99

2K 109 48
                                    

Bilge

Akşam tahmin edersiniz ki uyumamıştım. Sabah olunca vakit geçirmek için sapan bir sürü şey yapmış yürüyüşe bile çıkmıştım.

Eve geldiğim de saat öğlene yaklaşmıştı ve sonunda telefonum çaldı. Bir telefonla hayatınızın değişeceğine inanır mısınız sevgili arkadaşlar .

Sizi bilmem ama , ben şu an tam da o noktadaydım işte.

Telefonu heyecan ile açtım hemen.

" Bilge'cim merhaba"

" Merhaba." adama ne olarak hitap edeceğimi bilemediğim için genelde böyle ortada bırakıyordum kelimeleri.

" Geç kaldım biraz ama olsun sonu güzel olsun. Şimdi ben biraz araştırdım sordum falan. o mahkeme işi kapanmış gitmiş bizim şaşkının haberi yok tabi."

" Gerçekten mi" duyduklarım içimde ufaktan ufaktan yeşermekte olan umudumun üstüne can suyu gibi gelmişti.

" Tabi tabi. Sonra vize için de görüştüm. Bunun öğrencilikten vizesi varmış zaten. Baya da bir yurt dışına gitmiş gelmiş. Nasıl becerdiyse hiç bilmiyorum. Bazılarından benim bile haberim yok valla."

" Eee"

" Yani geçmiş güzel diye vizede de problem olmaz diyorlar. Ama yarına yetişmez tabi. Bir hafta on gün sürermiş."

" Anladım" bir hafta çok da uzun bir süre sayılmazdı tabiki ama nedense birden keyfim kaçmıştı.

" Şöyle yapıcaz Bilge'cim. Bu noktada yapalım mı diye sormuyorum çünkü siz bu işi korkmaktan çözemeyeceksiniz anladığım kadarı ile. Senin bilet yandı gitti zaten onu boş ver.Ben ikinize yeni bilet aldırıyorum birazdan. Sana artı bir bilet daha alıyorum İstanbul'a gelmen için. Buraya geliyorsun. Umut'a haberi sen veriyorsun. Sonra da ikna edersen alıp buradan götürüyorsun. Buradan sonrası sana kalmış Bilge'cim anlayacağın. Ne diyorsun bakalım bu işe." üç cümle ile adam bütün sorunlarımızı neredeyse çözmüştü.

Bir türlü dile getiremediğimiz başka bir ülkede yaşama fikrini on iki saat kadar bir sürede yapılabilir kılan bu adama ne kadar teşekkür etsem az gibi duruyordu.

" Diyecek pek bir şeyim yok aslında. Sadece tüm bunlar için teşekkür edebilirim size. Bizim hayal etmekten bile korktuğumuz şeyi siz mümkün kıldınız."

" Umut'u ikna işini pek kafana takmamış gibisin. O çok karamsardı senin ile ilgili. Hayatından çıkma gibi planlar yapıyordu. Pes etmiş sayılırdı yani."

" Onu sanırım ben halledebilirim."

" E hadi bakalım. Görüşürüz o zaman geldiğinde. Telefonu kapatınca gerekli bilgilerini bana hemen yaz. Oradan uçağa binerken de beni mutlaka ara. Gerisini ben hallediyorum. Siz yalnız değilsiniz. Öyle hissediyorsunuz uzun zamandır biliyorum, ama değilsiniz. Anlaştık mı?"

" Peki anlaştık.Görüşmek üzere."

Umut

Düşünmek hiç bu kadar ızdıraplı olmamıştı sevgili dostlarım. Bu yaşıma kadar bir çok sancılı süreçte bulunmuş bir birey olarak hiç bu kadar zorlanmamıştım. Bilge'nin yanından geldiğimden beri aralıksız düşündüğüm şeylerin beynime batan sivri yerleri bile körelmişti artık.

Başka türlüsünü mümkün kılmak için yapamayacağım şey yok iken bir fare deliğine sıkışıp kalmıştım anlayacağınız. Nereye dönsem karanlık. Nereye baksam çıkmaz sokak. Hayatta hiçbir şey çözülemeyecek kadar zor değildir diye kendimi kandırmaya çalışmalarım bile artık hiç bir işe yaramıyor. Benim zırvalara değil de gerçek çözümlere ihtiyacım var çünkü.

BeklenmedikUnde poveștirile trăiesc. Descoperă acum