♧YAZARIN AĞZINDAN♣
Güneş kapının önünde genç kadını bekliyordu ama içinde bir endişe vardı. Abisi ona "Ne olur çıkar onu oradan iyi olduğunu görmek istiyorum" demiş ve odadaki berjere oturmuştu.
Güneş kapıya tıklatıp "Esila, merak ediyorum" dedi. Ama genç kadının cevap verecek hali bile yoktu.
Güneş dayanamayıp kapıyı açtığında gördüğü manzara karşında ne yapacağını şaşırdı. Genç kadın yüzü gözü dağılmış vaziyette yerde hareketsiz bir şekilde oturuyordu. Kafasını klozetin kapağına dayamış gözlerinden sicim sicim yaşlar akıyordu.
Genç kadının haraket etmediğini görünce anlayamadı haraket edecek mecali bile yoktu. Güneş genç kadının yanına çömelip "Canımmm" diye seslendi.
Ama genç kadın yine bulanan midesi yüzünden klozetin kapağını açmaya çalışıyordu. Sessizce dökülen yaşları öğürdüğü su ile karışırken içindeki ağlama yetisi yeniden arttı.
Güneş, genç kadının kolundan tutup kaldırırken suyu çoktan açmıştı. Yüzüne su çarptığında genç kadın hıçkırarak ağlamaya başlamıştı. Kolları fayansa dayandığında Güneş ayakta durmakta zorlandığını anladı.
"Abiii" diyerek Egeyi çağırdığında Ege yerinden aniden kalkarak banyoya girdi. Karşısında ayakta zorla duran kadını gördüğünde kollarını açıp genç kadının bedenini sarıp kucağına aldı.
Ağlamaktan inip kalkan göğsü genç kadının en utanç noktası olmuştu. Ege ise genç kadının yayılan kokusuna çoktan kendini vermişti. Kolları arasında titreyen bedene sıkıca sarılıp acısını biraz daha dindirmeye çalıştı.
Genç kadını yatağa yatırıp Ege de yanına uzandığında bir an duraksadı ama genç kadın onu takmıyordu. Takacak mecali bile yoktu ki. Ağlama yetisini bile güçlükle yappıyordu.
"Gitme" diye zorla konuşan genç kadının sesini duyduğunda Ege, kollarını genç kadının ince beline sarıp kendine çekti. "Göktuğ" diye indiğinde genç kadının gözleri aniden kapandı.
Ege kafasını genç kadının saçlarına gömüp ağlamaya başladı. Arkasından gelen ağlama sesleri ile kardeşinin de ağladığını duydu Ege.
Böyle olmasını istememişti. Genç kadın "Canım yanıyor" diye sayıkladığında Ege, genç kadına iyice sarıldı. Nasıl bir döngüydü ki bu genç kadın kocasının katiline bile ses çıkartmıyordu.
Yoktu artık nefesi, ısısı, o hayran kaldığı kokusu yoktu. Genç kadın da yok olmak üzereydi.
Ama bir şey vardı onu buraya, hayata bağlayan.. Gunes daha fazla dayanamayıp odadan çıktığında kendini odasına zorla yattı. Amaçları burada genç kadın ile yaşamaktı. Ama işin içinde Göktuğun ölümü yoktu. Böyle bilmiyordu genç kız. O da zorla toparlanmıştı. şimdi tek düşünceleri genç kadın olmuştu. Ve Güneş genç kadının bu durumundan oldukça rahatsızdı. Sabah olduğunda Ufuk abisini çağırmayı aklının bir köşesine kazıdı.
Genç kadın pencereden giren ışıkla gözlerini kırpıştığında üzerindeki ağırlıkla irkilip "Göktuğ" diye sayıkladı ama gördüğü manzara hayal kırıklığına neden olmuştu. Etrafa bakınıp kendilerinden onlarca gördüğünde kafayı yediğini düşündü genç kadın.
Ölen kocasına ihanet ettiğini düşündü. Bu kolların yerinde kocası olmalıydı. O bunu haketmiyordu. Genç kadın komidinin üzerinde duran tepsideki bardağı alıp yanında onu ahtapot gibi sarmalayan adamın suratına döktü.
Ege yerinden sıçrayıp ne olduğuna baktığında sevdiği kadının yaptıklarına baktı. Sinirleri gerilmişti. Hayatta böyle uyandırılmayı sevmezdi bu kendisi için en uç noktaydı.
Egenin kaşları çatılıp yerinden fırladığında genç kadını karşı taraftaki aynalarlardan birine fırlattı. Daha sonra yanına gidip ıslak olan yatağa geri yatırdı henç kadını.
Karşısında böyle çıplak ve Tapılacak olan güzel kokulu kadına hayran gözlerle baktı. Tek düşündüğü genç kadını milim milim her yerini keşfetmek ve kendisinin olmasını sağlamaktı. Mümkün mertebede onundu artık bu kadın.
Ege genç kadının saçlarına doğru eğilip kokuyu içine çekti. Altında kıvranan onu engelleyen kadına aldırmadı bile ilk olarak o dolgun dudaklara gömülüp genç kadının tadını aldı. Öyle güzeldi ki hayatında hiç böyle bir tat almadığına yemin bile edebilirdi.
