Güzel Güçlü Serisi

By Xx_AsInA_xX

87.7K 24.5K 31.6K

1. Kitap tamamlandı ✓ 2. Kitap devam ediyor... 18 yaşında olan Duru büyüdükçe kendinde farklı farklı güçler f... More

1. Bölüm: Yeni Başlangıçlar
2. Bölüm: Neden Peşimizdeler?
3. Bölüm: Oyun Oynanıyor
4. Bölüm: Fazla Güzel
5. Bölüm: Berke'nin Takımı
6. Bölüm: Lunapark
7. Bölüm: Bedel
8. Bölüm: Bana İnanmak İstemiyor
9. Bölüm: Okulun İlk Günü
10. Bölüm: Güç Kontrolü
11. Bölüm: Haciz
12. Bölüm: Kıskançlık
13. Bölüm: Bana Emir Verme
14. Bölüm: Yarış
15. Bölüm: Ortak...
16. Bölüm: Kalabalığa Gideceğim
17. Bölüm: Kıskanıyorum
18. Bölüm: Dayan Duru
19. Bölüm: Bizi Bırakma
20. Bölüm: Uzak Durmam Gerekiyor
21. Bölüm: Bunu Ödeyeceksiniz!
Karakter Tanıtımı
22. Bölüm: Alex Kim?
23. Bölüm: Kurtulduk!
24. Bölüm: Kampa Gidiyoruz
25. Bölüm: Söz
26. Bölüm: Sen Benimsin
27. Bölüm: Güven
28. Bölüm: Baloya Doğru...
29. Bölüm: Dans
30. Bölüm: Arda
Özel Bölüm
31. Bölüm: Kıskançlık
32. Bölüm: DefFur
33. Bölüm: Hep Yan Yana...
34. Bölüm: Her Şey Yeni Başlıyor
35. Bölüm: Birbirimizi Hiç Bırakmayalım
36. Bölüm: Tekne Macerası
37. Bölüm: Etrafımız Sarıldı
38. Bölüm- Final Part 1: Bırakın Onu
2. Kitap - 1. Bölüm: Yeni Hayat
2. Kitap - 2. Bölüm: Beklenen Buluşma
2. Kitap - 3. Bölüm: Birleştirme Çabaları
2. Kitap - 4. Bölüm: Artık Benimsin
2. Kitap - 5. Bölüm: Bebek
2. Kitap - 6. Bölüm: Berke'de
2. Kitap - 7. Bölüm: Bebek Nerede?
2. Kitap - 8. Bölüm: Burada Kalmalısınız
2. Kitap - 9. Bölüm: Cengiz
2. Kitap - 10. Bölüm: Doğum Lekesi
2. Kitap - 11. Bölüm: Güzel Güçlü
2. Kitap - 12. Bölüm: Gidiyoruz
2. Kitap - 13. Bölüm: Anahtarlar
2. Kitap - 14. Bölüm: Engel Olacaklar
Sonuna Kadar Okuyun
2. Kitap - 15. Bölüm: Güzel Bir Gün
2. Bölüm - 16. Bölüm: Şirkette
2. Kitap - 17. Bölüm: Geziye Gidiyoruz

39. Bölüm: Final Part 2- Üzüntü

618 181 250
By Xx_AsInA_xX

Bölüm şarkısı: Model- Değmesin Ellerimiz

~

1 Saat Sonra...

Berke'nin Ağzından

İnsanlar istemediği şeyleri yapmak zorunda kalırlar bazen. Zorunda bırakılırlar. En kötüsü ise sevdiğinden ayrı bırakılmaktı benim için. Onun seni kötü bilmesi, seninse bir şey yapamamandı. Daha kötü ne olabilirdi ki? Ruhsuz hissediyordum. Ruhum yokmuş gibi. Yaşamıyormuş gibi. Yaşamak istemiyordum. Onsuz yaşamak istemiyordum. Çünkü artık hayatımın bir anlamı yoktu. O benim hayatımın anlamıydı ve artık yoktu...

Gözlerimi yola çevirdim tekrar. Gidiyordum. Başka şehire. Nereye gittiğimi bile bilmeden öylece uzaklaşıyordum hayatımdan, arkadaşlarımdan, ailemden, sevdiğimden... Bir veda bile edemeden, üzüntü dolu bir biçimde uzaklaşıyordum. Duru için yapıyordum bunu. Onu bırakmaları için. Zarar görmemesi için. Belki benden nefret edecekti evet, ama mecburdum buna. Hayır gitmeyeceğim dediğim her an işkence edeceklerdi Duru'ya. Buna mecburdum.

Otobüs durduğunda etrafa bakıp ayağa kalktım. Çantamı sırtıma aldıktan sonra hızlı adımlarla otobüsten indim. Çantamı bile hazırlamışlardı gitmem için. Bizim evi bastıklarında eşyalarımı bavula koyup almışlardı. Her şeyi önceden planlamışlardı. Bilmeyen sadece bizdik. Etrafa baktığımda siyah bir jipin önümde durması ile duraksamıştım. Sert bir yüz ifadesi ile arabaya bakarken arabadakilerden biri inip kapıyı açtı. Girmem için bana baktığında ruhsuz bir ifade ile arabadan içeri girdim. Adam da kapımı kapattıktan sonra tekrar direksiyon başına geçmiş ve arabayı sürmeye başlamıştı. Bense tekrar yola bakarak Duru'yu düşünmeye devam etmiştim.

Duru kim bilir ne kadar üzülmüştü. Benim böyle bir şey yapabileceğimi düşünebilir miydi ki? İnanır mıydı onu bırakıp gittiğime? Onu sevmediğime... İnanır mıydı?

İlerleyen dakikalarda öndeki adam radyoyu açmıştı. Şarkının bir kısmı şöyleydi:

•••

Ah ne zormuş bitsin demek
Hala severken seni
Dudaklarını öpmemek
Bir yabancı gibi

Bilirsin ayrılık konusunda
İyi değiliz ikimiz de
Bir kıvılcım yeterdi her zaman
Koşup geri dönmemize

Değmesin ellerimiz
Buluşmasın bu gözler
Yine erir gideriz
Unutulur yeminler

Biz hiç beceremedik
Sevmeyi de terk etmeyi de
Aşk kokan dudakların
Karşısında direnmeyi de

Biz hiç beceremedik
Sevmeyi de terk etmeyi de
Aşk dolu mısraların
Karşısında direnmeyi de

İşte bir kez daha
Durup karşında
Belki de son defa
Soruyorum sana

Bitti mi hikayemiz?
Bu ne biçim son böyle
Değmez miydi sevgimiz
Savaşıp direnmeye?
Değmesin ellerimiz
Buluşmasın bu gözler
Yine erir gideriz
Unutulur yeminler

Biz hiç beceremedik
Sevmeyi de terk etmeyi de
Kendimize sahip çıkıp
Dünyayla yüzleşmeyi de
Biz hiç beceremedik
Sevmeyi de terk etmeyi de
Korktuğumuz o gözlerin
Karşısında direnmeyi de
Bitmesin hikayemiz

•••

Yaklaşık yirmi dakikanın ardından küçük bir mahalleye gelmiştik. Adam arabadan indiğinde ben de inmiştim. Adam yüzüme bakmadan konuşmaya başladı.

"Burada kalabilirsin. Sonra taşınırsın."

Elindeki anahtarı uzattığında yüzüne bakmadan aldım ve eve doğru yürümeye başladım. Kapıyı açtıktan sonra etrafa bakmadan karşıma çıkan ilk kapıdan içeri girdim. Burası salondu. Koltuklardan birine uzandıktan sonra telefondan Duru'nun fotoğrafına bakmaya başladım. Çok güzeldi be. Çok güzel. Gözlerim dolarken Duru'nun fotoğrafına sarılıp gözlerimi kapattım. Seni her zaman çok sevdim, her zaman seveceğim Duru...

Duru'nun Ağzından

Yaşadığım duygu karmaşasını nasıl anlatsam bilmiyordum. Üzgündüm, şaşkındım, hayal kırıklığı yaşıyordum... Berke beni sevmediğini söylemişti. Sevmiyorum demişti. Beni sevmediğini söylemişti. İnanmak istemiyordum. Buna inanmak istemiyordum!

