52

1.8K 129 15
                                    

O zamannn

Chapter two...

Keyifli Okumalar...

Susmaktan boğulacak gibi olduğum sırada bir şeyler yapıp bu histen kurtulmam gerektiğini düşünüyordum artık. Çünkü son iki saattir kendimi neredeyse koltuğa koli bantı ile bağlayacak kıvama gelmiştim.

Şuan zihnimde oluşturduğum bantlar sayesinde burada oturuyordum. Yoksa çoktan aşağı inip durumu daha da içinden çıkılmaz hale sokabilirdim.

Korkmayın korkmayın. Ufaktan delirmiş gibi dursam da durum kontrol altında. Halledicem. ( Not: Halledemedi )

Israr etmek, ısrarcı olmak içinden çıkamadığım durumlarda en sevmediğim huyum olarak devreye giriyor ve hiç bir şeyi çözüme ulaştırmadığı gibi hem karşımdaki beziyor hem de olay büyüyordu. Sevmiyordum ama değişmek içinde pek birşey yapmıyordum açıkçası. Çünkü içten içe sanki tek çözüm yolum konuşmak için ısrar etmekmiş gibi geliyordu.

Değil midir peki.

Tartışılır.

Ben tartışırım yani. Ölümüne savunurum konuşmadan birşey halledilemeyeceği fikrini. Sinirliyken bile. Hatta en çok da böyleyken konuşmamız gerekmez mi. İnsan konuşunca sakinleşmez mi.

Sakinleşmeli.

Sakinleşin arkadaş. Mis gibi yöntem işte. Nedir yani böyle 'beni kendimle bırak', 'bana alan bırak' lar falan.

Bizim alanımız ortak değil mi zaten. Aynı evde yaşıyoruz kızım biz. O ortak alanda çözemiyorsak hangi alanda çözeceğiz ki biz bunu. Anlamadım gitti gerçekten.

Sonunda zihnimdeki koli bantlarını kolumdan çıkardım ve içimde 'Bilge'nin yanına git,Bilge'nin yanına git' diyip duran zevzeğin ağzına yapıştırdım.

Hadi bakalım. Konuş şimdi sıkıyorsa.

Sus deniliyorsa bir kerede susmayı dene bakalım Umut diyerek kendimi dışarıya attım. Biraz yürüdüm. Yürüdüm. Yürüdüm

Ama olmadı.

Olmasını beklemek de biraz komikti aslında ama denemedim demezdim işte. Sonuçta eldeki malın bu olduğunu bu kadar senedir öğrenmiştik az çok.

Ama içimdeki zevzek o kadar şerbetliydi ki ağzının bantlanmasina, sanırsın hergün ağzını bagliyorlar hergelenin, yöntem geliştirip bir şekilde beynime sızıyordu işte söyledikleri.

Ayaklarım da onun sözüne uyup eninde sonunda beni tekrar tekrar apartmanın önüne getiriyordu şerefsizler.

Sikerim böyle işi diyerek benim can yoldaşım arabama atlayarak kafamdaki gevezeyi susturmaya gitmeye karar vermiştim. Kollarım henüz bana çalışıyordu çok şükür.

Nasıl susar bu kafa sesi bilenler bilir.

Bilmeyenlere tekrar anlatalım.

Ya uyuyacaksınız ve beyninizi kapatacaksınız ki düşünemesin.

Ya da uyuşturacaksınız ki düşünemesin.

Ama ikincisini seçeceklere şunu demek isterim ki, siz yine de dikkat edin çok götü başı dağıtmayın.Benim verdiğim tavsiyelerin bir boka yaradiği pek görülmemiştir çünkü.

Birincisini şuan yapmam pek mümkün olmadığı için ikinci seçenekte karar kılarak bu konuda master yapmış olan arkadaşıma doğru direksiyonumu çevirdim efendim.

Dükkandan içeri girdiğimde Işık malzemelerini temizliyordu son müşterileri kalmış olmalıydı. Kapıyı kilitlediğim de bana dönerek

" Hoş geldin de kapıyı ne diye kilitliyorsun manyak müşterim gelecek şimdi." diye masum masum konuştuysa da ben pek masum değildim.

BeklenmedikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin