EV ARKADAŞI •BUZ PERİSİ•

31.5K 1.8K 960
                                    

Selaamss!

Satır arası bıraktığınız yorumlar ve bölüm içerisinde verdiğiniz oylar bölümün gelme hızını kısaltır, uzunluğunu arttırır. Bu yüzden oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın. Keyifli okumalar!

Eskisi kadar ne oy, ne de yorum geliyor. Okumayı bıraktınız mı ne yaptınız :')

"Hayır Emre! Gelmeni istemiyorum." Emre'nin tüm ısrar ve çabalarını direkt olarak reddederken yalnız kaldığım odada ciddi kalmaya ve ona net olduğumu belli etmeye çalışıyordum ama kardeşim bunu kabullenmek istemiyor gibiydi. "Ne demek gelmeni istemiyorum? Kimin evinde kaldığını bile bilmiyorum Dolunay! Sen, bizden gizli iş yapmazdın. Hep Çağla yüzünden değil mi?"     

"Emre, gelmeni istemiyorum!" Bir anda yükselen sesimle kardeşime çıkışırken beni bu durumun içine ittiği için kuzenime bir kez daha küfür ettim. Onlara ilk defa yalan söylüyordum ve bu, kötü bir şeydi. Kendimi kötü hissediyordum. "Çağla yüzünden değil! Onunla kuzen olsak da aynı evde anlaşamayacağımızı anladım ve kendi isteğimle çıktım."

"Dolunay, bunu nasıl yaparsın? Kaldığın evdeki arkadaşın erkek! Kendine gel, beni çıldırtma." Abimin beni azarlayan ses tonu karşısında suratımı assam da çabucak kendimi toparladım. Çağla'yı satmam için elimde hiçbir sebep yoktu ama Pusat'ı ve arkadaşlığını sevmiştim. Bana zarar vermediği sürece karşı cinsle kalmamın hiçbir sorunu yoktu. Cinsiyet, din, dil ve ırk farketmeksizin iyi bir insan olması yeterliydi.

"Emre, abartıyorsun ve sana gerçekten kızmaya başlıyorum! Kendi kararlarımı verebileceğim yaşa ulaştığımı düşünüyorum ve bir erkekle kalmam o kadar da kötü bir şey değil."

Düşündüğüm gerçekleri Emre ile paylaşırken bana kızacağını biliyordum. Çağla yüzünden onu fazlasıyla sinir etmiştim ama Çağla sayesinde de güzel bir arkadaş grubu bulmuştum. Benden götürdükleri gibi getirdikleri de vardı ve bunu saymamam büyük haksızlık olurdu. Fatih, Atila, Buse ve Pusat yeterince iyi ve anlayışlıydı. Kötü niyetli olsalar, çoktan yapacaklarını yapmış olurlardı.

Özellikle Pusat; o gece beni teselli edip uyutmak yerine açığımdan yararlanıp çok daha kötü şeyler yapabilirdi. Sonuçta o, psikoloji öğrencisiydi ve bu duygusal durumlar onun ustalık alanı olacaktı.

"Ne demek yok Dolunay! Beni çıldırtma, kalbini kıracağım." Emre'nin gerçekten sinirlenmiş ve kızgın çıkan sesine diyecek bir şey bulamazken yeni odamda sağa ve sola gezinip telefonu biraz daha kulağıma bastırdım. "Yok Emre çünkü ben hayatımdan memnunun! Evet, bir erkekle kalıyor olabilirim ama kaldığım erkek belki de çoğu kızdan daha güvenilir. İki günde nereden anladın güvenilir olduğunu diyeceksin ama anladım işte! Ona güveniyorum, o iyi biri."

"Babamızın haberi var mı Dolunay? Bir erkekle kaldığını biliyor mu? Annemizin haberi var mı peki? Onlara da anlattın mı kaldığın ev arkadaşını güvenilir bulduğunu?" Emre'nin tıslamaya benzer sesiyle irkilirken Ceyda annemin ve Buğra babamın ne tepki vereceğini bilmiyordum. Bir erkekle aynı eve çıkmak zorunda kaldığımı onlara anlatamamıştım. Hatta kuzenimi zor durumda bırakmamak için yakalanana kadar da söylemezdim belki. Onların ne tepki vereceğini bilmiyordum.

"Konuşsana hadi! Söyle! Anlattın mı onlara? Sana güvenen annene, onlardan habersiz bir erkekle eve çıktığını anlat."

Kardeşimin bana çıkışan her cümlesiyle derinden sarsılırken aileme açıklama yapamadığım için kendime kızdım. Benimle birlikte yaşayan ve her anımda ortaya çıkmak için sabırsızlanan panik atağım yavaş yavaş kendini gösterirken titreyen bacaklarıma sahip çıkmaya çalışıp titrek adımlarla yatağıma doğru adımladım. Kendimi sıkarak ucuna otururken titreyen ellerimi durdurmaya çalıştım.

EV ARKADAŞIWhere stories live. Discover now