SON İKİ 'Hafıza'

224 29 25
                                    


Sessiz Çığlıkların Yankısı
ZEMHERİ











46. Bölüm : 'Hafıza'



Hastanenin soğuk koridorlarında nefes nefese kalmış bir şekilde ilerlerken zihnimde oluşan düşüncelerin ardı gelmiyordu. Efranla konuştuktan sonra buraya nasıl geldiğimi bilmiyordum. Ve de en önemlisi kulağımla işiteceğim cümlelere henüz kalbim ve zihnim hazır değildi...

Koridorun başında Efran'ın bakışlarını görmem bulunduğum yere binlerce çivi ile çakılmış hissi yaratırken dudaklarından dökülecek şeyi hiç istemesem de beklemeye başladım. Kızarmış olan gözlerinden inci gibi gözyaşları dökülürken kalbimin sıkıştığını hissettim. Sanki binlerce kişinin el darbeleri ile kalbim sıkılıyordu!

Efran'dan bir şey duyamayacağımı anladığımda zor da olsa konuşmaya çalıştım. "Zemheri'ye bir şey mi oldu?"

Aynı donuk bakış hala devam ederken dudakları zor da olsa kımıldadı. "Uyandı, istersen içeriye gidip konuşabilirsin."

Bir cümle! İnsanın hayatını bu denli ferahlatabilir miydi? Derin bir şekilde verdiğim nefesle odaya doğru adımımı attım. Bu sefer kalbim heyecandan hızlı atarken daha önce hiç yaşamadığım duyguların etkisinde kalıyordum.

Odanın kapısını açarken titreyen elimi durdurmaya çalıştım. Gözlerim gözlerinde dünyaları bulmak için hazırlanırken büyük bir yıkılış yaşamıştım. Solgun gözleri, morarmış gözaltları orman yeşili gözlerini kurak bir çöle döndürmüştü. Yavaş adımlarla içeriye girerken beni sonradan fark etti.

Her şeye rağmen yüzümde oluşan buruk bir tebessümle karşılık verdim. Solgun ve kurumuş dudaklarından her şeye rağmen dünyamı aydınlatacak bir gülümseme bekledim ama gözlerini benden kaçırdı.

"Zemheri!"

Sesim odada yankılanırken Zemheri bana bakmamıştı! Gözlerim hızla doktora döndüğünde anlamadığım dilde şeyler konuşmaya başladı ve odadan çıktı.

"Zemheri, iyi misin?" bir anlığına bana dönen bakışları tıpkı yabancıymışım hissini büründürüyordu. Yanımda oluşan hareketlilik ile Efran'ın geldiğini anlamıştım. "Siz kimsiniz? Ben neden buradayım?"

Kalbime ok misali batan cümleleri kısa anlığına şok olmama neden olmuştu. Gözümden bir bir akan yaşlara son vermeye çalışarak konuştum. "Ben Akel, tanımadın mı? Ben senin sevgilinim!"

Masum gözlerle bana bakarken kafasını hayır anlamında salladı. "Efran geçici hafıza kaybı dedi dimi doktorlar? Bizi unutmuş olamaz! O kadar olay yaşadık. Yaşantılarımız, aşkımız?"

Zemheriye doğru döndüm ve biraz daha yaklaştım. "Ben Akel, sevgilin olan Akel... Uzun zamandır yan yanayız ve bir sürü anımız var seninle... Belki bu hafıza kaybı geçicidir. Seninle yaşadığımız bütün olayları tek tek anlatabiliri-"

"Ben sizi tanımıyorum."

Sözcükleri kalbime hançerle yara atarken Efran' a doğru döndüm. "Geçici hafıza kaybı mı yaşıyor?"

"Hayır son bir yılı ve küçükken yaşadığı olaylar tramvatik olarak silinmiş. Doktorlar hatırlamaz dedi. Ama o ameliyattan çok şanslı olarak kurtuldu Akel, başka hiçbir hasar kalmadı. Sadece biraz korkuyor, eski güçlü Zemheri yok."

ZEMHERİ | S.Ç.Y. |Unde poveștirile trăiesc. Descoperă acum