Yaklaşık yarım saat geçmişti. Öylece yere bakıyordum. Kapı sesi duymamla gözlerimi kapıya çevirdim. Karşımda İlayda'yı gördüğümde kaşlarımı kaldırmıştım. Şu an onunla bile uğraşmak istemiyordum.

"Sana üzüldüğümü söylemek isterdim ama inanır mısın? Sıfır. Hiç üzülmüyorum."

Gözlerimi devirdim. "Tabii üzülecek çok şeyin var. Ben senin yerinde olsaydım ben de kendime üzülürdüm. Nasıl bu kadar gerizekalı bir kız olabilirim derdim. Sen de haklısın, anlıyorum." dedim ve tekrar önüme döndüm. Daha fazla konuşmayacaktım. Bu laf ona bir ay yeterdi. Gitsin ağlasın şimdi.

Tekrar Berke'yi düşünmeye devam ettim. Söyledikleri aklımdan çıkmıyordu. Bana ne Duru'dan? Sevmiyorum... Berke böyle bir şey söylemezdi. Ama söylemişti işte. Nasıl söylerdi ya nasıl?! Ben düşüncelerimde boğulmaya devam ederken İlayda tekrar konuşmaya başladı.

"Bu durumda bile hâlâ konuşabiliyor musun sen ya? Neyse. Ha bu arada Berke canını kurtarıp kaçtı. Duyduğuma göre yurt dışına çıkmış hatta. Seni bıraktı Duru."

Kaşlarımı çattım. Gitmiş miydi yani? Gerçekten gitmişti. Beni sevmediğini açık açık söyleyip, beni bırakıp gitmişti.

İlayda yanıma yaklaştı. Ben napıyorsun dercesine ona bakarken o elindeki anahtarla demirleri açmaya başladı.

"Bakma öyle. Kurtarıyorum işte seni."

Gözlerimi devirdim. Demirleri kolumdan çıkardığında ayağa kalktım. O sırada İlayda devam etti.

"Buradan çık. Sağdaki odadan gir karşındaki kapı dışarıya açılıyor olacak." Ayağa kalkıp bir süre İlayda'ya baktım. Sonra hızlı bir hamleyle yakasından tutup kafa attım. İlayda yere düşerken ona sırtımı döndüm. "İçimde kalmasın."

Tarif ettiği gibi kapıları takip edip dışarı çıktım. Etrafa baktım. Oysa ki buradan Berke ile çıkmayı ne kadar da çok isterdim. Ama o gitmişti. Beni bırakıp gitmişti.

Etrafa baktım. Düz bir yol ve etrafında ağaçlar vardı. Yolun sonunda binaların olduğunu görebiliyordum. Yürümeye başladım. O sırada düşünmeye devam ediyordum.

Düşüncelerim hep tekrarlıyordu birbirlerini. Berke bunu nasıl yapardı? Beni nasıl bırakıp giderdi? Nasıl umrumda olmazdım? Beni gerçekten sevmemiş miydi? İnanmıyorum! Buna inanmak istemiyorum!

Yol bittiğinde caddeye çıkmıştım. Etrafa baktığımda yan tarafta Magictopia tabelasını gördüğümde etrafa baktım. İleride mağazalarımızdan biri vardı. Buranın neresi olduğunu şimdi anlamıştım. Solgun bir yüz ifadesi ile mağazaya doğru ilerledim. Mağazaya vardığımda beni karşılayan kişi her zamanki gibi Sinan olmuştu.

"Hoşgeldiniz Duru Hanım."

Tepki veremedim. Tepki vermeye halim yoktu. Direkt olarak kasaya yönelip taksiye binebilmek için yeterli olabilecek miktarda para aldım ve Sinan'a döndüm.

"Cüzdanım yanımda değil, taksiye bineceğim diye aldım."

Sinan gülümsedi.

"Tabii efendim bana söylemenize gerek yok." Başımı aşağı yukarı salladım ve dışarı çıktım. Kapının önündeki taksilerden birine bindim ve Furkan'ın adresini verdim. Yolda hiçbir şey düşünmemeye çalıştım. Düşündükçe canım yanıyordu, başka bir şey olmuyordu. Sorularıma cevap veremiyordum. Oysa ki her şey apaçık ortadaydı. Berke beni sevmediğini söylemişti ve ilk fırsatta ellerinden kaçmıştı. Ama içimdeki bir his bunun yanlış olduğunu söylüyordu. Berke seni bırakmaz diyordu.

