KARTAL TİMİ ( ASKIDA )

By lalipop123

390K 18.9K 3K

Her biri birbirinden cesur 6 asker. Edis Taner Yiğit Kutay Hazar Ve timde ki tek kadın asker Gökçe. Gökçe'nin... More

TANIŞMA
1.BÖLÜM:
2.BÖLÜM
3. BÖLÜM
4.BÖLÜM
5.BÖLÜM
6.BÖLÜM
8. BÖLÜM
9.BÖLÜM
10. Bölüm
11. BÖLÜM
12.BÖLÜM
13. BÖLÜM
14. BÖLÜM
15. BÖLÜM
16. BÖLÜM
17. BÖLÜM
18.BÖLÜM
19. BÖLÜM
20.BÖLÜM
21. BÖLÜM
22. BÖLÜM
DUYURU
23. BÖLÜM
24. BÖLÜM
25. BÖLÜM
26. BÖLÜM
27. BÖLÜM
28. BÖLÜM
29. BÖLÜM
30. Bölüm
31.BÖLÜM
32. BÖLÜM:
33.Bölüm
34 : BÖLÜM
35. BÖLÜM
36. BÖLÜM
37 BÖLÜM
38. BÖLÜM
39. BÖLÜM
40. BÖLÜM
41. BÖLÜM
DUYURU
42. BÖLÜM
43.BÖLÜM
44 . BÖLÜM
45. Bölüm
46. BÖLÜM
47. BÖLÜM
48. BÖLÜM

7. BÖLÜM

10.5K 501 29
By lalipop123


"Söyle bakalım hangi rüzgar attı seni " 

"Ne rüzgarı Gökçe ya buraya iş için geldiğimi sen de biliyorsun Kahramanı da peşimi taktım ama o hafta sonu gelecek " deyip dudak büzdü Afra.

Afra benim lise ve daha sonra askeri okuldan arkadaşımdı. Kahraman ise Afranın deyimiyle beyaz atlı prensiydi. İkisi de özel harekettalardı. Ta ki Afra'nın tayini buraya çıkana kadar .

"Ay yapışık ikiz misiniz kızım ya ayrı kalın biraz hem özleyin birbirinizi" deyince omuz silkip elinde ki telefonu masaya koyarak.

Bir de bana gülme sebeplerini de öğrenmiş oldum. Pijamayla karargaha gelirsen olacağı buydu zaten ne bekliyordum . Tuna komutan baya bir fırça kaymıştı. Karşımda Afrayı görmeyi hiç beklemiyordum. Mezun olduktan sonra telefonda bir kaç kez konuşmuştuk ama sonra iletişimimiz kopmuştu. Birden o koca göbeğiyle karşıma çıkınca şaşırmıştım.

Hamileydi hem de beş aylık. Tayin işi nasıl olmuştu tam anlamasam da zaten bir kaç ay sonra izine çıkacağı için hanım efendiye nazik davranıyorduk yoksa ben ona bilirdim benden habersiz evlenmeyi.

"Öyle deme işteyken aynı yerde olmamıza rağmen hamilelikten sonra ekip beni arka plana attı. Kahraman ile görüşemiyordum bile. Hem tek ben değil kızım da babasını çok özledi şimdiden teyzesi"deyip karnını okşadı.

"Yer teyzesi onu ama şimdi daha önemli bir konumuz var ayarladın mı sen buralarda bir yer kalacak yerin yoksa evim sana hep açık zaten tek tabanca kalıyorum ." deyip öneride bulundum ama görünene göre buralarda bir yer ayarlanmıştı.

"Yok güzelim Kahraman bırakır mı hiç askeriyeye çok yakın yani beş dakika da yürüyerek eve gidebilirim" deyip ayağa kalktı.

"Niye kalktın ya ne güzel oturuyorduk" 

"Kızım bu halde mi kalacaksın bütün gün hem Tuna komutan dan da azar işittin daha da kızdırma adamı" deyince mutsuzca ayağa kalktım. 

Kolumdan tutup beni odama soktu sürükleyerek hemen kamuflajımı giydim. Saçımı sıkı bir at kuyruğu yapıp odamdan çıktık.

"Seni bizimkilerle tanıştırayım mı " 

"Olur Ediz ile hala beraber misiniz ayrılmadınız dimi" 

"Benim timim de kendisi dizimin dibinde" deyince güldük.

