32. Bölüm: Boks

476 20 0
                                    

"Çok yoruldum," dedim kendimi kızgın kumların üzerine atarken. "Kalk mızmız. Daha koşmadık bile." Ne koşmaması ya! Yedide kalktık ve saat sekiz buçuk. Bir buçuk saatlik koşu neyimize yetmiyor acaba? Başıma dikilip kumlarla bütünleşmiş ellerimi tuttu ve kaldırdı beni.

"Ne çabuk yoruldun sen ya," dedi dalga geçer gibi. Hatta gibisi fazla. Düpedüz dalga geçiyordu benimle. "Ya Uzel sen ne çesit bir pisikopatsın,ha? Bir saattir bana işkence ediyorsun." Kahkaha attı ve ellerimi bıraktı. Bedenim bunu bekliyormuş gibi kendini tekrar sıcak kumlara attı.

Uzel gözlerini devirdi. "Az daha koşacağız." Kumsaldaydık. Ve güneşlenenler(!) vardı. Uzel'in üzeri çıplaktı ve bu bana buradan koşarak uzaklaşmamız için gaz veriyordu. Özelliklede Uzel'e hayranlıkla bakan kızları gördükçe. "Tamam,hadi koşalım," dedim etrafıma göz gezdirirken.

'Sen hayırdır?' der gibi bakınca, "Birden enerji geldi ya," dedim hızlıca. "Yok ya. Burası iyi. Hatta uzanalım burada biraz." Bana inat yapıyordu. Uzel'e bakan kızlara nasıl bakıyordum bilmiyorum ama bu Uzel'e keyif veriyordu. Bunu dişlerini göstererek sırıtmasından anlayabiliyordum.

Kızlardan biri salına salına yanımıza gelip beni görmezden gelerek Uzel'e yöneldi. Yerde oturan ben ise bağdaş kurmuş, gözlerimi kısmış, Uzel'in ağzının içine bakan kıza bakıyordum. "Güneş kremimi sırtıma süremedimde… yardımcı olur musunuz acaba?"

Hah! Bu numara eskimedimi ya! Uzel pis pis sırıtarak kafasını aşağı indirdi. Göz göze geldiğimizde bana bakarak onayladı kızı. "Sürerim tabii." Pis-lik! Bilerek yapıyor! Uzel kızın elinden kremi aldığında hemen ayaklanıp Uzel'in elinden kremi alıp onu ittirdim.

"Ayıp ayıp kaç yaşındasın sen bakayım? Yirmi beş? Otuz? Kocan kızmasın yarı çıplak erkeklere krem sürdürdüğün için?'' Kız bana dönüp cevapladı. "Otuz mu? Hah! Bir kız çocuğu için abisini kıskanması çok doğalda seninki biraz abartıya giriyor," dedi kinayeyle.

Az önce Uzel'in benim ağabeyim olduğunumu söyledi, o? Pekâlâ. Sakin olmalıyım. Ya da olmamalıyım! "Kim kimin ağabeysi ben şimdi sana gösterilim," diye mırıldanıp elime doldurduğum kremi sırtına hatta sütyenine bile bocaladım. Saçlarına da sürünce kız hızla arkasına döndü. "N'apıyorsun be?!"

"Elimden kaçtı canım ya," dedim sahte bir üzüntüyle gözlerimi büyüterek. Kız sinirle elimdeki kremi alıp uzaklaşırken Uzel kahkaha atıyordu. "Ne? Çok mu komik?!" Kollarını arkamdan karnıma sardı. "Benim kıskanç mızmızım."

Kim? Ben mi kıskancım? Hiçte değil! Kız çok kaşındı o kadar! Ayrıca o kızı baştan beri kesiyordum. Gıcık olmuştum yani. Uzel ile uzaktan yakından alakası yok! Yok yani! Kollarından kurtulup kendimi ileri attım. "Ne kıskanıcam ben seni be?! Pis sapık! Her kızın sırtına krem mi sürersin sen?!"

Kızları böyle tavlıyordu kesin. Sapık! "Sürmeyecektimki," dedi keyifli bir sesle. "Senin gibi boca edecektim." Dirseğimi karnına geçirdim. "Sen al o kremi…kendine boca et!" Kafasını geri atıp gülmeye devam ettiğinde artık sabrım taşmıştı.

"Eve gidiyorum ben!" Kolumdan tutup kucağına aldı beni. "Bensiz gidemezsin." Kollarımı -refleks gereği- boynuna doladım. Ona iyice sokulup kafamı suratımı kemiğine yasladım.

"Ağırlaşmış mısın sen?"

"Uzel! Kilo bile verdim be! Ne ağırlaşması?" Güldü. "İyice çirkefleştin sen ha. Ağzın bozuldu senin."

"Senin yüzünden!"

••••••••

"Evet?"

"…"

"Daha yeni çıktım."

"…"

"Akşama gelirim."

AŞKTAN ÖTEWhere stories live. Discover now