(FİNAL) İNGİLTERE

157 9 2
                                    

Saat gece on ikiyi gösterdiğinde Doğa'nın çığlıklarını düşünüyordum. Melek tarafım Defne ona acırken, şeytan tarafım Defne sevinçten dans ediyorlardı. Yine iki Defne'nin arasında kalırken telefonuma gelen mesajla irkildim. Eve geldim, kapıyı açabilirsin. Aras'tan gelen bu mesajla yavaş adımlarla aşağı indim, kapıyı açtım ve Aras'ı içeri aldım.
Odama çıktığımızda kapıyı kiltledim ve kimsenin bir şey duymamasını umarak derin bir nefes aldım. Aras "sen yatağa yat, ben koltukta yatarım" dediğinde koltukta uyuduğum gün geldi aklıma ve ona kıyamadım, "sen yatağa yat, ben koltukta yatarım" dedim. Fakat ikimizde birbirimizin koltukta uyumasını istemiyorduk. Kendi yatağıma yattım ve "Gel" dedim. Aras yatağıma girince beni belimden kavradı ve uyumaya başladı. Belimi o kadar sıkıyordu ki nefes alabilirmiydim bilmiyordum. Gözlerimi kapatıp uyursam daha
iyi olur diye düşünüp, gözlerimi sımsıkı kapattım. Onun hafif baharatlı parfüm kokusu beni huzura kavuştururken,belimde olan elleri huzurumu destekliyordu.

Sabah saat altıyı gösterirken, yataktan kalktım. Çok az bir süredir uyuyordum ama onun huzuru sayesinde vücudumda hiç yorgunluk yoktu. Aras kollarını belimden ayırmış uyuyordu. Sessizce Aras'ın kulağına "hadi uyan" dedim. Elimi yüzümü yıkadım, benim ardıdan Aras ta rutin işlerini halletti. Akşamdan ikimize sandiviç hazırlamıştım, onları aldım ve odama gittim. Valizlerimizi alıp evin kapısını sessizce kapattım. Ve son bir kez evime baktım, İngiltere'den buraya yeni bir umutla gelmiştim ama şimdi yeni bir umut için burayı terk ediyordum. Burada yaşadığım güzel, kötü anılar, babam ve annemle geçirdiğim zamanlar hiçbirini unutmayacaktım. Gözlerimde yaşlar birikmesine izin vermeden terminele gittik.

Havaalanına giden, kısa bir otobüs yolculuğundan sonra havaalanına gelmiştik. Karşımda duran uçak beni yaklaşık on iki saat sonra hayallerime kavuşturacaktı.Ünlü bir piyanist olacaktım ve dünyanın her köşesinde hayranlarım...bu işi ünlü olmak için değil, sevdiģim için yapacaktım. Aras ile hayallerimize giden uçağa bindik. Ve İngiltere için sabırsızlanmaya başladım. Daha önceden okul hayatımda kötü olaylar yaşadığım bir yere geri dönmek beni bu kadar heyecanlandırır mıydı bilmiyorum ama şuan ki heyecanım 'evet, heyecanlandırırdı' cevabını doğruluyordu. Uçak kalkarken gözlerimi sımsıkı kapattım ve on iki saatin çabucak bitmesini bekledim.

Ve işte yepyeni hayatım bugün başlamıştı, İngiltere bıraktığım gibiydi. İnsanlar, dükkanlar her şey yine aynı güzelliğini koruyordu. Yeni okuluma doğru adımlar attığımda "İngiltere lütfen bana uğur getir." Dedim sessizce içimden. Yeni okulumu bulunca,merdivenleri çıktım ve okuluma girdim.

10 YIL SONRA

Türkiye'yi bırakıp, İngiltere'ye geldiğimde lise çağlarında genç bir kızdım. Şimdi ise hayallerime kavuşmuştum, dünyanın her köşesinde hayranları olan ünlü bir piyanist olmuştum. Ve tabiki Aras da hayallerine kavuşmuştu, çok iyi bir sporcu olmuştu ve ben bu çok iyi bir sporcuyla evli olduğum için çok mutluydum, evet evlenmiştik.

"Hayatım hadi konserine geç kalacaksın" Aras'ın bu uyarısıyla odamızdan çıktım, "Korkma geç kalmam" dedim ve yanaklarını sıktım. Piyano çalacağım konser alanı için evden çıkıp arabamıza bindik. Kısa süren bir yolculuktan sonra konser alanının oraya geldik. Tabiki arabadan iner inmez etrafımdaki insan kalabalığı fotoğraflarımı çekip, imza istiyordu. Onları kırmayıp her biriyle en tatlı fotoğrafları çekip, imzalar dağıttım. Daha sonra kulisime girdim, makyöz ve asistanlarım beni bekliyorlardı. Yüzüme makyaj yapılmasını sevmiyordum ama gülü seven dikenine katlanırdı öyle değil mi?

Makyajım yapıldıktan sonra Aras ile karşılaştım, "bol şanslar " diyerek dudağıma ufak bir öpücük kondurdu. İyi şanslar öpücüğümü aldıktan sonra sahneye çıkma saatinin yaklaştığı farkettim. Son bir kez "İngiltere bana uğur getirdin, şimdi de senin uğuruna ihtiyacım var" dedim yine kendi kendime ve sahneye adımımı attım. Binlerce kişi adınızı bağırarak söylüyordu bu mükemmel bir his. Piyanonun koltuğuna oturdum, gözlerim sahnenin giriş yerinde bekleyen Aras'a kaydı, piyanoyu yine her zaman ki hislerimle çaldım ama bu sefer çok farklıydı. Konserin bir bölümünde piyanoyu bırakıp şarkımı söylemeye devam ettim. Hayranlarım ellerini sahneye doğru uzatırken, her birinin ellerine dokundum. Şarkım bittikten sonra konferans salonunda ağlarken piyano çaldığım gün aklıma geldim, o gün yüze yakın kişi beni ayakta alkışlarken şimdi yüz bine yakın kişi...

İngilizce olarak "Bugün bu konuşmayı yapmalıyım" dedim ve gözlerim yine Aras'a kaydı. Gözlerindeki meraklı bakış, ne olacağını merak ederek bana bakıyordu,Başıyla beni onayladı ve devam ettim. "Burada bu şekilde hayranlarımın olması en büyük hayalimdi. Bu sahneye çıkana kadar hayatımda çok kötü olaylar yaşadım. Ama her birinin üstesinden geldim ve hayallerime kavuşum, ailemi bıraktım, arkadaşlarımı bıraktım ama en büyük destekçim eşim, kahramanım Aras beni yalnız bırakmadı ona çok teşekkür ediyorum. Ve size son cümlem hayallerinizden vaz geçmeyin." Dedim ve gözlerim Aras'a ilişti.

Konsere devam edip, farklı şarkılar söyledikçe daha mutlu oluyordum, sahne benim en özgür olduğum alandı ve burası dünyanın en güzel yeriydi.

Konser bitip içimde tatlı bir yorgunlukla sahneden indim, benim en büyük hayalim piyanist olmaktı ve hayranlarım en büyük hayali beni bu sahnede izlemekti. Bir kez daha hayallerini gerçekleştirdiğim için mutluydum.

Babasının PrensesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin