59

1.9K 133 28
                                    

" Rahat mısın sen kızım"

" Rahatım efendim çok sağolun. Çok mahçubum geçekten"

" Olur mu hiç öyle şey. Kaza geçirmişsin sen. Ne yaptık ki zaten bir yatak hazırladık o kadar. Hadi sen şimdi dinlen"

Biraz önceki diyaloglarının sahiplerini kibarlığımdan tahmin etmiş olmalısınız sanırım. Ama ben yine de söyleyeyim. Kibarlıktan kopacak olan tabiki ben. Diğeri de Bilge'nin biricik annesi kayın valide hanımdır.

Ay arkadaşlar kadın bana geldiğimden beri neler yaptı görseniz. Vicdan azabından ölücem az kaldı gerçekten. Bilge bana ilaç almaya gitmişken beni evde annesi ve babası ile yanlız bırakmış ve bende yediğim halt yüzünden elem ve kedere boğulmuştum. Bilge gelince en azından bu durumu ona söyleyip vicdanımı biraz rahatlatmak istiyordum açıkçası.

Ben sakat olmayan ama biraz daha hareket etmezse gerçekten sakat kalıcak olan ayağımı kıpırdatmaya çalışıyordum ki Bilge odanın kapısından girmişti.

" Ne yapıyorsun Umut kıpırdamasana canın yanıcak güzelim ya."

" Yanmaz yanmaz sen endişelenme."

" Nasılsın şimdi. Doktor ile de konuşmadım. Aklıma eczanede geldi. Keşke grip konuşsaydım. Yarın gidip konuşucam. Ne varmış şimdi senin ayağında. Bir hasar falan birşey kalır mıymış."

Bilge bu kadar endişelenmişken onu daha fazla üzmeye hakkım yoktu sanırım. Sonuçta kaleye truva atı gibi girmiştim artık. Onun gözlerine bakarak daha fazla yalan söylememin bir anlamı yoktu.

Zaten bütün yalanları da Gülşen söylemişti bu arada.Ben iyiyim demiştim sadece ki bu yalan da değildi baktığınızda. Turp gibiydim maşallah.

" Bebeğim benim sana birşey söylemem gerekiyor"

" Neymiş o Umut. Kötü birşey mi var."

" Yok, yok korkma kötü birşey yok." diyip ellerini tutmuştum tutmasina da, ağzımdan çıkması gereken kelimeler çıkamıyordu " ya ben bu kısmını hiç düşünmemiştim bu işin ya." diyerek söylenmeye başlayınca Bilge daha da fazla endişelenerek yüzüme bakmaya başlamıştı.

" Umuttttt ne var söyle hadi."

" Bana araba çarpmadı."

" Ne çarptı"

" Hiç birşey" suçlu çocuklar gibi kısa kısa verdiğim cevaplarımdan Bilge asla tatmin olmuyordu. Haklı olarak.

" Nasıl hiç birşey. Bacağın"

" Bacağımda birşey yok işte sağlam."

" bu nasıl sağlam" diye bacağıma doğru bakan Bilge'yi ikna etmek için bacağımı aşağı yukarı hareket ettirmeye başlamıştım.

" Bak işte sağlam" bir bacağıma bir bana bakan Bilge konuşmaya çabalıyor ama pek sonuca ulaşamıyordu.

" Bu.... bu..." diyerek yüzünü ovuşturarak ayağa kalkıp çevresinde bir tur attıktan sonra. Bir kaç kez bir şeyler demek için açtığı ağzını sanırım benim gibi bir dolandırıcı için yormak istememiş olacak ki geri kapatmıştı.

" Büyümüyorsun Umut. Delirmek üzereyim şuan... Ama sen gerçekten büyümüyorsun." diyerek yöneldiği kapıdan bir hışım ile geri dönmüş ve gözlerinde görmeyi beklediğim o ateş ile gözlerimin içine bakarak

" bu yataktan çıkmıyorsun. İçeridekilere uyuyor diyeceğim sesini duymayayım Umut. Ve sen bu arada ne yap biliyor musun senin canına okuyamama sebep olan kişilere dua et. Sonra hesaplaşıcaz seninle."

BeklenmedikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin