BÖLÜM 42: TUZLU KAHVE

1.3K 85 17
                                    


İnstagram – Tiktok: aysegulkalayzengin

Twitter: aysegulkalay_

***

Yeni bölümden herkese selamlar...

Umarım bölümü beğenirsiniz ve bolca yorumla taçlandırırsınız.

Keyifli okumalar!

***

(ESMA)

"TUZLU KAHVE"

Ellerim titrerken, kulpunu tuttuğum cezve de ellerimle birlikte titriyordu. Dökmemek için yoğun bir çaba sarf ettim çünkü yanımda gülüşüp duran iki cadıya alay konusu olamazdım.

"Üsküdar'a gider iken aldı da bir yağmur..." diyen Yasemin'in şarkısını, Hasret devam ettirdi. "Kâtibimin setresi uzun, eteği çamur..."

Sorun şarkıda değildi elbette, ben ve Fatin'i taklit eden davranışlarındaydı. Ya sabır çekip, taşmak üzere olan kahveyi ocaktan aldım ve fincanlara yavaşça doldurdum. O sırada elinde tuzlukla yanıma dikilen Yasemin'e, anlamayan bakışlarla baktım.

"Tuzla ne yapacaksın, Yasemin?" diye soran Hasret'e döndü Yasemin. "Damat beyin kahvesine dökeceğiz."

"Saçmalama! Niye öyle bir şey yapalım ki?" Yasemin, bana şaşkınca baktı. "Tuzlu kahve âdetini bilmiyor musunuz? Hadi canım!"

Hasret'le birbirimize bakarken, Yasemin'in neden bahsettiğini hiç mi hiç anlamamıştık. O ise bize anlatmaya dünden gönüllüydü.

"Bakın şimdi..." deyip, elindeki tuzluğu bir fincana boca etti ve benim şaşkın bakışlarım altında anlatmaya başladı. "Tuzlu kahve, gelinin damadı sınama yöntemidir. Eğer Fatin abi bu tuzlu kahveyi itirazsız bir şekilde içerse, seni çok istiyor demektir. Ama içmez de yarım bırakırsa, seni çokta istemiyor demektir."

"Çok saçma..." diye söylendiğimde, Yasemin gözlerini devirdi ve sonra hınzırca gülümsedi. "Ama eğlenceli! Hem siz nasıl duymadınız ki bu âdeti?"

"Yahu küçücük ilçede kahveyi nerden bulsun millet? Tek tük evde olurdu ve önemli misafirlere ikram edilirdi. Kız isteme de anca çay ve ayran ikram edilirdi. E ayrana tuz koysak, damadın keyfi bile gelirdi."

Hasret'e hak verip güldüm ve kahve tepsisini elime aldım. Kararsız bakışlarım tuzlu fincanı bulduğunda, Yasemin direk müdahale etti.

"Sakın! Bak bari bunu becer! Yoksa gerçekten senin ablam olduğun konusunda şüpheye düşerim."

"Ta-tamam... Bir şey olmaz değil mi?"

"Ay ne olacak?"

"Ya kızarsa? Ya içmezse? Ay, bir de ya midesi kötü olursa?"

"Bu onun sorunu! Hadi cümbüş başlasın."

Yasemin'in hafif itmeleriyle, salon kapısını bulmuştum ve salonda gördüğüm kalabalıkla, gerisin geri kaçmak istemiştim ancak arkamda iki tane cadı olduğunu unutmuştum. Gözlerimi yumdum ve derin bir nefes aldım.

Yapabilirdim.

Sadece git ve kahveleri dağıt Esma... Bu kadar!

Derin nefes al, sakin ol ve gülümse...

Elim titrettiği tepsideki kahveleri taşma noktasına getirirken, güçlükle düz tutmaya çalıştım. İlk kahveyi verdiğim kişi Kemal Bey olunca, haliyle bir çekingenlik yaşadım. Sonra babama döndüğümde, çatık kaşlarıyla Fatin'e baktığını gördüm. Kavga falan mı etmişlerdi?

AHRAZOù les histoires vivent. Découvrez maintenant