EV ARKADAŞI •ANNE ZİYARETİ•

21.1K 1.4K 985
                                    

Selaamss!

Son bölümlerde hem oy hem de yorum sayısı düştü. Özür dileyerek artık sınır koyuyorum.

Sınır, 575 oy-550 yorum.

Keyifli okumalar!

Keyifli okumalar!

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Pusat Dağdelen

Karşımda duran küçük kız, parmak uçlarının üzerinde zarif bir balerin gibi yükselmiş ve dudaklarını dudaklarıma bastırıyordu. Gözleri kapalıydı. Benim, şaşkınlıktan irileşen gözlerime inat gözleri sımsıkı kapalıydı.

İnce saç tutamları küçük yanaklarına yapışmış, özenle yaptığı belli olan makyajına tutunmuştu. Makyajı ağladığı için biraz bozulmuştu ama yine güzeldi. Çok güzeldi.

Beni öptüğünde daha güzel olmuştu. Şu an dibimdeyken çok güzeldi. Evet, güzeldi.

Kalbim, boğazımdan fırlayacak gibi atarken ne yapacağımı kestiremiyordum. Onu öpmeli miydim, yoksa yavaşça geri çekilerek gözlerine mi bakmalıydım?

Allah'ın salağı, yine bayılma da ne yaparsan yap!

Onu öpersem benden çekinebilir ve belki de beni yanlış anlayabilirdi. Beni öpüyordu ama aynı zamanda öpmüyordu. Her iddiasına girebilirdim ki, ay parçasından farksız bu kadın ilk öpücüğünü bana veriyordu. Onu korkutmak istemiyordum.

"Dolunay..." Dolunay'ın pamuktan yumuşak ve fazlasıyla narin dudakları konuşmamla birlikte hafifçe geri çekildi. Kapanan gözleri usulca aralanırken derya yeşili benim düz kahverengi gözlerimi içine çekti. Elmacık kemiklerinin kızardığına şahit olurken benden utandığını anladım. Bu eve girebilecek kadar yürekli, beni öpebilecek kadar cesurdu ama utanıyordu. Küçük ve savaşçı bal porsuğu utanıyordu.

Heyecandan dilim damağım kurumuş ve biraz da olsa ben de utanmıştım. Ona karşı bir şeyler hissediyordum. Yanında kalp atışlarım olabildiğince hızlanıyordu. Onu saklamak ve kimseye göstermemek istiyordum. Yanımda olmasını, sürekli onunla uyumayı istiyordum. Sadece bana gülmesini, sadece bana anlamasını istiyordum. Mutsuz olduğunda bana sığınmasını, benden akıl almaya çalışmasını çok seviyordum çünkü o anlar bize özel oluyordu.

Dolunay, yaramaz bir kız çocuğuna benziyordu. Onunla başa çıkmak zor ama bir o kadar da güzeldi.

En basitinden ders çalışırken yerinde kıpır kıpır oluyor, çalışmamak için bahaneler üretiyordu. Dağınıktı. Yüz yıkama jelini bile ona ayırdığım rafa kaldırmıyordu. Dersi biter bitmez benimle birlikte eve dönüyor ve kıyafetlerini çıkararak odanın herhangi bir köşesine atıyordu. Bunu başka birisi yapsa konuşur, yapmaya devam ederse belki de kavga ederdim. Kendimi bildim bileli düzen hastasıydım. Temizliği ve düzeni seviyordum ama bu Dolunay için geçerli değildi. Nasıl rahat ediyorsa öyle yapabilir ve o tatlı canının keyfine bakabilirdi. Arkasını, yaptığı şirinliklerle bir ömür boyu toplayabilirdim.

EV ARKADAŞIWhere stories live. Discover now