Ağzı genç kadının boynuna oradan da göğüslerine gittiğinde yine aynı kokuyu koklamaya başladı ama kollarının cimciklenmesiyle daha da hırçınlaştı ege altında kaçmak için uğraşan bu kadına gününü gösterecekti.
Etraftaki sesleri duymuyor sadece hedefine odaklanıyordu Ege. Ama kollarının çekilip sırtının aynaya yapışmasıyla ne yaptığının farkına vardı Ege.
Güneş kolları arasında titreyen ve ağlayan bu kadınla beraber ağlamaya başladı. Gördüğü manzara hiçte iyi değildi. Abisi nasıl böyle bir şeyi yapmaya yeltenirdi.
Güneş kolları arasındaki bedenin ağırlaşıp titemenin kesilmesiyle kafasını eğdi. Genç kadın bu yaşananlara dayanamamış ve bayılmıştı.
Kollarını serbest bırakıp genç kızı yatağa yatırdığında koşarak telefonunu aldı ve ufuk abisini aramaya başladı.
"Efendim cimcime" diyen sese telaşla karşılık verip buraya gelmesini söyledi Güneş.
Şimdi ise yapması gereken yatakta savunmasız olan bu genç kadını giydirmekti.
♧♣♧♣
"Ne demek bir kaç kere istifar etti. Daha önce beni nasıl aramazsınız Güneş" diyen adama bakıp iç geçirdi Güneş.
Haklıydı. önemli bir durum olabilirdi ve şimdi de dakikalardır Baygındı genç kadın.
"Sakinleştirici yaptım. Uyandığında yemek yedirin ve stresten uzak tutın. bende bu kanı incelemeye alıyım" dediğinde Güneş, Ufuk abisine kısa bir gülümseme gönderdi.
Güneş doktor gittiğinde direk mutfağa girdi ve genç kadın için önce sütlü çorba daha sonra fırında tavuk ve pilav yaptı tepsiyi güzelce hazırlayıp yanına kola da koymayı ihmal etmedi.
İlk ve asli görevi buydu. Neredeyse 2.30 saattir mutfaktaydı ve bu zaman diliminde de genç kadın uyumuştu.
Güneş eline tepsiyi alıp heyecanla Merdivenleri çıkmaya başladı. Abisi sabah ki olaydan beri ortalıkta görünmüyordu.
♧♣♧♣♧♣
Güneş genç Kadına "Senden Önce Ben" adlı kitabı okuyordu. Neredeyse 2 saattir bunu yapıyordu ama bu zaman diliminde de genç kadının ara ara içli içli ağlamasını,inlemesini, sessizliğini dinlemişti. Ne yapsa bir türlü genç kadınıı ruh halinden kopartamıyordu ve nasıl can çektiğini izliyordu.
Kafasını döndürüp genç kadının uyduğunu gören Güneş hafif bir gülümsemeyle esneme karışımı yaptı ve yerinden doğrulup genç kadının üzerini örttü.
O sırada çalan telefonu ısrar etmeye devam edince eline telefonunu alıp ekrana bile bakmadan telefonu açtı.
"Alo" diye kısık sesle konuşan Güneş karşı taraftan neşeli bir ses duyarak rahatladı.
"Naber cimcime, sana bomba haberlerim var"
"İyiyiz biz de nedir o haber çatlamadan söylesene be abi" diye hayıflandığında karşı taraftan kıkırdama sesi geldi.
"Tamam, tamam. Bu kız kim ne işler çeviriyorsunuz bilmiyorum ama yaptığınuz şey kadını yıpratıyor ve bebeğe zarar veriyor" dediğinde Güneş duyduklarını idrak etmeye çalışıyordu.
Bütün şaşkınlığı arasında "Esila hamile mi" diye sordu. Karşı taraftan evet cevabını aldığında telefonu hemen kapatıp genç kadının yüzüne baktı.
Bir kez daha yaptıkları adilikten pişman oldu. Günahsız bir kadın ve bebeğin günahına girmişlerdi ve bunun vebalini nasıl kaldırabileceklerini bile bilmiyordu.
Ve ön önemlisi bu haberi genç kadına ve abisine nasıl söyleyeceğiydi.
EVVETT ARKEFEŞLERİM BİRAZ KÖTÜ YAZDIM AFFINIZA SIĞINIYORUM. GEÇİŞ BÖLÜMÜ GİBİ BİRŞEY OLSUN BU BÖLÜM.
ZATEN SALI GÜNÜNDEN BERİ KÖYDEYİM. BİLEMEZSİNİZ KÖYLÜ GÜZELİ OLUP İNEKLERİ BİLE SEVDİM.
NEYSE O YÜZDEN RESİM VE VİDEO PAYKAŞAMIYORUM ÜZGÜNÜM AMA BÖLÜM ŞARLIMIZ EZO / GİT DİYEMEM OLSUN. BU ARA BU ŞARKIYA TAKTIM.
İYİ OKUMALAR BEBİŞLER ÖPTÜMMMMM....
VE TABİ BANA KIZMAYIN.