Yaklaşık on dakikalık bir yolun ardından Furkan'ın evine varmıştım. Ailesinden ayrı yaşıyordu ve burası onun eviydi. Evde olmasını umarak taksiye parayı uzattım ve arabadan indim. Kapıyı çaldım. Dört saniye sonra kapı açılmış ve Furkan kapıyı açmıştı. Karşısında beni gördüğünde gözleri fal taşı gibi açılmıştı ve hemen sarılmıştı. Ben de ifadesiz bir yüzle Furkan'a sarılırken o mutlu bir şekilde konuşuyordu.

"Duru... Allah'ım şükürler olsun Duru yanımda. Çok korktum be Durusellam, çok kortum." dedi ve saçlarıma bir öpücük kondurdu. Saçlarımı öptüğünde aklıma Berke gelirken Furkan beni bırakıp yüzümü ellerinin arasına aldı. Bir süre gülümseyerek bana baktıktan sonra kaşlarını çattı.

"Bir şey oldu. Ne oldu?" Arkama baktı. "Berke nerede? Bir şey mi oldu Berke'ye?"

Bir kez daha doldu gözlerim. "Gitti. Beni sevmediğini söyledi, beni bırakıp yurt dışına gitti."

Furkan bana soran gözlerle bakarken zor da olsa konuşmayı başardı.

"Nasıl ya? Berke mi seni sevmiyormuş? Saçmalama o seni se-" derken dayanamamış ve hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlamıştım Furkan'a sarılarak. Berke ne kadar inanmak istemesem de bırakmıştı işte beni. Gitmişti. Ben ona çok aşıktım ve gitmişti. Aşık olduğum adam beni bırakıp gitmişti işte. Devamı yok. Gitti.

Bir süre ağladıktan sonra başımı kaldırdım ve göz yaşlarımı elimin tersi ile sildim. İçeride olduklarını yeni fark ettiğim Defne, Arda, Mete ve Burak'a döndüğümde Arda yanıma gelip sıkı sıkı sarılmıştı.

"Ağlama güzelim, ağlama." deyip saçlarımı okşamıştı. Defne yanıma geldiğinde Arda'dan ayrıldım. Defne ellerini iki yana açtığında ağlamaya devam ederek ona sarıldım. O sırada Defne ağzını aralamıştı.

"Çok korkuttun bizi minnoşum yaa. Ağlama ama kıyamam ben sana."

Arkadan Mete'nin sesi geldi. "Uf ama duygusallık yapıyorsunuz dayanamam ki beeen!" deyip benle Defne'ye sarılmıştı. Mete'den sonra diğerleri de gelip sarılmıştı. Hep birlikte sarılırken, eksik olan tek kişi oydu ve eksikliği çok belli oluyordu...

•••

Aradan üç saat geçmişti. Burak, Berke ile telefonda konuşmuştu. Berke gerçekten gitmişti. Benimle konuşmak bile istemeden telefon konuşmasını bitirmişti. Hayal kırıklığım kat be kat artmıştı. Furkan'ın evindeki pijamalarımdan birini üstüme geçirdim.

Çıkardığım tişörtü aldım elime. Bu Berke'nin tişörtüydü. Bir süre ona baktıktan sonra yatağıma geçtim tişörtle beraber.

Furkan'ın evinde her zaman uyuduğum yere geçtim yine. Herkes evine uyumaya gitmişti. Furkan da bana sıkı sıkı sarıldıktan sonra odasına geçmişti. Yarım saat geçmişti uyumaya çalışalı. Uyuyamıyordum. Berke'nin tişörtüne sarılarak uyumaya çalışıyordum ama düşüncelerim buna izin vermiyordu. Berke'yi düşünüyordum. Hep aynı soruları soruyordum kendime. Cevap veremedikçe sinirleniyordum. Bana bunu nasıl yapardı. Sevmiyorum demişti. Nasıl sevmiyorum derdi ya? Ben baştan beri onu düşünerek hareket ederken o nasıl ilk fırsatta ellerinden kaçıp beni orada bırakırdı? Aklım almıyordu. Bunun sadece bir kabustan ibaret olmasını diliyordum. Keşke uyansam da geçse...

