BÖLÜM 12: YALANCI

1.9K 117 22
                                    


İnstagram – Tiktok: aysegulkalayzengin

Twitter: aysegulkalay_

***

Yeni bölümden herkese selamlar...

Umarım bölümü beğenirsiniz ve bolca yorumla taçlandırırsınız.

Keyifli okumalar!

***

(ESMA)

"YALANCI"

GİT!

Ardına bile bakma... Tek bir şüphe dahi düşmesin zihnine... Zira en büyük yangınlar, küçük bir şüphe tohumunun kıvılcımıyla başlar. Bırak, bir ateşte biz yakmayalım!

Sana 'gitme' demelerim, hep bencillikten. O da öyleydi. Bencildi.

Bazen neden ona benzedim diye kızıyorum kendime. Oysa en nefret ettiğim o oldu ömrümde. Sevgisi dahi yapmacık geldi gözüme. Çünkü o öyleydi. Bencildi.

Onun gibi olamam ben, Savcı Bey!

Sana dur diyemem. Kal diyemem. Gitme diyemem.

Çünkü sen, gün gelir benim 'gitme' dememe rağmen gidersin. Sonra, başlar burada bir yangın ve ben o çok korktuğum ateşin içinde buluveririm kendimi. Ben ateşten korkarım, Savcı Bey!

O yüzden, sen git.

Bırak, ateş küllendiğiyle kalsın.

***

Derin bir nefes alıp verdim. Kaç saat geçti üzerinden, hesaplamadım. Merkeze varmış mıdır?

Elimdeki işleme sonunda bitmişti. Akşam çökmeden Hilal'e götürseydim iyi olacaktı. Uzun zamandır bekletmiştim zaten kızı. Bir türlü bitmedi başımdan dertler, yorgunluk tüm bedenime yayılmış. Şimdi uyusam, bir hafta uyanmam gibi...

Onca şey yaşandı şu kısacık günlerde. Ben benliğimden çıktım da başka biri oldum sanki. Umudum ölümeyken, şimdi yaşam dilenir oldum. Aldığım her nefesin ardından, yenisini bekledim. Yaşam tatlıydı velhasıl. Vazgeçilmez kadar tatlı...

Kenara bıraktığım yazmamı alıp başıma örttüm ve yavaşça ayaklandım. Uzun bir müddet oturduğum için tutulmuştu bacaklarım. Bir zaman canlılığını bulsun diye bekledim.

Yere bıraktığım küçük bohçaya, son işlediğim yastık yüzünü de bıraktım ve bohçayı bağladım. Kucağıma aldığım bohçayla odadan çıktığımda, teyzem elinde hamur leğeni, tandıra doğru gidiyordu. Bakışları beni bulduğunda, kucağımdaki bohçaya baktı.

"Hilal'in miydi onlar?"

Başımı aşağı yukarı sallarken, oda ağır hareketlerle kapıya ilerledi ve ayağına uzun zamandır yırtılmış olan ayakkabısını geçirdi. Teyzem, iyi bir kadındı aslında. Sadece fazla asabiydi. Hayatın ona getirdikleriydi belki onu bu derece asabi yapan. Haklıydı.

15 yaşında, babasının zoruyla evlenmişti eniştemle. Sevmemiş hiç... Ama kim anlamış ki derdini? İyidir, hoştur deyip vermişler. O da yıllardır çeker durur eniştemin eziyetini. Oysa şimdi bile belli onu sevmediği.

Haklı.

Ben olsam, ben de sevmezdim o adamı. Sevilmez ki! Nursuz!

"Esma, çok geçe kalma... Ver, gel hemen. Hasret'e akşam yemeği için yardım edersin."

AHRAZWhere stories live. Discover now