'Kurşun'

218 28 17
                                    

40. Bölüm : 'Kurşun'

Gözüme vuran tatlı güneş ışığı dahi yorgun gözlerimi açmaya yeterli olmazken, Akel'in yanağıma kondurduğu küçük ve sık buseler gözümü açmama neden oldu. Günlerin yorgunluğunu çıkarmak istiyormuşçasına uyuduğum saatler artık kalkmamı belirtirken, kısık gözler ile Akel' e baktım. Bakışları tüm sorunlarımı ve düşüncelerimi yerle bir ederken onun yanında derin düşüncelere dalmak bile istemiyordum. Kaçamak bakışlar ile ona bakarken ellerini oynatmaya başladı.

"Günaydın Zemherim."

"Günaydın iğdem kokulum, bu sabahı yatağa gelen mükemmel bir menemen ile taçlandırılmış olarak hayal ediyordum, kuru bir öpücük bana yetersiz geldi gibi..."

"Eğer uykucu biri olmasaydın, sıcak bir şekilde sanayi menemenimi yerdin."

"Ben normalde asla bu kadar uyumam, sadece üzerimde günlerin yorgunluğu var!"

"Hem günlerin, hem de dünün yorgunluğu olduğu için seni bir defaya mahsus affediyorum ve mutfağa davet ediyorum." Anlattıkları yüzümün kızarmasına neden olurken yattığım yastığı alıp hızla ona doğru fırlattım. Bu halime iyice gülerken mutfağa doğru adımlarını yöneltti.

Kırmızıya bürünmüş olan halimden kurtulmaya çalışarak yataktan kalktım ve paytak adımlar ile lavaboya doğru ilerledim. Çok uyumamdan dolayı gözlerimin altı şişmişti. Hafif oluşan siyah dalgaların sadece uykusuzken olacağını biliyorken, çok uyumaktan dolayı da böyle bir şey olduğunu öğrenmiş olmuştum. Avucuma doldurduğum soğuk suyu yüzüme hızla çarparken, soğuk su irkilmeme neden olmuştu.

Soğuk suyun verdiği ferahlık ile yüzümü kenarda bulunan temiz havluyla sildim. Gözlerim yeni yaptırmış olduğumuz dövmede takılı kalırken artık yabancılık hissi çekmiyordu. Kobra ve yılan karışımı olan motif en çok hoşuma giden kısmıydı. O motifin sarılı olduğu ok yönleri gibi olan ama temelinde haç işareti yatan simge beni düşündürürken, onun aslında haç işaretinden daha farklı manalar barındırdığını düşünüyordum. Yol gösteren oklar gibi... kobra motifinin parıldayan kırmızı gözü, dikkatleri toplayan ilk kısımdı...

Günler sonra toplantı yapacaktık ve toplantıya girdiğimiz an bütün gözler bizde olacaktı. Herkes geride iki tane anahtarın kaldığını düşünüyorken biz bu sayıyı bire indirmiştik. Bu durum yüzümde gülümseme oluşmasına neden oluyordu. Ya bir adım finale yaklaşmıştık, ya da asıl başlangıç noktasına varmış olacaktık.

İçimdeki tüm hisler finale bir adım yaklaşmış olmayı isterken, hem ruhum hem bedenim de bunu istiyordu. Asıl başlangıçtan başlamak için gücümün yeterli olacağını düşünmüyordum. Zaten beynimdeki kurşunun bile buna bu kadar dayanacağını zannetmiyordum.

Kurşunu almak için ameliyat olacağıma dair Akel' e söz vermiştim. Ve şu an bulunduğumuz nokta geri dönüşü olmayan bir yerdi. Ameliyat olmasam ölümüm Akel için büyük bir yıkım olabilirdi. Ameliyat olup, Akel'e her şeyi anlatırsam bu Akel için daha da büyük bir yıkım olacaktı. Hangi tarafı seçersem seçeyim sonu yangındı... Bu yangıdan yara almadan kurtulmanın bir yolunu bulamıyordum, düşüncelerim ve beynim bunun ihtimalini dahi veremiyordu.

Ve şu an Akel ile çocuk hayali kuruyorduk, beş yıl sonrasını düşünüyorduk... Kendimi ne kadar bu olaylardan geri tutmaya çalışsam, bir o kadar geri geliyordu. Artık bir şeylerin planını yaparak ilerlemek istemiyordum, hayat bizim önümüze çok farklı şeyler çıkartıyordu.

ZEMHERİ | S.Ç.Y. |Where stories live. Discover now