'Korkunun Tılsımı'

260 40 49
                                    

Sessiz Çığlıkların Yankısı
ZEMHERİ









24. Bölüm : 'Korkunun Tılsımı'

"İlk nereden başlayacağız?"

Soğuk sesim ile Kunt' a yönelttiğim soru onu düşündürmeye başlamıştı. O günden sonra bir hafta geçmişti. Bugün yedi ocak iki bin yirmi iki... bu geçen bir haftada kendimi biraz daha toparlamıştım. En son yaptığım planı Akel ve Kunt'a anlatmıştım. Ama problemli olan Kunt bu planın iyi olmayacağını düşünerek yeniden konuşmamız gerektiğini söylemişti.

Kunt düşünmüşçesine yanıt vermeye başladı. "Bu şerefsizler çok akıllıca davranmış ve anahtarları hep tarihi eserlerin, tarihi yerlerin bulunduğu kısımlara koymuşlar. Bu gibi yerler zaten devlet tarafından korunurken oradan anahtarları almamız biraz daha zor olacak. Ben ve Efran Bursa sınırları içindeki iki anahtarın peşinde olacağız. Yani Hünkar Köşküne ve Ayvaini mağarasında bulunan anahtarları biz alacağız. Sizde mısıra gideceksiniz ve oradaki anahtarı alacaksınız. Bizim işimiz biraz daha kolay çünkü tam olarak konumunu ve nerenin altında bulunduğunu söylemiş o pislik. Ama sizin işiniz biraz zor olacak."



bu söylediklerine karşı gözlerimi devirerek yanıt verdim. Benim yaptığım planda böyleydi, birkaç süslü kelime kullanarak söylediklerini zenginleştirmişti. ve buna farklı bir plan olarak bize söylemişti. bunu umursamadan konuşmanın geri kalanını dinledim.

"Ve çok hızlı olmamız gerekiyor o mafya topluluğu bu yaptıklarımızı öğrenirse anında bizim ensemizde olacaklar."

Uzun zamandır konuşmayan Efran varlığını belli ederken onun söylediklerine hepimiz hak vermiştik.

"Bu üç anahtarı çok dikkatli ve hızlı bir şekilde alırsak eğer Efranın da dediği gibi o mafya topluluğu bizim ensemizde olacak. Ama elimizdeki anahtarın yaydığı enerjiye bağlı. Eğer bizim için olumlu enerjiler verirse korkudan asla yanımıza yaklaşamazlar ve böylelikle geriye kalan iki anahtarı da bulduğumuzda he-"

"Peki bütün anahtarları bulduğumuzda o mafya topluluğuna ve bize ne olacak? Ne elde etmiş olacaktık?" Kunt'un lafını bölmem onu sinirlendirirken bunu aldırmayıp konuşmasına devam etti.

"Bir onlara mafya topluluğu deme! İsimlerine ulaştık. Santino... hem Türkiye' de hem de diğer ülkelerde üyeleri var. Tahminime göre son iki anahtar diğer ülkelerde bulunan üyeler tarafından korunuyor. Biz bu anahtarları bulduğumuz ve yok ettiğimiz zaman onların bir amacı kalmayacaktı. Eğer başka biri tüm anahtarları toplayıp kendisinde saklasaydı tüm güçler onda olacaktı. Ve asla o kişinin önüne geçemeyeceklerdi. Çünkü anahtarlarda bulunan enerjiler o kişiyi çok güçlü yapacaktı."

Cebinden bir sigara kutusu çıkardı ve içinden ince sigarasını aldı. Kemikli parmaklarında tuttuğu sigarayı dudaklarına götürdüğünde benden biraz daha uzağa gitmişti.

"Bu güçten kastım para olarak. Elbetteki anahtarların enerjisinden yayılan da bir güç var ama bu anahtarların sonu yine tarihi eserlere çıkıyor. Ve bu insanlar güç uğruna, para uğruna masum insanları öldürmekten asla sakınmazlar... belki de biz bir araya gelip bu iş uğruna bir şeyler yapmazsak daha nice masum insanın canını yakacaklardı..."

Hızla kafasını bana doğru döndürdü ve sert sesi ile konuşmasını devam ettirdi. "Hadi biz ailelerimizden dolayı yaralıyız da intikam uğruna bu işin peşindeyiz. Peki sen Zemheri?"

ZEMHERİ | S.Ç.Y. |Where stories live. Discover now