Yatakta doğruldum. Uyuyamayacaktım belli. Ayağa kalktım ve dış kapıya doğru ilerledim. Biraz temiz hava almak istiyordum. İyi gelmeyecekti evet ama uyuyamıyordum. Yürümek daha iyiydi.

Ayakkabılarımı giydim. Hava buz gibiydi ve çok üşüyordum. Ama umursamadım. Tek derdim bu olsaydı keşke diye geçirdim içimden. Keşke tek derdim bu soğuk olsaydı...

Yavaşça yürümeye başladım caddeye doğru. Gecenin bir yarısı olduğu için benden başka kimse yoktu burada. Sokak lambaları yolu aydınlatırken şimşek çakmıştı. Umursamadan gökyüzüne baktım. Berke neden beni bırakmıştı? Çelişkiye düşmüştüm. Bir yanım Berke seni bırakmaz diyordu, diğer yanım ise bıraktı işte ne zorluyorsun mal diyordu.

Berke'nin sevmiyorum dediği an geldi aklıma ilk. Sevmiyorum... Sonra ise onun evinde gece söylediği sözler canlandı gözümde.

Benim şu an baktığım yıldız, gökyüzündekilerden çok daha güzel. Hayatıma girip ışığıyla hayatımı aydınlatan, hayatıma bir kutup yıldızı gibi yön veren bir yıldıza bakıyorum ben. O yıldızdan gözlerimi almak istemiyorum mesela. Hep benimle kalsın istiyorum. Hep benim yıldızım olsun istiyorum...

Gözümden yaşların akmasına izin verdim. Berke'nin tişörtüne bakıp yüzüme bastırdım ve daha çok ağlamaya başladım. Bu sefer ağlamak için izin verecektim kendime. İstediğim kadar ağlayacaktım.

Yüzümde hissettiğim yağmur damlaları ile başımı kaldırdım. Yağmur yüzüme yüzüme gelirken şiddetlendiğini de hissedebiliyordum.

Anılar aklımda canlandıkça ağlamam artarken, yağmur göz yaşlarına karışıyordu. Bacaklarımın güçsüzleştiğini hissettiğimde dizlerimin üstünde yere bıraktım kendimi. Ellerimi de bacaklarımın üstüne koyduktan sonra ağlamalarım hıçkırıklara dönmüştü. Herkes aynı anda geceyi yaşıyordu, ama herkesin karanlığı farklıydı...

Bir süre böyle ağlamaya devam ederken Furkan'ın sesi dolmuştu kulaklarıma.

"Duru!"

Hemen yanımda diz çöküp yüzümü elleri arasına aldı.

"Kızım bu yağmurda napıyorsun burada ya hasta olacaksın şimdi." dedi ve üstündeki montu çıkarıp üstüme geçirdi ve kollarımdan tutup beni kaldırmaya çalıştı. "Ya Durusellam ama ben sana kıyamam ama." deyip beni kucağına almış ve koşar adım eve doğru ilerlemeye başlamıştı.

Eve geldiğimizde Furkan şömineyi açmıştı. Önündeki puflardan birine oturduktan sonra sıcağı ile mayışıp elimdeki Berke'nin tişörtüne sarılarak kendimi uykunun kollarına bıraktım.

Berke'nin Ağzından

Burak ile konuşup durumu özet geçmiştim. Duru'nun nasıl olduğunu da öğrenmiştim. İyi değildi. Ağladığını söylemişti bana. Hıçkıra hıçkıra ağladığını. Hayali gözlerimin önüne gelirken gözlerimi kapatıp güçlü durmaya çalıştım ama... Olmuyordu işte. Benim Duru'ya ihtiyacım vardı. Olmuyordu onsuz. Olmuyordu... O da mutsuzdu. Benim yüzümden mutsuzdu. Daha doğrusu Black yüzünden mutsuzdu.

Anahtarı alıp dışarı çıktım. Yolları bilmiyordum ama kaybolmak umrumda değildi. Keşke tek derdim bu olsaydı diye geçirdim içimden. Keşke tek derdim kaybolmamak olsaydı...

