'Karşılaşma'

77 13 24
                                    

60. Bölüm : 'Karşılaşma'

Tüm sözcükler zihnimin içinde yankılanırken, Akel'in ve Efran'ın kanlar içindeki hali zihnime resmen kazınmıştı. Gördüklerimden emin olmak amacıyla tekrardan, dikkatli bir şekilde bakmaya çalıştım. Karşılaştığım görüntü zihnime bir balyoz darbesi gibi inmişti...

Beni görmemeleri için tamamen bakış açılarından çıktım ve yanımdaki duvara tutunmaya çalıştım. Zira o görüntü altında, omuzlarımın bana yüklediği yük ayakta durmamı zorlaştırıyordu...

Ne yapacaktım? Bu halimle kendime yararım yokken onlar nasıl kurtaracaktım? Zihnimdeki soru işaretleri ilk defa böylesine yanıtsız kalırken, verebilecek bir cevabımın olmaması beynimin uyuşmasına neden olmuştu.

Onları kurtarmaya kalkamazdım çünkü yaralarım ile iki kişiyi alt etmeye çalışmak, özellikle silahlı olan iki kişi karşısında çok zordu. Yardım çağırabilme ihtimalimin de olmaması beni iyice çıkmaza sokuyordu.

İçeriye girdiğim büyük kapı, gürültü ile açılırken hızla diğer eşyaların arasına sıkıştım. Bu kapıyı hesaba katmamam sinirlenmeme neden olurken, hızlı davranmam sinirlerimi yatıştırmıştı. Kapının ardından başka bir adam koşar adımlarla geldi ve diğer adamların yanına yaklaşıp fısıltı tonunda konuştu.

Efran'ın ve Akel'in duymasını önlemek isterken, hafif bir şekilde söylediği kelimeleri duydum. "Zemheri odasından kaçmış ve bulunamıyor. Karaca hanım daha fazla onları burada tutmayın, evine bırakın dedi. Zaten kanına ulaştırdığımız ilaçlar ve içtirmeye çalıştığım ilaçlar sayesinde asıl amacımıza vardığımızı söyledi. Çok hızlı bir şekilde onları evine götürün ve yaralarını sarın."

Kendi aralarında konuştukları cümleler kaşlarımı çatmama neden olurken, sadece beklemekle yetindim. Eve götürülüp yaralarının iyileştirilmeye çalışılması düşüncesi beni biraz daha rahatlatırken, bana verdiği ilaçlarla alakalı konuştukları şeyler zihnime takılmıştı. Şu an buna ayırabilecek çok fazla vaktim olmadığı için bir kenara not edip, asıl konuya dönmeye çalıştım.

Üç adam hep beraber ilk önce Akel'i daha sonra ise Efran'ı kaldırdı ve destek olarak kapıya doğru yürütmeye çalıştı. İlk başta yalpalarken, yanındaki adam sayesinde ayakta kalıp ilerlediler. Bir süre sonra kapıdan dışarıya çıktıklarında ne yapacağımı bilmez bir halde etrafıma baktım.

Yüzüme kapanan kapı; ardında bütün duvarların üzerime yıkıldığını hissettirirken, düşüncelerim o yıkılan duvarların enkazı altında sıkışmıştı. Beynim hissizleşirken geriye sadece kalbimden hissedip, yapacağım adımlar kalmıştı...

Etrafımdaki ölüm sessizliği beni de içine çekerken, bir sonraki adımımı hesaba katmadan sadece ilerledim. Adımlarımı atarken oluşan zorluk, sadece uyuşukluğun zihnimde olmadığını belirtiyordu. Yavaş ve temkinli adımlarla kapıya doğru ilerledim.

Geldiğim yoldan ilerlerken içimdeki korkuya teslim olmamaya çalışıyordum. Büyük kapıyı açtıktan sonra diğer kapıya doğru ilerledim ve adımlarımı durdurdum. Dışarıdan herhangi bir sesin gelip gelmediğine emin olduktan sonra büyük tereddütlerle dışarı çıktım. Etrafıma hızla bir göz atıp kimsenin olmadığından emin olarak adımlarımı ilerlettim.

İçimdeki küçük bir ümit ile kapıyı kendime doğru çektim. Aniden açılan kapı şaşırmama neden olurken, hızla hareketlerimi toparlayıp açılan kapıdan dışarıya baktım. Gecenin ölümcül sessizliğinde birkaç insan bahçede sigara içiyordu.

ZEMHERİ | S.Ç.Y. |Where stories live. Discover now