"Dersim başlamak üzere, görüşürüz!" Çağla'ya seslenirken yere oturmuş olan grubun yanından aceleyle geçtim ve kendi amfime doğru adımladım. O sırada gözüme çarpan panodaki duyurulara bakarken duraksamama engel olamadım. Ev arkadaşı arayan bir sürü i...
Sınır 575 oy, 500 yorum.(Lütfen yorum sınırını doldurmak için boş yorumlar atmayın. Ben sizin düşüncelerinizi ve yazdıklarınızı okumak istiyorum.)
Keyifli okumalar!
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
"Selam anne, biz geldik." Eğilerek soğuk mermer taşını usulca öptüm. "Sana, bugünden itibaren erkek arkadaşım olan birisini getirdim. Tanıştırmaya..."
Yüzümde oluşan buruk tebessümle gözlerim dolarken eğilip ellerimdeki gül buketini, mermerlerle çevrilen toprağın üzerine bıraktım. "Biraz uzağımızda, beni izliyor. Gelecek ama başta, bizi biraz yalnız bırakmak istedi. Bu gülleri de sana, o aldı." Ellerim, soğuk mezar taşının üzerinde dururken ondan destek alarak diz çöktüm. Bacaklarım, soğuk toprakla temas ederken bunu umursamadım. Ellerimi, toprağı çevreleyen mezarın mermerine yaslarken başımı kollarıma yasladım ve tıpkı anneme bakarmış gibi toprağa baktım.
"Üniversite için şehir dışına gittiğim için eskisi gibi gelemedim. Umarım bana kızmamışsındır."
Parmaklarımın altında duran toprağı, annemin saçlarını okşarmış gibi okşadım. Kokuları aynı değildi. Toprak, annemin kokusunu bastırmıştı. Bazen bu haksızlık gibi geliyordu ama zamanla alışıyordum.
"Bir sürü arkadaşım oldu, biliyor musun? Çağla başta çok dengesiz davrandı, ona çok sinirlendim ama yeni arkadaşlarımı onun sayesinde tanıdım. Sanırım şu an biraz ona minnettarım. Yaptığı saçma sapan hareketler, bana çok şey kazandırdı." Toprağın üzerinde can bulan yabani otları usul usul temizlerken burnumu çektim. "Buse var, çok güzel bir kız. Biraz fazla utangaç. Upuzun saçları var, onun gibi saçlarım olsun isterdim ama saçlarımı fazla uzatamıyorum. Utangaçlığı arkadaş konusunda değil aslında. Sadece Atila'yla olan ilişkisi öyle. Atila da ilk tanıştığım arkadaşım aslında. Antalya'ya, buz pistine gittiğimde tanıştık. Çok iyi birisi. Bana istediğim zaman buz pistine gelebileceğimi söyledi. Babasıyla falan da tanıştım. Bana çok yakın davranıyorlar. Sadece tek sorunu, Buse'yle yıllardır flört ediyor olması."
Güldüm. Pusat'ın bakışlarını üzerimde hissediyordum ama ilginç bir şekilde rahattım.
"Ben bile onlardan daha hızlı ve cesur çıktım, inanabiliyor musun? Hayatımda ilk defa bir erkek arkadaşım oldu ve onu da seninle tanıştırmaya getirdim. Kızın sana karşı dürüst olduğu için çok şanslısın."
Toprağa bulanan ellerimi usulca çırparken doğrulup mezar taşına doğru yaklaştım. Başımı soğuk mermere yaslarken hafifçe titredim. Bu mezar ve bu soğuk mermer bana annemin sıcaklığını vermiyordu. Her defasında üşüyordum.
"Fatih var bir de. Biraz dengesiz ama çok tatlı. İyi ama iyiliğini belli etmemeye çalışıyor. Komik, fazla komik. Onunlayken gülmekten yanaklarım ağrıyor. İnce düşünceli ama bir o kadar da patavatsız. Bazen nerede ne konuşacağını bilmiyor. Ona sinirleniyorlar ama ben fazla kıyamıyorum. Bir de köpeği var, birlikte gittiğimiz koyda yanımıza gelen köpeği çalarak evine götürdü. Aslında sahiplendi demek istiyorum ama onu da yapmadı. Sahiplenmeyle çalmanın arasında bir şey işte."