Timin dinlenme odasına girdiğimizde odada bütün tim vardı Hazar da dahil.

"Tanıştırayım bu arkadaşım Afra . Zaten Ediz'i tanıyorsun" 

Ediz Afraya sıkıca sarılıp eski yerine geçti. 

"Yiğit, Taner, Kutay ve Hazar. Hazar ekibe yeni katıldı " deyip tanışmalarını uzaktan inceledim.

"Bir şey soracağım senin hayatın da hala biri yok dimi" deyince kaşlarımı çatarak Afraya baktım.

Özel konuları timin önünde konuşmak asla istemezdim. Tamam tim hayatımı bilebilirdi ki kardeşlerim yerine koyuyordum onları ama bu kadarı bana fazlaydı.

"Afra nerede olduğumuzu unutma istersen " deyip kısaca kes sesini dedim.

"Sustum " deyip ağzına yalandan fermuar çekti. Memnuniyetle gülüp koltuklardan birine oturdum.

"Hazar ben yokken neler yaptınız "

Bana tip tip baksa da konuşmaya başladı ifadesiz sesiyle.

"Komutanım bir ihbar üzerine sizi vuran itleri hallettikten sonra Kürşat'ın İstanbul a kaçtığını istihbarattan haber aldık ve ayrı yeten bir kaç görüntü  de elimize geçti. Büyük olasılık büyük bir eylem için İstanbul a gitti biz gerekli kişilere bildirdik bu durumu kendileri halledebileceklerini bildirdiler. " deyip sustu.

Demek Kürşat gitmişti. Hazar'ın dediği gibi bir eylem için gittiği büyük bir olasılıktı. Belliydi zaten bunca zaman sesinin çıkmaması normal değildi. Kafamı onaylar anlamda salladım.

"Kürşat işi karışık gibi gözüküyor. İstanbul'a gitmemiz gerekebilir ya da İstanbul da yapacağı bir eylem burayı da etkileyebilir tetikte olun. Ben burada olmadığım zaman imzalamadığım  evrakları getirir misin Kutay" deyince başını sallayıp gitti.

"Yiğit hastaneye saldıran zanlıların sorgusu alındı mı alınmadıysa ben girmek istiyorum" 

"Hazar komutanım girdi komutanım adam konuşmuyor. Sadece bir kişiden talimat aldıklarını ve bu kişinin sadece kod adını bildiğini söyledi. Adamımızın ismi Deli. İsmi arattığımda da adamın psikopat biri olduğunu söyleyebiliriz" deyince sözünü kestim.

"Hangi aklı başında biri masum insanları öldürür Yiğit"

"Doğru diyorsunuz komutanım. Adam sevmediklerini ya da kendisini zarara sokanlara karşı acımasızlığıyla ünlü. Sadece adam öldürmüyor öldürmeden önce akıl almayacak şeyler yapıyor. Bir kaç ceset fotoğrafı gördüm. Siz görseydiniz nasıl bir tepki verirsiniz bilmiyorum komutanım."

"Karşımızda şuan psikopat bir katil var. Adam kafayı takmış askerlere. Hastaneye yaptığı saldırı büyük olasılık bana yapıldı ama Yiğit onun karşısına çıkanlara dedi adamı bir kez bile görmedim aslında. Neyse " deyip arkama yaslandım.

"Yavrum sen ne zaman vuruldun" deyince gözleri karın bölgeme çevirdi. Ellerim otomatikman karnıma giderken güldüm. Bu kızın şefkatli hallerini seviyordum. 

"Oldu bir kaç gün ne yapacaksın ya sen " deyip dikleştim.

Odaya Kutay'ın gelmesiyle gerekli yerleri okuyup inceledim. İmzalama işlemim bittiği zaman askerlerden biri belgeleri aldı ve Tuna komutanımın beni çağırdığını duydum.

"Tamam sen git asker ben geleceğim birazdan "deyip ayağa kalktım.

"Canım istersen sen git benim işimin ne zaman biteceği belli olmaz bugünlük ben de kal şimdi eşyalar yerleşmemiştir rahat edemezsin yarın beraber yaparız "

"Çok iyi olur ama evini bilmiyorum  bir kaç saat dinlerim sonra kendi evime geçerim. Yapılacak çok şey var. Yavaş yavaş yapmaya başlasam iyi olacak" deyince Ediz arkamızda belirip Afranın koluna girdi.

