BABA!!

240 15 3
                                    

Defne'nin ağzından :

Sabah mutlu bir şekilde uyandım ve her sabah olduğu gibi bir mucize olup, babamın bir an önce eve gelmesini istedim. Altıma yırtık bir pantolon ve üstüme desenli değişik bir bluz giydim. Kahvaltı için aşağıya indim. Kahvaltımı sessiz bir şekilde kahvaltımı yaptıktan sonra Can "senin hayatına karışmamı istemiyorsan o zaman okula da kendin git" Bu benim için mutluluk verici bir haberdi ama okula nasıl gidecektim? Hemen telefonu aldım, Berkay'ın telefonunu tuşladım. Beni okula götürmesi için rica ettim. Okula geldiğimizde Berkay'a "Üzgünüm sabah sabah seni de rahatsız ettim." Berkay yine tatlı gülümsemesiyle "önemli değil, seni okula götürmek büyük bir zevkti." Sınıfa girdiğimizde Aras 'ı gördüm hemen koşarak yanına gittim. Neden dün gelmediğini sordum. Sesi kısık bir şekilde hasta olduğunu söyledi. "Ne oldu da sesin böyle kısıldı" dedim. Aldığım cevap her erkekten beklenen bir cevaptı. Aras bey, maça gitmiş ve bağırmıştı. Yanımıza Berkay gelince Aras ve Berkay'ı tanıştırdım. Aras Berkay'ı gözüyle öyle bir süzmüştü ki, içimden gülmek gelmişti. Biraz sonra ders başlamıştı. Derse tam odaklanmıştım ki müdür geldi. Adımı söyledi hemen eşyalarımı toplayıp dersten çıktım ve müdür beyin yanına gittim. Söylediği zaman bir an dünyam durmuştu. Babam kaza yapmıştı ve şuan hastanedeydi. Arkamdan Aras'ın geldiğini gördüm. Hemen taksi tuttum. Aras takside ne olduğunu sordu. İşte o anda gözyaşlarımı tutamadım ve akmasına izin verdim. Aras bana sarıldı ve gözyaşlarımı sildi. Hastanenin orada indik. Babamın nerede olduğunu merak ediyordum. Acilde birkaç doktor etrafta koşuşturuyordu. Bir sedyede babamı gördüm, bütün doktorlar babamın ameliyata girmesi gerektiğini söyleyip duruyordu. Babamın olduğu sedyeye ağlayarak koştum. Doktorlar beni babamdan uzaklaştırıyordu." Baba beni bırakma" diye bağırdım. Ameliyathanenin kapısına geldiğimde Aras kolumdan tuttu. "Bırak görevlerini yapsınlar" dedi. Ağlamaktan onu göremiyordum ve nefes alamıyordum. Aras bana sarıldı,ağlamam gerektiğini söyledi. Merdivenin başından Berkay'ın geldiğini gördüm. Berkay hızlıca beni kolumdan tuttu. Aras tuhaf bir bakış attı. Ağlamaktan hiçbir şey söyleyemedim. Aras içinden "Ben kimim ki " diyerek oradan uzaklaştı. Aras'ın peşinden koşmak istedim, ama ağlamaktan fenalaşmıştım. Her yer dönmeye başladı. Berkay bana bir şeyler söylüyordu. Ama onu anlamıyordu. Kendimi birden Berkay'ın kollarına bıraktım. Her yer kararmaya başladı ve gözlerim kapandı. Uyandığımda Berkay yanımda yoktu. Ayağa kalktım. Babam ameliyattan çıkmıştı. Berkay da koltuklarda uyuyordu. Yanıma bayan bir doktor geldi. "Hemen ayağa kalkmışsın, biraz daha dinlenmen gerekir." Dedi. Merakla ve biraz hüzünlü bir ifadeyle " babam iyi mi?" Diye sordum. Doktor evet anlamında başını salladı. O an içim rahatladı. Berkay uyanıp yanıma gelip iyi olup olmadığımı sordu. "İyim" diyebilmiştim sadece...

Okuldan nasıl çıktığımı, buraya nasıl geldiğimi hatırlamak bile istemiyordum. İçimdeki endişe ve ağlayan gözlerle buraya gelmiştim. Benim için yine zor bir gündü.

Babasının PrensesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin