9: Arşidükün kızı

686 26 4
                                    

Multi: Esil

^_^ İyi okumalar ^_^

Annemin numarasını tuşlayıp bekledim. "Kızım nasılsın?"

"Ne zaman dönüyorsunuz anne?"

"Bir şey mi oldu meleğim? Annem iyi ama hâlâ taburcu etmediler. Biraz daha buradayız."

"Bir şey olmadı. Seni özledim." Annemi cidden çok özlemiştim. Ama artık daha da yalnız hissediyordum. Beni bu kadar kimsesiz koymalarına öfkem gittikçe daha da artıyordu.

"Bende seni özledim birtanem. Paran yetiyor mu?"

"Yetiyor anne." Mevzu hiç para olmamıştı ki. "Gelirken haber verin."

''Merak etme Esil." Sessizlik oldu. Biri ile konuştu. "Kapatmam gerek kızım. Kendine dikkat et, görüşürüz,'' deyip telefonu kapattı. Şu yalnızlık hissinden kurtulmak istiyordum.

Gönderilen: Kurtarıcım?
Bu akşam dışarıya çıkalım mı?

Acaba bir yerler biliyor muydu? Sonuçta yeni taşınmışlardı.

'Saçmalama. 40 gün oldu Esil. Sence geceleri evde duran bir tipe mi benziyor?'

Doğru. Ortam ortam gezen bir tipe benziyordu daha çok.

Gönderen: Kurtarıcım?
İşim var Esil.

Ama yalnız hissediyorum, demek istesemde demedim. Neden direkt onun yanımda olmasını istemiştim ki? Ece de vardı. Doğu da vardı. Benim aklıma niye her şeyde ilk o geliyordu?

Hocanın geldiğini görünce sınıfa geçtim. Fotoğraf makinem her zamanki gibi boynumdaydı. Birkaç kişi çektiği fotoğrafları sunmuştu. Hatta o Turan denen çocuk tam tahmin ettiğim gibi avuç içini, üstelik zahmete girmeden kendi avuç içini çekip sunmuştu. Gidip Orhun Abideleri'nin fotoğraflarını bulup yakınlaştırıp çekse daha iyiydi.

Tembel.

Bir not sistemi olsa 20'yi anca hak ediyordu. Aynı hareketi Hamdullah amca veya Ayşe teyze yapsa normaldi de. Üstelik onlar bu ödeve Turan'dan daha fazla uğraşmışlardı. Ayşe teyze, kocasının 1980 sonrası iş için göç hareketleri ile Almanya'ya gitmesinden sonra oturup fotoğrafını çektiği kilimi dokumuştu.

Her gün gözyaşı, her gün özlemle. Her çizgisinde ayrı kaldığı, kocasını özlediği anlar vardı. Yaşanmışlık buydu işte. Evde oturan zengin bebenin avuç içi çizgisi değil.

Evet, takmıştım bu velete.

Hamdullah amca ise her gün tozunu alıp, bebeği gibi baktığı, gözünden sakındığı antika koleksiyonunu çekmişti. Söylenene göre o koleksiyondaki birçok ürünü eşi ile ilk evlendiğinde paraları olmadığı için hurdacıdan almışlardı.

Bunu hiç ondan duymamıştım ama kursta dolanan dedikodu buydu. Eşini erken kaybetmişti Hamdullah amca. Yaşanmışlığın sözlük anlamıydı o. Yüzünü kaplayan çizgilere bakınca rahat anlaşılıyordu.

Ana şimdi o da Ayşe teyzede şen şakraktı. Bence acılarını böyle gizliyorlardı. Belkide daha önce hiç bu kadar gülmedikleri için acısını çıkarıyorlardı. Ders biraz hüzünlüleşince "Esilinki en fenası. Onu dinlemeyelim bence," dedi bir kız.

"Dinlemek için sabırsızlanıyorum Esil'cim," dedi Kadriye hoca. Boğazımı temizleyerek tahtaya çıktım. Umarım ağlamazdım.

💧

A

ynı AVM'de yemek yiyordum. Buradan eve geçmek çok hızlıydı. Ayrıca bu AVM'yi seviyordum. Telefona bakarken ekmeğimin arasındaki sos eteğime damlayınca isyan ederek peçete baktım. Ne kuru ne ıslak peçete koymuşlardı bana.

AŞKTAN ÖTEWhere stories live. Discover now