BÖLÜM 1: SÜRGÜN DEĞİL, KADER!

8.4K 206 2
                                    


İnstagram – Tiktok: aysegulkalayzengin

Twitter: aysegulkalay_

***

İlk bölümden herkese selamlar...

Umarım bölümü beğenirsiniz ve bolca yorumla taçlandırırsınız.

Keyifli okumalar!

***

"SÜRGÜN DEĞİL, KADER!"

*

İSTANBUL (1975)

Gökyüzü griye çalan bulutlarla doluyken, bir tebessüm molasıydı birbirine olan anlık bakışları. Onlarca sesin arasında, efsunlanmış gibi sadece birbirinin sesini duyabiliyorlardı. Savundukları, inandıkları ve mücadele verdikleri düşüncenin doğruluğunu kanıtlamaya çalışıyorlardı inatla. Vazgeçmeye niyetleri yoktu.

Ellerinin arasındaki pankartları, daha bir inançla sıktılar ve nefesleri tükenene kadar haykırdılar, doğruluğuna emin oldukları düşünceyi. Her haykırışa onlarca ses eşlik ediyor ve bu, içlerindeki hırsı daha da körüklüyordu.

Onlarca insan, büyük adımlarla yürüyordu caddelerde. Omuzlarına görev bilinciyle yükledikleri davayı, en uç noktaya kadar götürmeye kararlıydı benlikleri.

Attıkları büyük adımlar, kendileri gibi büyük adımlar atan bir grup yüzünden durakladı. Koskoca caddeyi, iki karşıt grubun gerginliği sarmaya çoktan başlamıştı. Birbirine öfkeyle bakmaya başlayan bu adamlar, bir zamanlar aynı sokaklarda yürüyen ve oynayan çocuklardı.

Avucundaki elin sahibine döndü bakışları. Gördüğü yeşil gözler, tedirginlikle sarsılıyordu. Güç verir gibi sıktı avucundaki eli. Anında kendine dönen yeşil gözlere baktı ve içtenlikle gülümsedi. "Korkma," diye mırıldandı ve onu bu kalabalıktan çıkaracak bir yol aradı.

Kalabalığın çevrelediği caddeye baktığında, oldukça imkânsız olduğunu gördü. Gözleri karşı gruba döndüğünde ise çok fazla vaktinin kalmadığını biliyordu. Çünkü iki grupta birbirine kin ve öfkeyle bakıyordu. Olabilecek en kötü ihtimale hazırlanmış yüreklerine, siyaha bulanmış gözleri eşlik ediyordu.

"Seni buradan çıkarmalıyım." diye fısıldadığı cümleyi, kendine söylemişti. "Hiçbir yere gitmiyorum Fırat. Ne olursa olsun, seninle kalacağım." diyen sese döndüğünde, Merve'nin yeşil gözlerine baktı çaresizce. Onun bu yürüyüşe katılmasına engel olmalıydı ama yapmamıştı. Şimdi ise oluşacak ağır sonuçlardan, Merve'nin de pay almasından korkuyordu.

"Elimi sakın bırakma, Merve."

Merve, Fırat'ın elini daha bir sıktı ve yeşil gözlerini karşı gruba çevirdi. Buradan çıkacaksa eğer, Fırat ile birlikte çıkmalıydı.

Nereden geldiği belli olmayan bir komutla, karşıt gruplar bir anda birbirine saldırdı. Yüzlerinde patlayan yumruklar, tuttukları kalemin gücünü unutturmuştu. Oysa kalem, tüm cehaleti önleyebilecek tek araçtı.

Fırat, kargaşadan Merve'yi çıkarmaya çalışırken, onun zarar görmemesini sağlamaya çalışıyordu. İşte o zamanlardan biriydi, avuçlarından kayan eli fark etmesi. Hızla arkasına döndüğünde, gerilerde ve kargaşanın göbeğinde kalmış Merve'yi gördü.

"Merve!" diye haykırdı, önündeki insan yığınını aşmaya çalışırken. Herkes birbirine saldırıyor ve kargaşadan göz gözü görmüyordu. Kısa bir an kadar sonra, Merve görüş alanından tamamen çıkmıştı. Yüreği büyük bir korkuyla sınanırken, gözleri telaşla her yerde dolanıyordu.

AHRAZWhere stories live. Discover now