BÖLÜM 5: ŞARKI OLMAK

2.3K 139 11
                                    


İnstagram – Tiktok: aysegulkalayzengin

Twitter: aysegulkalay_

***

Yeni bölümden herkese selamlar...

Umarım bölümü beğenirsiniz ve bolca yorumla taçlandırırsınız.

Keyifli okumalar!

***

(FATİN)

"ŞARKI OLMAK"

Küçük adımlar attım, 32 yıl boyunca bana sığınak olan odamda. Beyaz duvarları süsleyen, aile resimlerinin bulunduğu altın yaldızlı çerçevelere bakındım bir süre. Annemin fotoğraf çekmekteki takıntısı, sanırım ilk kez bu kadar işime yaramıştı. Çünkü ailemin bulunduğu fotoğrafları yanımda götürüp, özlem duyduğum zamanlarda doya doya bakacaktım.

Özlem, nasılda meşakkatli bir his! Daha gitmeden sardı tüm bedenimi. Daha uzaklaşmadan üşüdüm yalnızlıktan. Ve daha kaybetmeden evvel arar oldu her birini gözlerim.

Nurhan, küçük bir çocukken bile oldukça ağır başlıydı. Tepkileri, duyguları ve davranışları her zaman kendinden emindi. Cevad'a olan hislerini, Cevad'dan önce gelip bana anlatmıştı. Şaşkın!

Karşıma geçip, "Ben Cevad'a karşı bir şeyler hissediyorum ama senin onayın olmadan ona söylemeyeceğim." demişti. O an asıl şaşkınlığı ben yaşamış olsam da kardeşime böyle bir güven verdiğim için mutluydum. Benden onay çıkmadan, tek kelime dahi etmemişti Cevad'a.

Ben onay verdikten sonra, Cevad'ın yanına gidip, büyük bir cesaretle duygularını dile getirmişti. Cevad, benden çekindiğinden dolayı, ilk başka olmaz demişti ama içinde yanan ateş onu gün be gün tüketmişti. Bu duruma daha fazla dayanamayınca, olaya el attım. Çünkü ikisi de aşkından ölecek vaziyete gelmişti.

Şimdi dönüp baktığımda, dilimden sadece iki hece çıkıyor. İyi ki.

Fırat, mavi gözleri bazen adeta yangını barındırıyordu. Bana çok benzerdi ama aynı zamanda çok zıttı. Onun ruhu daha bir asiydi. Daha bir hırçın...

Her sabahtan evden çıktığında, aklımın bir köşesi de hep onunla birlikte çıkıyordu. Gün boyu, başına bir iş açmasından korkar dururdum. Şimdi ise arada onca mesafe varken, onu düşünmeden nasıl duracağımı hiç bilmiyordum.

Fırat, benim her zaman sakladığım ikinci kişiliğim gibiydi. Onun kadar asi ve inatçı olmak istesem de becerememiştim. Büyük evlat olmak, sorumluluğu ve olgunluğu yanında getiriyordu.

Fırat'a imrendiğim başka konularda vardı elbet. Aşk gibi...

Merve'yi ilk gördüğü anı hatırlarım. Faik Başsavcıyı, bir akşam yemeğine davet etmem vesile olmuştu. Merve daha lisede, bizim haytaysa yeni üniversiteye başlamıştı.

Merve, babası Faik Beyin arkasından salona girdiğinde, Fırat'ın dili tutulmuştu adeta. Gözleri o kadar derin bakıyordu ki, karnına bir dirsek darbesi geçirerek kendine getirdim. Eğer Faik Başsavcım o bakışları fark etseydi, şu an ki sürgünü o zaman yaşamam kaçınılmaz olurdu.

Daha sonraları Fırat'ın, Merve'nin okuduğu lisenin önünde geçirdiği mesailer, aşkını anlatmak için uzunca bir vaktini almıştı. Ama sonuç olarak, istediğini almış bir Fırat vardı artık karşımızda. Ayakları yere basmayan ve öncekinden daha neşeli bir Fırat.

AHRAZWhere stories live. Discover now