SON ÜÇ: Ölüm Sessizliği

196 29 22
                                    

45. Bölüm : 'Ölüm Sessizliği'

Küçükken hep dünya işinden usanıp dönmeyi bırakırsa ne yaparız diye düşünürdüm. Şu an kelimenin tam anlamıyla dünyam durmuştu. Zemherinin bir hareket belirtisi verdiğini doktorlara bildirmek ile bildirmemek arasında kalırken gözümden akan yaşları silerek sakin kalmaya çalıştım. Bir süre daha doktorlara söylememeye karar vererek konuşmaya devam ettim.

"Ben en başından beri her şeyi biliyordum Zemheri. Anne ve babamı öldürdüğünü biliyordum! İçimde büyüyen intikam ateşini bastırıp senden intikam alabileceğimin düşüncesi içine girmiştim. Ben büyük bir aptalım! Gerçekten aptalım! Annemin ve babamın katiline aşık oldum. Hayatımı altüst eden kadına aşık oldum. Kalbimi çalıp ruhsuz olmama neden olan kadına kendi ellerimle kalbimi tekrar emanet ettim. Bu kalbime söz geçiremedim Zemheri. Sana aşık olmamasını defalarca kez söylesem de beni dinlemedi. Sözde senden intikam alacaktım, yavaş yavaş ölmeni sağlayacaktım. Bana yaşattığın acıların daha fazlasını çekmeni sağlayacaktım. Belki de sağladım, belki de benden daha fazla acı çektin. Bir yanım seni burada ölüme terk edip gitmemi söylerken diğer yanım seninle beraber çektiğim acılar hatırına dur diyor. Güzel anılarımızın hatırına, beraber buralara kadar yol almamızın hatırına... Şimdi kalk ve bir cevap ver Zemheri! Ben ne yapacağımı bilmiyorum, her zamanki gibi bana akıl ver..."

Sonuna doğru sesim kısılırken tekrardan ellerini tuttum ve konuşmaya devam ettim. "Konuşamıyor gibi yapmak benim için çok zordu Zemheri. Ama bu halde olmama rağmen hiçbir şeyi umursamadın ve daima benim yanımda olmaya karar verdin. Bana daima yardım etmeye çalıştın. Ve şimdi burada benim yüzümden yatıyorsun. Sana bilmediğin bir şey daha söylemek istiyorum. Sinyor bendim Zemheri. Anahtarlar önemli bir tarihi eserin odasını kilitli tutuyor. Bizim evimizde bulunan kasanın anahtarı o tarihi eserin yerinin nerede olduğunu yazan kağıdı saklıyor."

Aramızda oluşan tek ses benim sesimdi. Zemheri'nin sözcükleri kefen giymişti... "Kalbim acıyor Zemheri. Ne yapacağımı ilk defa bu denli bilmiyorum. Ben ne yapacağım Zemherim? Seni ölüme terk edip hayatıma senin bıraktığın soğukluk ile devam mı etmeliyim? Yoksa seninle ilişkimize hiçbir şey olmamış gibi devam mı etmeliyim?"

Hıçkırıklarım dudaklarımdan firar ederken zor da olsa konuşmaya devam ettim. "Aslında seni affetmek istiyorum. Her şeye rağmen daima yanımda olmak istediğin için ve her şeye rağmen benimle olduğun için. Belki şu an uyanamayacaksın, belki uyansan bile eskisi gibi olamayacaksın..."

Zemheriye bağlı olan makineler bir anda normal seyrinden daha farklı ses çıkarmaya başlarken içimi büyük bir endişe kaplamıştı. Bir anda odaya doluşan doktorlar ve beni odadan zorla çıkarmaya çalışan hemşireler ile gerçekten bir şeyler olduğunu fark etmiştim. "Bırakın beni! Ne oluyor Zemherime."

Beni odadan çıkarmayı başardıklarında Efran sakinleştirmeye çalışıyordu. "Efran ne oluyor içerde! Zemherime bir şey oluyor, makinelerin seyri değişti!"

"Akel sakinleş doktorların işini daha fazla zorlaştırma."

"Nasıl sakin kalmamı istiyorsun! Birde affetsem mi diye saçma bir düşünce içine giriyorum! Efran ben onsuz yaşayamam ki... Ona bir şey olduğunda ne yapacağımı bile ona sormak istiyorken ben bu hayatta ne kadar tutunabilirim."

Efran kollarımdan beni zor tutuyorken hızla ona sarıldım. " Ben gerçekten aptalım. Anne ve babamı isteyerek öldürmedi ki. Değil mi Efran?"

ZEMHERİ | S.Ç.Y. |Where stories live. Discover now