EV ARKADAŞI •GERÇEK•

14K 1K 231
                                    

Selaamss!

Bu bölümü yazarken okunma sayımız 394 bin. Belki yayımladığımda 400 olur. Çok şey demek istiyorum ama sizi sıkmamak için diyemiyorum. Her geçen gün büyüdüğümüzü görmek beni o kadar mutlu ediyor ki... Sınır olarak 5 oy 10 yorum istediğim anlar dün gibi aklımda. En başından beri bıkmadan usanmadan okuyan ve bırakmayan kişiler var, biliyorum. Kitap 3. kez yazılmaya başlasa da siz asla okumayı bırakmadınız <3 En çok size teşekkür ediyorum. Umarım hep birlikte devam ederek 1 Milyon oluruz ve sevinçten kudurarak tepindiğim dansıma eşlik edersiniz.

Umarım okumuşsunuzdur çünkü bir anda duygulandım xmzlsmlsnslsks

Yeterince şey yazmamışım gibi sona yazdığım küçük açıklamayı okuyun lütfen.

Keyifli okumalar!

Parmaklarıma sımsıkı dolanan parmaklar, baskısını yitirmeden kendini bana hissettirmeye çalışıyordu. Kulağıma ulaşmaya çabalayan fısıltılar, amacına ulaşamıyor ve askıda kalıyordu.

Koca bir karanlığın ortasında tek başımaydım.

Karanlığın ortasındaki hiçlikte kaybolmuştum.

Ne oluyordu? Bir şeyler hissetmem mi gerekiyordu?

Belki de canım yanmalı ve bana yaşadığımı hissettirmeliydi ama hayır. Ben hiçbir şey hissetmiyordum.

Sadece elime dolanan parmakların baskısını hissediyordum. Sanki birisi kafatasımı yarmış, içinden beynimi çıkarmış ve büyük bir boşluk yerleştirmişti.

Bir yerde uzanıyordum. Ellerimde baskı hâlâ vardı. Bir an bile geri çekilmiyordu. Burnuma, bol bol dezenfekte edilen bir yerin kokusu çarpıyordu. Burayı tanıyordum. Hayatımın belli aralıkları ve düzenle geldiğim bir yerdi burası. Hastane. Evet, hastaneydi.

Bir hastanede, bana verilen yatakta uzanıyordum ve yanımda elimi asla bırakmayan birisi vardı.

Kulağıma, "Uyan hadi." diye bir mırıltı çarptığında başıma ani bir ağrı girdi. Boşluğun içine saplanan o ağrılı sancı tüm bedenimi keşife çıkarken iznim dışında suratımı buruşturdum. Bu, tamamen refleksifti.

"Kızı rahat bırak." dedi bir kadın sesi. "Dinlensin biraz. Zaman geçtikte toparlanıp ayılacak."

"Gözlerini göremediğim her saniye ölmeyi istiyorum teyze. O gözlerini açmalı. Gözlerini açmalı ve derya yeşili gözlerini göstermeli. Bana bakmasına ihtiyacım var."

"Bebeğim benim... Gel buraya."

Elimde duran parmaklar geri çekilmedi. Aksine bana daha sıkı tutundu.

Gözlerimi aralamak için büyük bir çaba sarf ederken doku kaybına uğrayan bedenim yavaş yavş kendine geldiğinde dudaklarımın ve ağzımın içinin kuruduğunu hissettim.

Çatlayan dudaklarım canımı acıtsa da inat ederek zorlukla araladım.

"S-Su..."

EV ARKADAŞIWhere stories live. Discover now