River Flows On You

158 10 1
                                    

Üzerimde su yeşili elbisem ve altında simli babetlerim, saçım sade bir topuz şeklinde aynı peri kızlarına benziyordum. Babam yanıma geldi "işte şimdi mükemmel bir doğum günü prensesi oldun." Bu lafı üstüne kibar bir kahkaha attım. Masamın üzerinden Aras'ın hediye ettiği kolyeyi taktım. Notalarımı aldım ve hemen babamla okula gittik. Okulun kapısından girince Aras'ı gördüm, birbirimize sarıldıktan sonra doğum günümü kutladı ve bugünki yarışmada birinci olacağımı söyledi. Karşımda yine Doğa ve yandaşlarını gördüm. Adınının Nazlı olduğunu tahmin ettiğim -dört yıl gitar çalan - kız heyecandan tırnaklarını kemiriyordu. Doğa kesin yine kızı tehtid etmişti ki kızın suratında endişeli bir ifade vardı. Piyano çalacağım salona gittim, bir kaç yarışmacı akorlarını yapıyordu. Bende hemen piyanonun yanına gittim. Hiçbir sıkıntı yoktu. Yarışmanın başlamasına yarım saat kalmıştı. Tuvalete gittim, içeride bir sürü kız vardı. Hepsi aynanın önüne geçmiş, kendilerine bakıyordu. Bende kendime bir ayna buldum. Dudağıma pembe bir parlatıcı ve gözlerime rimel sürdüm. Aynada kendime baktım. "Yarışma çok güzel olacak" dedim kendi kendime.

Kuliste beklerken yanıma Berkay geldi. "Defne, sana şans dilemeğe geldim. Ve şunu unutma sana hala aşığım. Doğa bana saçma sapan oyunlar oynattırdı ama bunların hepsi bitti." Bunları söylerken beni duvara yaslamış ve aramızda neredeyse iki santim vardı. "Ne yazık ki benim çok sevdiğim biri var" dedim. Kötü bir ses tonuyla. "Umrumda mı sanıyorsun, seni seviyorum anlasana" bunları suratıma bağırarak söylüyordu. Ama bana yaptıklarından sonra onu asla sevmeyecektim. Kendini ne zannediyordu. Son kez suratıma "Seni seviyorum" diyerek bağırdı. Bu bağırışmaları Aras duymuş olacak ki hemen kulise geldi. Berkay'ı kolundan tutup yere attı, suratına yumruk atmaya başladı. Bir kaç dakika sonra Berkay kulisten kaçtı. Aras bana sarıldı. Saçlarımı geriye attı. Ellerimi onun boynuna doladım ve okyanus mavisi gözlerine baktım. "Okyanus mavisi gözlü kahraman" o anda dudaklarından öpmek istedim ama buna cesaret edemiyordum. Cesaretimi topladım. Hafifçe yaklaştım ve dudaklarından öpmeye başladım. Bir kaç dakika sonra bana şans dileyerek yanımdan ayrıldı. Notalarıma son bir kez baktım. Çok heyecanlıydım. Aniden arkamdan bir kol beni tuttu. Duvara yasladı. "Defne hanım, Arasla çıkmaya başlamış. Sana ondan uzak durman gerektiğini söylemiştim. Ve onunla birlikte olursan sana kötülükler yapacağımı da söylemiştim. Ama beni dinlememişsin" Doğa'dan bıkmıştım. "Bende sana Aras'tan uzak durmayacağımı söylemiştim. Şimdi git başımdan." Ani bir el üzerime doğru geldi ve Aras'ın hediye ettiği kolyeyi yere düşürdü. Kolye kopmuştu. Ve anında kulisten çıktı. Gözümde yaşlar birikmişti ama ağlamayacaktım. Yoksa bütün okula rezil olurdum.

Kuvvetli alkış seslerinden sonra piyano koltuğuna oturdum. Seyircilere baktım. Aras , babam, annem ve Pelin aynı yerde, Doğ ise en önde bana gıcık gözlerle bakıyordu. Notalarımı koydum ve çalmaya başladım (multide) çalarken geçmişte yaşananlar , bugün Berkay ve Doğa'nın dedikleri aklıma geldi. Anında gözyaşlarım çeşme gibi akmaya başladı. Rimelden dolayı gözümden siyah yaşlar geliyordu. Ağlıyordum ama çalmaya devam ediyordum. Çünkü bırakırsam Doğa daha da mutlu olacaktı. Parça bitince seyircilere baktım. Herkes beni ayakta alkışlamaya başladı. Sanırsam herkes parça için duygulandığımı sanıyordu ve parça duygusal bir parçaydı. Aras d ayakta alkışlayanlardandı ama suratında "Neler oluyor" diye bir bakış vardı. Selamımı verdim. Kulise girdim yere düşen kolyemi bulup yerde ağlamaya başladım. Aras yanıma geldi. "Sakin ol, Neler oluyor? Neden ağlıyorsun? " kolyeyi gösterdim, Doğa ve Berkay'ın dediklerini anlattım. Aras elimdeki kolyeyi aldı, kolyede birkaç değişiklik yaparak onu tamir etti. Gözyaşlarımı sildi. Eli simsiyah olmuştu. Siz kadınlar neden rimel sürersiniz ki? Bak elime simsiyah oldu" dedi gülümseyerek. Bunun üzerinee bende güldüm. "Gülmek sana çok yakışıyor" dedi ve kolyemi taktı. "Ayrıca az önce mükemmeldin. Bütün provalardan daha güzel çaldın"dedi sonra yanımdan ayrıldı.

Gösterinin sonu gelmişti. Kuliste heyecanla bekliyordum. Sahneden " Ve birinci.... Defne Paksoy" adımı duyar duymaz sahneye koştum. Ödülüm bir kupa ve sertifikaydı. Herkes ---özellikle babam - kuvvetli bir biçimde alkışlıyordu. Sahneye birden Aras geldi birbirimize kocaman sarıldık "kazanacağını biliyordum" dedi.

Sahneden indikten sonra Pelin yanıma geldi beni tebrik etti birbirimize sarıldık. Sonra bana bir hediye verdi. Paketi açtım bu bir resimdi, piyano çalarken beni çizmişti ve üstünde "Doğum günün kutlu olsun" diye bir yazı vardı. Doğa ve Nazlı yanımdan hızla geçti. Ve eve doğru yol almak için arabaya bindim. Bugün çok yorulmuştum. Arabada uyuyakaldım.

Babasının PrensesiWhere stories live. Discover now