61

1.8K 116 8
                                    

Dem.🖤

Keyifli Okumalar...

Bilge, anne ve babası evden çıkana kadar sofrayı kendi başına toplamak zorunda kalıp bana kötü kötü baksa da ben halimden inanılmaz memnundum.

Çünkü neden olmayım.

Keyfim de yerinde. Muhteşem teklifler almışım.

Evimdeyim, sevgilim ile aynı yerdeyim, en önemlisi yalnızız olum biz.

Sokak kapısının kapanma sesi ile ayağımdaki fazlalığı atıp mutfağa Bilge'nin yanına gitmiştim.Yok gitmemiştim, baya baya uçmuştum

Ciddi ciddi bulaşık yerleştirmekte olan sevgilime arkadan sarılmak sureti ile kollarımın arasına aldım.

" yardım edeyim mi güzelim"
" Hadi oradan Umut numara yapma halinden gayet memnundun içeride. Sırıtıp duruyorsun görmüyor muyum ben." onu kendime doğru çevirerek ellerinden tutup belime doladım. Dudaklarına minik bir öpücük bıraktım ve konuşmaya başladım.

" Sırıtırım tabi güzelim. Bu gün benim sırıtma günümdür. Sen farkında değilsin şuan sanki biraz tutuk duruyorsun ama baban bize asrin fırsatını sundu biraz önce farkinda misin. Değilsin. Sahi ya senin niye keyfin kaçtı böyle "

" Niye farkında olmayım Umut gerizekalı miyim ben"

" Bilge'cim sen iyi misin hayatım. Ben öyle birşey mi dedim sana." dedim hafif sitem ile gözlerine bakarken.

Bilge ile eğer aynı telden çalamıyorsak kendisi biraz zor bir insan olabiliyordu. Şuan aynı şeyleri konuşmaya çalışıyorduk belki ama kafamızdaki şeyler çok başka yerlerdeydi. Aklında benim duyduğum heyecanı duymasını engelleyecek birşey vardı ve benim bunu tabiki de hemen öğrenmem gerekiyordu. Çünkü Bilge ile aynı 'an' da olmayınca sanki hayat geçireceğimiz güzel zamanlardan çalıyormuş gibi geliyordu. Ve ben onun ile bir saniye bile eksik zamanım olsun istemiyordum.

" Yani üstüme tabiki de alınmıyorum, ters yapmalarını seviyorum biliyorsun zaten ama sanki bu biraz farklı gibi. Kızgınlık da değil, yoksa zaten sen bana hep kızgınsın da bir taraftan. Ama bu her zamankilerden de farklı gibi. Her zamanki gibi olsa anlarım aslında. Anlayamadım o yüzden soruyorum.Anlatacak mısın yoksa ben daha konuşayım mı."

Gözlerimin içine bakan düşünceli gözlerin birden parlaması ve o muhteşem gülümsemesinin aynı anda ortaya çıkması benim açımdan haberlerin iyi olduğuna işaretti açıkçası. En azından konu benim ile ilgili değildi.

" Konuşursun dimi gerçekten. Anlatmazsam eğer anlatana kadar konuşursun."

"Muhtemelen konuşurum."

" iyi sen bilirsin kendin kaşından. Gel hadi bakalım öyleyse." diyerek elimden tutarak içeri yürümeye başlamıştı.

Nasıl ya. E hanı bu konu benim ile ilgili değildi. Yani bütün işaretler onu gösteriyordu. Ama bu Bilge'nin kurduğu cümleden bu olayın bir şekilde benim götüme kaçacağını anlayabilirdiniz. Ulan keşke sussaydım ya . Sözün gümüş, sükutun da altın olduğunu sanırım içimden tekrarlayarak öğrenme zamanım artık geldi.

Ya yine evden gitmem gerekirse şimdi. Hem bilmemek de mutluluktur bir yerde. Ne olur bilmesen Umut. Ne olur. Eksilir misin. Eksil amk. Şimdi böyle beklersin şapkadan tutacağın tavşanı. İnşallah tavşan tutarsın bu arada. Yoksa benim bu kısmetsizlikle tutacağım şey çok belli arkadaşlar.

Şans dileyin ya bana. Valla ihtiyacım var. Yani şemsiye açılsa bile geri çıksın en azından. Hadi başlayın aranızda dua zinciri falan allah ne verdiyse gönderin bana. Haydin. Bekliyorum. Gazamız mübarek olsun kardeşlerim. Güveniyorum size. Valla pek kendime güvenmiyorum açık söyleyim. Top sizde.

BeklenmedikWhere stories live. Discover now