Berk'e döndüm tekrar. Uğraştığı ellerine bakarken başını salladı.

"haklısın abla. Yerlerini tutamam tabi."

Eline aldığı beyaz, mükemmel bir buketin kurdelesini bağlarken kendi kendine ekledi

"anası yok ki sarılsın. babası yok ki konuşsun..."

"ne konuşacaktı ki abla?"

"ne dedin oğlan?"

"babası yok ki konuşsun dedin ya. Ne diyecekti ki babası olsa?"

Konuya uzak olduğum için çaresizce beni izleyip yine ekledi kendi kendine.

"ben de kime anlatıyorum. Sanki senin var başında-"

"aynı kefeye koyma abla."

Olanlardan az çok haberdar zarife abla başını yanına eğip duygusal gözlerle baktı bana. Asiye'nin babası yanında olsun isterdik ama değildi. Benimse babam vardı. Ama onum gelmesi, düğün günü bize yapacağı en büyük saygısızlık olurdu.
Herkes hediye değilmiş demek ki insana. Bazıları da sırf imtihan diye varmış. Mesela benim... Babam?
Kısaca biz bi başımızaydık ama diğer tüm günler gibi bugün de birbirimize tutunacaktık.

"neyse konuşmak derken, hani gelinin babası, konuşur ya oğlum düğün günü kızıyla. Kızım der arkanda ben varım,dönecek bi evin var. Olur ya canın sıkılır, kaşın eğilir gel bana. İşte denir yani genelde. Namda değil, manada baba olanlar işte."

Göğsüm sıkıştı tekrar. Benim bebeğimin döneceği bir evi yoktu ki. Ben onu üzersem, canını sıkar, kaşını eğersem kime dönecekti.

İşte bu yüzden Doruk, sırf bu yüzden bile bu kızın üzerine titreyeceksin.

Uzun suskunluğum omzumu sıvazlayıp elle dağıldı.

" tamam tamam üzülme hadi. Daha ben hazırlanıcam da gelicem düğüne. Nasıl yetişeceksem..."

Yanımda oturan berke döndüm heyecanla.

"e abla siz son eksikleri alıp mekana geçecektik. Berk seni dönüşte alsa?"

"bana uyar da-"

"ay bana uymaz. Şahit olucam ben daha. Hazırlanmam uzun sürer!"

Zarife abla berkin arkasından bana bakarken güldü yarım yarım.

"peki, turuncu oğlan, sana da şahitlere yakışır güzel bi yaka çiçeği ayarlasam?"

Çatılı kaşları yavaş yavaş gevşerken sırıttı bizimki.

"valla mı? Ne renk mesela?"

"sen ne renk istersin?"

"kırmızı! Aybikim kırmızı giyiyo!"

"aa sen o'sun! Aybike kızımın nişanlısı."

Berkle birbirimize döndük şaşkın şaşkın.

"nişanlısı diye mi tanıttı abla? Aallaaahh ben yandım. Yok bu kız beni kesecek biraz daha teklif etmezsem."

Bu sefer biz kıkırdadık ama dertli dertli ofladı 'turuncu oğlan'

"Doruk ben bi koşu yüzük alıp geleyim, akşam şak diye teklif edeyim nası fikir?"

"bok gibi fikir. Başka soru?"

Zarife abla elini ağzına kapatarak güldü. Onun yanında böyle konuşmak istemezdim ama bu çocuk şansını zorluyor.

"niye lan?"

"niyesi mi var oğlan. Onların günü bugün. Kendini sıkıştırma araya bakayım!"

Çaresiz omuz silken berk kendine kırmızı bi çiçek seçmeye gidince iki güpgüzel buketle geldi zarife abla.

"Dakika Dakika" Where stories live. Discover now