌟

"Uzel kalk! Uzel! Uzel!" Başında deli gibi çığırmamak için zor duruyordum. Onu sessiz çığlıklarımla uyandırmaya çalışıyordum ama nafile. Beni duymuyordu. "Uzel kalksana ya!'' Pencerenin önüne koşup dışarıdaki muhteşem manzaraya baktım.

Sonra tekrar Uzel'i uyandırmaya çalıştım. Ama bu sefer biraz farklı bir yolla. Kolunu cimciklediğimde yataktan sıçrayarak kalktı. "Ne yapıyorsun Esil?" diye bağırdı bana. Sesini kontrol etmesini söyleyecekken odamın kapısı çalındı. "Esil kiminle konuşuyorsun sen?"

"Televizyon açık kalmış teyze."

"Senin odanda televizyon yokki Esil.'' Tam bu ana ne denirdi bilmem. Ama ben şıçtım diyordum. Durumu toparlamak için hızlıca kapıya yanaştım ve Uzel'in gülüşlerini duymazdan gelerek cevapladım. "Ne televizyonu teyze? Kim diyor televizyon diye? Telefondan bir şey izliyordum. Onun sesi birden çok çıktı.''

"Kız sen açsana şu kapıyı bakayım.''

''Ya teyze duştan yeni çıktım."

"Giyin,aşağı gel."

"Tamam teyze!" Derin bir nefes alıp Uzel'in yanına gittim. "Ne gülüyorsun? Az daha yakalanıyorduk!''

"Ben dedim saklamayalım diye." Gözlerimi devirdim. "Sanki söylesek teyzem seni burada görünce 'aferin kuzum. Gece Uzel ile kalmışsın' deyip sırtımı mı sıvazlayacaktı?" Umursamazca omuz silkti. "Sen beni niye cimcikkeyerek uyandırdın? Asıl onu söyle."

Ah,onu asıl uyandırma sebebimi unutmuştum bir an. Ben onu dışarıdaki karı göstermek için uyandırmıştım. Elinden tutup kaldırdım. Pencereden dışarı baktığında tam olarak ne düşündüğünü anlayamadım. Sadece bir süre dışarıyı izledi. "Karı sevmez misin?"

"Pek değil," dedi, camın önünden çekildi. "Neden?"

"Boş ver." Sesi buruk çıktıkça içim burkuluyordu. Telefonundan saate baktı. ''Sen benim yerimede seversin artık.'' Ben çok seviyordum karı. Bir sabah uyanırdın ve tüm coğrafya beyaza boyanmış şekilde çıkardı karşına. Tüm kötülükler saklanırdı beyazın altında.

Her şeyi bir süre unuturduk. Sadece yapacağımız kardan adamları,kardan kuleleri düşünür olurduk. Karla çok oynayınca elim üşüdü diye ağlamak bile bir başkaydı. Hiçbir şeye benzemiyordu. Masumdu bir kere. Kar gibi. "Severim."

"Esil…" Ellerimi tuttu. "Beni nasıl heyecanla uyandırdığını gördüm. Belliki yapmak istediğin şeyler var. Benim yüzümden bir şeylerden vazgeçmeni istemiyorum. Sen söyle. Ben uyarım."

"Gerek yok Uzel. Sen sevmiyorsan artık bende sevmem karı." Kafasını iki yana salladı. "İşte bunu yapma. Benim yüzümden bir şeylerden vazgeçme. Ne istiyorsan söyle bana,hadi."

"Uzel gerçekten gerek yok. Unuttum gitti,boş ver.'' Elimden çekti. "Ben kimseye görünmeden dışarı çıkacağım. Hadi Esil."

"Neden?"

"Sonra sende geleceksin."

"Uzel-"

"İtiraz istemiyorum.'' Üzerimi değişip teyzemin yanına indim. Kahvatı masasına oturmuştu. "Omlet yaptım sana. Sevdiğin gibi peynirli. Geç otur hadi."

"Teyze ben sana demeyi unuttum. Biz Cansel ile yürüyüşe çıkacaktık."

"Ne yürüyüşü kız? Dışarda kar var.'' Elimi şıklattım. "Hah! Tamam işte. Kar yürüyüşü." Kaşlarını kaldırdı. "Kar yürüyüşüde neymiş?''

AŞKTAN ÖTEWhere stories live. Discover now