EV ARKADAŞI •UZAY TENİ•

En başından başla
                                    

"Özür dileme Dolunay. Bana inandığını biliyorum." Furkan, içine derin bir nefes çekti. "Sana birkaç yer söyleyip yardımcı olmaya çalışırım ama pek tekin yerler değil. Tek mi gidiyorsun sen? Yoksa işten izin alıp geleyim yanına."

"Yok, yanımda Fatih var. Sen birkaç yer söylersen yeter bize!"

Furkan, Caner ve tayfasının olabileceği birkaç yeri bizimle paylaşırken telefonu hoparlöre alıp Fatih'e dinlettim. Fatih, direksiyonu kırıp başka bir yola saparken "Olur da yardıma ihtiyacınız olursa yeniden arayın beni!" diye tembihledi Furkan. "Pusat'ı bulursanız da haber edin. Aklım sizde kalmasın."

"Tamam Furkan, çok teşekkür ederim. Her şey için sağ ol."

Telefonumu kapatırken Furkan'ın söylediği birkaç yeri hızla Fatih'e söyledim. Fatih, gaza biraz daha yüklenirken bakışlarını kıstı ve dikkatini tamamen yola verdi. Stres haliyle bacaklarımı hızlı hızlı sallarken tırnaklarımı dudaklarıma götürdüm ve farkında olmadan dişledim.

Furkan'ın tarif ettiği birinci mekan, hiç ama hiç tekin bir yer değildi. Gördüğüm tipler beni korkuturken arabanın çocuk kilidini aktif hale getirmeyi ihmal etmedim. Fatih, sokak sokak gezerken Pusat'ı bulmaya çalıştı ama başarısızlıkla sonuçlandı.

Oradan ayrılıp okulun arka taraflarında kalan yere giderken yol üstüne park edilen motosikletlere bakmayı ihmal etmedim. Pusat, güzel bebeğini belki de buralara park etmişti. Benim bakışlarım etrafta endişeyle gezinirken gördüğüm tanıdık plakayla anında "Fatih!" dedim. "Bu o, Pusat'ın motoru!"

Fatih, arabayı anında sağa çekerken el frenini indirdi. Kapıyı açıp aşağı inerken başımı etrafa çevirip Pusat'a rastlamaya çalıştım. Etrafta görünmüyordu. Fatih, aşağı inip anında yanıma gelirken "Yürü boncuğum." dedi ve koluma sıkıca girdi. "Buralarda bir yerlerdedir. Bulalım hemen!"

Fatih büyük adımlarla ilerlerken anında onu takip ettim. İkimizin de kafası ve bakışları etrafta dönüyor, Pusat'a rastlamaya çalışıyordu.

Sokağın sonuna doğru yaklaştıkça kulağımızı dolduran boğuk sesler, bir an duraksamama sebep oldu. Fatih de benimle birlikte durduğunda elimi dudaklarıma götürüp sessiz olmasını işaret ettim. Peş peşe gelen acı dolu inlemeler kalbimi sıkıştırırken hızla sokağın sonuna doğru koşup sola döndüm. O sırada karşılaştığım manzara beni dondururken Fatih'in arkadan gelen bedeni bana usulca çarptı.

Pusat, Caner'i bulmuştu. Caner'i bulmuş, üstüne çıkmıştı. Üstüne çıkmakla kalmamış ve peş peşe yumruklarını acımadan Caner'in suratına geçiriyordu.

"Sana," Vurdu. "Ona," Vurdu. "Dokunmaman gerektiğini," Vurdu. "Defalarca söyledim." Diğerlerine göre daha sert vurdu. "Ona yaklaşmayacaksınız. Duydun mu beni?" Hırsla bir daha vurdu. "Duydun mu beni, amına koyduğumun pezevengi! Hırsını, içindeki o orospu kıskançlığını onun üstünde göstermeyeceksin. Değil sen, yanındaki o ucuz kız bile ona yaklaşmayacak, duydun mu beni?"

Caner'in kulağına daha önce hiç duymadığım o ses tonuyla bağırırken elini kaldırdı ve yumruk olmuş parmaklarıyla Caner'in çenesine sertçe vurdu. Çıkan ses, tüylerimi ürpertirken Fatih kulağıma doğru eğildi.

"Boncuğum..."

"Hı?"

"Sevgilini full HD ekranla izlemeye mi geldin? Ayırsana..."

"Ben mi?" Sertçe yutkundum. "Ayırmaya gücüm yetmez ki."

Fatih burnundan alaycıl bir nefes verip güldü. "İsmini seslen, yeter ona." Ona dönüp dehşet dolu ifadeyle bakarken peş peşe inen yumruk sesleri kulağımı doldurmaya devam etti. Pusat, vahşi bir hayvan gibi hırıltılı nefesler alıp vererek Caner'i benzetiyordu. Evet, benzetiyordu.

EV ARKADAŞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin