EV ARKADAŞI •KAYBETME KORKUSU•

23.3K 1.4K 1.1K
                                    

Selaamss!

Güzel ve bana destek veren yorumlarınızı tek tek okudum. Hepinize teşekkür ederim, iyi ki varsınız ❤

Uzun bir bölüm oldu. 600 yorumu geçer miyiz?

Keyifli okumalar!

Esen tatlı meltem, boyayla boyadığım sarı saçlarımı yavaş yavaş geriye uçuştururken üzerime aldığım şala sarıldım ve dolan gözlerimin akmaması için ekstra çaba gösterdim.

Batmaya başlayan güneş, gökyüzünü tatlı pembe tonuna çevirirken mutlu olmak yerine daha fazla üzüldüm.

Ceyda annem, hamileydi.

Bana abla olacağımı söylemişti ama ben bu duruma sevinemiyordum. Kardeşim olacağı için mutlu olamıyordum.

Korkuyordum. O küçük embriyonun büyüyüp doğmasından deli gibi korkuyordum.

Abla olacağım için sevinemiyordum çünkü o küçük embriyonun sevdiklerimi elimden almasından çok korkuyordum.

Ceyda annemin ilgisinin üzerimden gitmesinden korkuyordum. Buğra babamın gözünden sakındığı kızı olmayı bırakmaktan korkuyordum. Emre'nin en sevdiği, biricik kardeşi olmaktan çıkacağım için korkuyordum.

Çok korkuyordum. Bu korku, bünyeme de çok fazlaydı. Bana bahşedilen sevginin azalacak olması, çok acımasızdı.

O, küçük ve buruşuk şeyin daha çok sevilecek olması bana yapılan büyük haksızlıktı.

İstemiyordum. Abla olmak istemiyordum ben. Neden bana sormamışlardı? Ben, onların ailesinin bir parçası değil miydim?

Gözlerim, daha fazla dolarken dişlerimi birbirine geçirdim. Şu an çocuksu davranıyor olabilirdim ama ne düşünüp ne hissettiğimi kimse anlayamazdı. Yaşadığım kaybetme korkusunu kimse anlayamazdı. Hissettiğim bu duygu karmaşasını ve hiçbir şeyden haberi olmayan o küçük bebeği istemememi kimse anlayamazdı.

Boğazımda büyük bir yumru vardı. O yumru, Ceyda annemin karnındaki şeyden bile daha büyüktü. Yutkunamıyordum. İçeride beni bekleyen küçük beyaz ayakkabıları ve hamilelik testini görmek istemiyordum. Sadece yalnız kalmak ve atak geçirmeden ağlamak istiyordum.

"Küçük Dolunay?"

Arkamda hissettiğim beden ve ilgi dolu ses, daldığım düşüncelerden sıyrılmamı sağlarken ne ara aktığını bilmediğim gözyaşlarım kendini hissettirdi. Yakalanacak olmanın verdiği panikle ellerimi havaya kaldırırken ıslanan gözlerimi hızlıca sildim ve suratıma düşen hüzünlü ifadeyi silmeye çalıştım.

Ağladığımı bilmeseler daha iyi olurdu. Gelecek olan küçük embriyonun sevincini yaşamaları yarım kalmamalıydı.

Bencil davranıyor olabilirdim ama bu durum şu an, benim umurumda değildi. Pusat bile sevinmiş ve Ceyda annemi gülen yüzüyle tebrik etmişti. Daha dünyaya gelmeden ev arkadaşımı bile kendi tarafına çekmişti.

Küçük, buruşuk ve çirkin şey.

"İçeride seni bekliyoruz. Hava almaya diye çıktın ama dönmedin. Ailene karşı istemediğin bir davranışta mı bulundum? Kendime dikkat etmiştim ama..."

Pusat'ın bu durumda bile hatayı kendinde araması sinirimi bozarken aynı zamanda gözlerimi yeniden doldurdu.

Aslında evet, istemediğim bir davranışta bulunmuş ve o gelecek şeyi yaptıkları için Ceyda annemi tebrik etmişti. Abla olmak zorunda kaldığım için beni de tebrik etmişti. Ben, istemiyordum ki. O bebeği istemiyordum. Ben, onların ilgiye aç bebekleri olurdum. Neden çocuk yapmışlardı?

EV ARKADAŞIWhere stories live. Discover now