EV ARKADAŞI •AKŞAM YEMEĞİ•

22.8K 1.5K 1.1K
                                    

Selaamss!

EV ARKADAŞI 150K!

450 yorumu geçer miyiz?

Keyifli okumalar!

"Dolunay, yaptığım tostları alabilir misin?" Pusat, aldığı bardaklara meyve suyu doldururken onu ikiletmeden iki tabak çıkardım ve yaptığı karışık tostları tabağın içine yerleştirdim. Fazlasıyla dolgun olan tostlar, her geçen dakika karnımın acıkmasına sebep olurken tabaklarımızı masaya yerleştirip ayağımızın dibinde gezinen Romeo'ya salam dilimlerinden birini attım. Pusat, çok yedirmemem konusunda beni uyarmıştı. Romeo, ishal oluyor ve bu hâlinden hoşnut olmuyormuş. Buna rağmen haylaz bebek, ayağımın altında dolanıyor ve ona verdiğim her şeyi yemek için can atıyordu. Sanki onu aç bırakıyorduk.

Dolabın kapağını aralayıp ketçap kutusunu çıkartırken Pusat ve kendi tabağımın kenarına biraz sıktım. Pusat da meyve sularımızı alıp masaya yerleşirken hemen yanına tünedim.

Derslerimiz bitmiş ve biz, eve gelmiştik. Sabah birlikte uyandığımıza Pusat biraz şaşırsa da sesini çıkarmamayı tercih etmiş ve beni utandırmadan günaydınlaşmıştı. Gülümseyerek ona aynı karşılığı verirken yastığımı alıp hiçbir şey olmamış gibi odasından çıkmış ve kendi odama geçip hazırlanmıştım.

Gün içerisinde bunu hiç konuşmamıştık. Utanmamam için iyi de olmuştu.

Şimdiyse acıkmış ve kendimizi fazla doyurmamak için tost yapmıştık. Bu tost bizi akşama kadar idare ederdi. Akşam zaten hep birlikte yemek yiyecektik.

Tostumdan kocaman ısırırken aldığım lezzetle gözlerimi kapattım. El lezzeti denen şey, gerçekten vardı ve bu şey Pusat'ta fazlasıyla vardı. Yaptığı tost bile ayrı lezzette oluyordu.

Sessiz sakin yemeklerimizi yerken çalan zil, bakışlarımı kaldırıp Pusat'a bakmama sebep oldu. Fatih, Atila ve Buse'yi şu an beklemiyorduk çünkü hazırlanıp akşam geleceklerini söylemişlerdi. Fatih, kuaföre gidip boncuğunun ailesine özel bakım ve kil maskesi yaptıracağını özellikle belirtirken şans getiren kedili çoraplarımı giymem konusunda beni uyarmıştı. Gelmeleri için çok erkendi. Ee, bize onlardan başka kimse gelmiyordu ki.

Acaba Ceyda annemgil erken mi gelmişti?

"Dolunay, kapıya bakabilir misin?" Pusat, mırıldanarak tostundan bir ısırık daha aldı. Ona şaşkınca bakarken ayaklandım. Bakardım tabii. Bakardım bakmasına da neden birlikte açmıyorduk kapıyı?

"Sen de gelsene, birlikte açalım." Bakışlarımı çevirip merakla Pusat'a bakarken ağzındaki lokmayı çiğnemeyi bıraktığını hissettim. "Sen aç ya, bugün biraz benim ayağım ağrıyor!"

Pusat'ın sunduğu bahaneyi garipserken başımı onaylar anlamda salladım ve ona arkamı dönerek kapıya doğru ilerledim. Bugün çok ayakta durmuş ve fazlasıyla hareket etmiştik ama Pusat hiçbirinde sızlanmamıştı. Birden bire ayağı ağrımaya mı başlamıştı?

Kapıyı aralarken karşımda duran tanımadığım kadına merakla baktım. Bana gülümseyen kadın, kucağında tuttuğu bebekle dururken Pusat'ın kapıya gelmemesine içten içe kızdım. Ben kimseyi tanımıyordum ki! Bana eşlik etse ölür müydü?

"Birine mi bakmıştınız?" Kucağında bebeğini tutmaya devam eden sarışın kadın, başını onaylar anlamda sallarken içeri doğru kısaca baktı. "Pusat oğlum yok mu?"

"Şey, içerideydi. Çağırayım ben!" Topuklarımın üzerinde dönüp Pusat'ı çağırmayı planlarken karşımda duran kadın hızla başını salladı ve bana doğru uzanıp kollarımın arasına kucağındaki bebeği bıraktı. O anın verdiği refleks ve şokla, kucağımdaki bebeği sıkı sıkıya tuttum. "Ona söyle, tanır beni! Ayşe ablanın acil işi çıkmış de. Hadi, seninle sonra tanışırım güzelim. Görüşürüz!"

EV ARKADAŞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin