AHRAZ

BÖLÜM 43: VAZGEÇEMEM

İnstagram – Tiktok: aysegulkalayzengin

Twitter: aysegulkalay_

***

Yeni bölümden herkese selamlar...

Umarım bölümü beğenirsiniz ve bolca yorumla taçlandırırsınız.

Keyifli okumalar!

***

(FATİN)

"VAZGEÇEMEM"

Beyaz gömleğimin düğmelerini sabırla ilikleyip, babamın nişan hediyesi olan siyah kol düğmelerini özenle taktım. Siyah takımımın ceketini de üzerime geçirdiğimde, hazırdım.

Aynadaki aksime bakıp, huzursuz ruhumu bertaraf etmeye çalıştım. Bugün olmazdı. Yüreğimin yarısıyla nişanlanırken, yaptıklarımı ve yapacaklarımı düşünmemeliydim. Yarın ne olacak, Esma davayı öğrenince nasıl tepki verecek diye kendimi yiyip bitirmemeliydim. Her şey zamanı gelince yaşanacaktı ve bu yüzden anı yaşamalıydım.

"Abi..." deyip, odaya paldır küldür giren Fırat'a döndüm. Yüzündeki farklı duygular, kaşlarımın çatılmasına neden olmuştu. "Neyin var?"

Ardındaki kapıyı kapattı ve gelip karşıma durdu. Bir derdi vardı belli ki ve onu söylemek için cesaret arıyordu.

"Hadi Fırat, ne söyleyeceksen söyle. Aşağı inmem gerekiyor." Bakışları yere eğildi ve ellerini, pantolonunun ceplerine tıkıştırdı. "Kızı buldum."

"Hangi kızı?" diye sorduğumda, son dönemde yaşadığım karışıklıklarla, Fırat'ın hislerini unutmuştum. Bakışları inanamaz halde bana kalkınca, zihnimde can bulan olayı hatırladım. "Ha, o kız... Nerde buldun?"

"Dayımın evinde... Esma'yı istemeye gittiğimiz akşam." Anlamayarak sordum. "Nasıl? O akşam sadece biz vardık, yabancı kimse yoktu."

Hafif çıkmış sakallarını ovdu ve vereceğim tepkiden çekinerek, kısık bir sesle açıkladı.

"O kız, senin tanıdığın biriymiş zaten. Ben yeni gördüm."

"Fırat, çatlama adamı! Kim o kız?"

"Şey... Hasret... Esma'nın kuzeni."

"Hasret mi? Şaka yapıyor olmalısın!"

"Hayır, şaka yapmıyorum. Âşık olduğum kız, Hasret."

"Ama bu nasıl olur, Fırat?" diye sorup, şaşkınca güldüm. "Sen ve Hasret..."

"Komik mi?" diye sorduğunda, sesi oldukça alınmış şekilde çıkmıştı. Bende işi ciddiyete bindirip, elimi omzuna atıp sıktım. "Elbette komik değil ama siz... Çok farklısınız. Hasret, küçük bir çocuk gibidir ve çok çabuk kırılır. Sen ise umursamazsın. Yıpratırsın onu... Merve değil o Fırat, senin sert çıkışlarınla ve hayatı bu kadar umursamazca yaşayışınla baş edemez. Hele de bu kadar kalbi kırıkken..."

Fırat'ın bakışları öfkeli bir hâl aldı.

"Başkasını mı seviyor? Kalbi neden kırık?" Elimi geri çektim ve sıkıntıyla nefesimi dışarı savurdum. "Annesi, babasını öldürdü. Onun gibi naif bir kız için fazlaca ağır bir durum. O seninle baş edemez. Onu da kendini de yakma."

Fırat'ın yeni öğrendiği şeyler, onda büyük bir şaşkınlığa yol açmıştı. Böyle bir şey beklemediği aşikârdı ve bu yüzden aklı kararsızlıkla karışmıştı.