Gözlerimi yukarı çevirdim. Yıldızlar çok güzeldi. Aklıma Duru ile yıldızları izlediğimiz gün geldi. Bana benim istediğim zaman kutup yıldızım olabileceğini söylemişti. Keşke şimdi olabilseydi. O kadar çok istiyordum ki. Gelip elimden tutsa, geçecek tekrar birlikte olacağız dese. Buna inanmaya o kadar çok ihtiyacım vardı ki.

Gözlerimi tekrar sokağa çevirdim. Karanlıktı. Kapkaranlık. Sadece önümü görebiliyordum. İlerdeki sokak lambasının etrafı dışında diğer yerler karanlıktı. Tekrar düşünmeye başladım. Duru'nun sesini, gülüşünü, gözlerini, tavrını, tripini, kıskançlığını... Şimdiden özlemiştim onu. Peki bundan sonraki günlerde ne yapacaktım? Nasıl dayanacaktım onsuzluğa?

Yazarın Ağzından

Berke de Duru da üzgündü şimdi. Duru inanmak istemiyordu Berke'nin onu bırakıp gittiğine, Berke ise onun için ondan uzaklaşmıştı. İkisi de dışarı atmıştı kendini hava almak için. Havanın ona iyi gelmeyeceğini bile bile. İkisi de çok sevmişti birbirlerini. İkisi de yapardı aynı fedakarlığı. Üzülecek olsalar bile...

Ama unutmamamız gereken şey şu ki, kötü bir bölüm hikayenin bittiği anlamına gelmez. Bu hikaye bitmeyecek. Duru ile Berke'nin hikayesi bitmeyecek. Devam edecek. Bir yerde kaldığı yerden devam edecek.

Devam Edecek...

•••

Teşekkürler...
Bu kitapta benimle beraber olan herkese çok çok çok teşekkür ederim. İkinci kitapta kimler benimle?

Hepinize tüm iyi dilekleriniz için teşekkür ederim. Benimle olduğunuz için çok şanslıyım. Sizinle beraber koskocaman bir ailem oldu. Daha da büyüyeceğiz, inanıyorum.

Ne yani final bölümü diye soru sormayacağımı mı sandınız sdjsjxijsidjdidjd (Ha bu arda ikinci kitap ile ilgili bir kaç bilgi vereceğim aşağıda)

1-) Bu kitapta en sevdiğiniz bölüm?

2-) Kitabın enleri? (Misal en komiği falan.) Size göre enler kim?

3-) Bir Duru Gürsoy sözü söyleyin.

4-) Pekiii Berke Öztürk sözü?

5-) Defne Yalçın sözü?

6-) Mete Erdem sözü?

7-) Furkan Ulusoy sözü?

8-) Gökhan Reis sözü?

9-) Burak Timur sözü?

10-) Kitapta en beğendiğiniz diyaloglar?

11-) E buraya da bir kalbinizi alırım sjfisjidjsidjs

İkinci kitapta Defne ve Furkan sevgili ve bir kaç yıl sonraya gideceğiz. Yeni serüvenimize başlayalım mı?

Bir sonraki KİTAPTA görüşmek üzere canımsulaaar. Sizi çoooooook seviyoruuuuum! 💛
(Kitap deyince de garip oldum ya duygulandım)

Hoşçakalııın! 💛

Continue Reading

You'll Also Like

1.1M 27.4K 65
"Madem çok ısrar ettiniz, o zaman artık bey diyebilirim." deyip gülümsedim, bandı yapıştırdıktan sonra yutkundu. "Boşver beyi." deyip dudaklarıma yap...
49.7K 4.2K 22
AlfaxDelta Birbiriyle küçüklükten beri anlaşamayan Delta ve Alfa'nın ruh eşi çıkması.. Homofobikler girmesin.Bu bir bxb kurgusu, ona göre.
33.8K 2.1K 22
Levent ve kedi sandığı ama kedi olmayan kedisi Çakır'ın hikayesi 🌈
4.1M 251K 75
Mühür taşı gerçek mührüne kavuştuğunda kıyamet kopmalıdır. Her kıyametin sonunda, yitirilen hayatlar olur. Bu şeref hangimize ait? •Parmağımı...