3. Yeni Bir Yuva

18.2K 790 48
                                    

3.Bölüm: Yeni Bir Yuva
*Türbülansa giren uçaklar.*

"Bu yatak kapıya bakıyor olmaz böyle." Son kelimesini bastıra bastıra söylerken yatağı camın önüne itmişti Gökay.

Bu arada arkadaşlar, çok güzel bir şey oldu! Ben taşındım!

Yani, taşınıyordum. Tam şu an.

Ali'nin önerdiği o ev her şeyiyle bana uygun gelmişti. Sadece ikinci katta yere yakın olmasından, hırsızlık olaylarından ötürü, rahatsızdım. Ama daha fazla otelde kalmamak adına bu sorunu görmezden gelmek zorunda kalmıştım.

Sonuç olarak nihayet iki haftalık göçebe hayatımın sonuna gelmiştim. Nesli, Volkan abi, Eva, Alparslan... Herkes burada bana yardım ediyordu.

Şu anda da Gökay'ın, yatağın ayak ucunun kapıya bakmaması gerektiği konulu yaygarasını dinliyorduk. Dinliyorduk diyorum, çünkü Gökay, Eva dahil herkesi yatak odasına toplayıp yatağın yerini üç kez değiştirtmişti.

"Oğlum oda zaten küçük. Komodini nereye koyacak bu kız?"

Normal şartlarda çok da fazla konuşmayan Hakan bile konuya dahil olduğunda olaya el attım.

"Tamam, sakin olun! Yatakla soldaki duvarın arasına koyarız komodini. Biraz sıkışık olacak ama sorun değil. Kötü enerjileri de üzerimize çağırmayalım, değil mi?"

Gökay zaferle gülümserken bende komodini duvarın köşesine ittim.

Yatak odası Hakan'ın da dediği gibi biraz küçüktü. Odanın sağ tarafında üç kapaklı bir dolap, girişin tam karşısında da pencere vardı. Gökay dolayısıyla yatağı duvarın önüne, yani ayak ucu pencereye bakacak şekilde yerleştirmiştik.

Ben başta yatağı pencerenin önüne koymuştum. Ancak Gökay ısrarla yatağın kapıya bakmaması gerektiğini, yoksa hastalık getireceğini söylüyordu. Açıkçası bende böyle şeylerden etkilenirdim.

Doğru olmasa bile şüphesi beni bitirirdi, emindim.

"Abuk subuk şeyler sokuyorsun kızın aklına Gökay. Sus da şu halıyı götür içeriye." Alparslan Gökay'ın eline oturma odasının halısını tutuşturup arkasından ite ite içeri gönderdi.

Diğerleri de bıkkınlıkla odadan çıkarken Nesli bana döndü. "Ay sen bakma bunlara. Nasıl istiyorsan koy öyle. Benim yatağım da kapıya bakıyor. Beş senedir bir kötülüğünü görmedik." Gülerek o da odadan çıktığında perdeleri takmaya girişen Alparslan kıkırtılarımın sesini duymuş olmalı ki bana döndü. Odada yalnız kalmıştık.

"Bırakacağım şimdi ama." Elindeki perdeyle çıktığı sandalyenin üzerinden bir kedi yavrusu edasıyla bana baktığında kıkırtılarım kahkahaya dönüştü.

"Hayır hayır, komiğime gitti sadece. Sen git özel kuvvetlerde koskocaman üsteğmen ol, sonra gel evde pıtı pıtı perde tak."

Söylediklerim onu çok eğlendirmiş olmalı ki o da gülmeye başladı.

"Koskocaman üsteğmen, demek?"

Elindeki perdenin son halkasını da takıp yanıma geldi. O kadar güzel gülüyordu ki, o an gamzelerine dokunmak istemiştim.

Kafamı salladığımda devam etti konuşmaya. "Ya, hayat işte. Elin silah da tutsa iğne de tutsa gün sonunda eve gelip bulaşık yıkayıp perde asıyorsun." Söylediklerine gülme sırası bendeydi. "Bulaşık yıkadığın zamanı da görmek isterdim." Sonra Nesli'nin mutfak önlüğü geldi aklıma. Üzerinde 'Alparslan'ın mutfağı' yazan bir mutfak önlüğüyle hayal ettim onu. Daha çok gülmeye başladım.

MAVERA/TAMAMLANDIWhere stories live. Discover now