59. Bölüm: En güzel hediye

264 14 1
                                    

MULTİ: GİF

ŞARKI: EN GÜZEL HİKAYEM

Gözlerimi ağır ağır açtığımda tam burnumun dibinde uyuyan Uzel'i görmemle geri kapattım. Dünü hatırlattı hafızam. Görüntüler geldi gözümün önüne,konuşmalarımız bir bir doldu kulaklarıma. Gülümserken alt dudağımı ısırdım.

Ama bu fazla sürmedi çünkü her yerimin tutulduğunu yeni fark ediyordum. Özellikle sırtım ve bacaklarım tutulmuştu. Bedenimdeki kan çekilmiş beni halsiz bırakmıştı. Dünkü tırmanıştan sonra bu normaldi. Usulca doğrulup oturur pozisyona geçtiğimde sırtımdaki ağrı belirginleşti.

Uzanıp telefonu aldım ve saate baktım. 11.09 du. Anlık gelen hapşurma isteğimi geri tepemedim ve kısık sesli haspşurdum. Sonra bir kez daha. Uzel uyanmıştı.

"Hasta mı oldun sen?" Bunu söylerken birazda alay sezmiştim sanki. "O kadar kısa giyersen kış ayında böyle olur. İyi olmuş."

"Pisliksin ya. Hasta olmama seviniyor musun?" Uzel'de oturur pozisyona geçip sırtını benim gibi yatak başlığına diredi. Sırtındaki ağrıları yeni fark ediyor olmalıydı,kaşları çatıldı. "Lan felç olmuş gibiyim." Güldüğümde birde üstüne hapşurunca daha çok güldüm.

Uzel'de hasta olmuştu. "Sen az önce dalga geçiyordun sanki ya? Hı?"

"Sikeyim ya. Kız bir etek bir bluzla çıkıyor evden, sokakları dolaşıyor. O da yetmezmiş gibi uçurumdan atlıyoruz. Kayalara tırmanıyoruz. Hasta olanın sadece o olması gerekmez mi?" Bu cümleyi başka birine anlatır gibi dile getirdiğinden kıkırdadım.

"Bari sıcak bir şeyler içelim." Kafamı sallayarak onayladım. Yataktan çıkıp alt kata indik. Birisi vardı evde. Yanlarına ilerleyip durduğumuzda bakışlar bizde toplandı. "Günaydın," dedi adını bilmediğim yabancı kız bize bakarak. "Günaydın Hülya," diye karşılık verdi Uzel.

Bense yapmacık bir ifadeyle gülümsedim sadece. Kimdi bu? Uzel niye ismini biliyorduki? "Sizi tanıştırayım," dedi Çisel halimi anlamış gibi. "Bu Esil. Esil Bu da Hülya. Arkadaşım." Çisel arkadaşım derken zorla söylemişti sanki. Hoşlanmadığı arkadaşı olduğunu çıkardım buradan.

O zaman Uzel onun ismini nasıl biliyordu? Hülya denen esmer kız ayağa kalkıp Uzel'e doğru yaklaştı. "Görüşmeyeli uzun zaman oldu." Ah,sarılacaktı! Uzel'in yandan bana baktığını hissettim ama umursamadan gözlerimi dikmiş kıza bakıyordum.

Kız tam Uzel'e sarılacakken Uzel kendini geri çekti. "Hastayım,bulaşmasın." Hülya 'Peki,' dercesine kafasını burup benim yanıma geldi. Elini uzattı. "Hastayım," dedim Uzel gibi. ''Bulaştırmayayım." Hülya ikimizinde hasta olduğunu öğrenince gözleri salak salak ikimizin arasında dolaştı.

Sonra tıpış tıpış yerine oturdu.

"Aslında ben sana çorba yaparım," dedi Uzel'e. "Uzel geçip otursanıza," diyen Çisel'e kaşlarımı kaldırarak baktım. Uzel'in de niyeti oturmak değildi. "Yok biz sıcak bir şeyler alıp yukarı çıkacağız." Hülya kendisinin unutulduğunu düşünüp sorusunu yineledi.

"Aslında ben sana çorba yapabilirim?" Ne bu ilgi alaka ya?! Hayır Çisel'in arkadaşı olmasa ben yapacağımı bilirdimde. Kız gelmiş gözümün önünde sevgilime sarılmaya kalkıyor o da yetmezmiş gibi baya baya yazıyor. Birde Uzel karşılık verse flört gibi bir şey olacak!

Uzel reddetmedikçe sinirlerim tavan yaptı. Ve beklemeden yukarı çıktım. Odaya girdiğimde ayaklarımı yere vurdum sinirden. Yüzümü yastığa gömüp çığlık attım sonrada yastığı yumrukladım. "Sen kimsin ya? Kimsin? Kim?!"

Birde gelmiş sevgilime asılıyor! Öldürürdüm ben bu kızı da Çisel'e dua etsin. Odamın kapısı tıklandığında Uzel olmadığını anladım. Uzel tıklamazdı. Çisel'di. Gelip yanıma oturdu. Bir bana birde yastığa baktı. "Yastığı yamultmuşsun," dedi gülerek.

AŞKTAN ÖTEWhere stories live. Discover now