"Bu iki bayanı ben bırakabilirim tabi kendileri de isterse" deyip göz kırptı.

"Ediz Allah aşkına ayaklarım şişti ya bakma bana öyle melül melül karşında beş aylık hamile bir kadın var" deyip kızdığında Ediz kahkaha attı.

"Sakin ol abla"

"Sende sinirlendirme o zaman" 

İkisi tartışa tartışa odadan çıktıklarında ben  de arkalarından merdivenlerden çıkıp Tuna komutanımın odasının kapısı tıkladım.

"Girin" deyince içeri girdim

"Beni çağırmışsınız komutanım"

"Evet Gökçe geç otur koltuklardan birine bu söylediklerim pek hoşuna gitmeyecek " deyince koltuklardan birine oturup gelecek olan kötü habere karşı kendimi hazırladım.

"Sizi dinliyorum komutanım" deyince boğazını sıkıntıyla temizleyip konuşmaya başladı.

"Bugün Hazar'ın eski komutanı ki ayrı yeten ben ve babanın arkadaşı beni aradı, duyduklarına göre Hazar gibi bir cevheri kullanmayıp onu görevlerde arka plana atıyormuşsun." deyince kafamı onaylar anlamda salladım.

Ne vardı ki bunda. Time yeni katılmış birini hemen en aktif bir yere koyamazdım dimi ama nereden bileyim ben onun ne biçim asker olduğunu. Tamam iyi bir askerdi ve arkadaşları için her şeyi yapan birine benziyordu ama bu benim için yeterli değildi. Benim için ilk güven önemliydi.

"Bunda bir sakınca göremiyorum komutanım"

"Kızım adam eski görev yaptığı yerde senin rütben ile aynıydı. Bir tim komutanıydı ama sen timin başında olduğun için Hazar timin komutanı olamadı." deyince sinirlerin tepeme çıktı.

Yok birde timin başına o geçseydi. Adama bak ya . 

"Komutanım sorun ben miyim yani" dedim oturduğum yerde dikleşerek.

"Ben sana sadece biraz daha ön planda tut diyorum sadece" deyince yerimde rahatsızca kımıldadım. 

"Komutanım adam daha time katılalı iki hafta olmadı. Ben anında ona nasıl güvenebilirim ki"  deyince beni onaylar gibi başını salladı. Ohh sonunda hak vermişti.

"Ben sadece duyduklarımı söylüyorum sen yine de dediklerimi kulak as en azından diğerlerinden ayırma" deyince başımla onayladım. Aslında doğru söylüyordu artık o da timin bir parçasıydı.

"Emredersiniz komutanım artık çıkabilir miyim" 

"Akşam bütün tim bize davetlisiniz ayrıca Afrayı da çağır kız tek başına kalmasın " deyince güldüm. Başımla onaylayıp odadan çıkıp hızla dinlenme odasına girdim.

Odada Ediz ve Hazar dışında kimse yoktu.

"Beyler nasılsınız bakalım" deyip kendimi koltuklardan birini attım.

"İyiyiz Afrayı bıraktım evine."

"Söyleyin bakalım ben yokken neler oldu." dediğimde Hazar anlatmaya başladı.

"İlk olarak sizi vuranları hallettik. Daha sonra istihbaratta ki arkadaşımız olan Kaan hakkında bir operasyon yaptık. Sağ salim evine döndü. Bununla birlikte bir kaç terörist öldürdük. Bir kaç tane de yardım timi olarak yardıma gittik. Bu arada Boralar dan haber var maalesef karısı kurtulmuş ama karnında ki bebek ölmüş. Bu yüzden de Kürşat operasyonun da bize katılamayacaklar." deyince Bora için üzülmüştüm. Bir evlat kaybetmek nasıl bir acı bilemezdim ama kötü olduğunu kendini berbat hissettiğini en azından tahmin edebilirdim.

"Tamam o zaman bugün siz deymişiz Ediz" dediğimde gülerek başını salladı.

"Annem siz geleceğiniz için kaç gün önceden başladı hazırlıklara" Ay yerim ben Bahar teyzemi ya bizim için hazırlıkta mı yapmış.

Abimler zaten gittiği için evde tek kalıyordum. Afra ile takılabilirdim diye karargahtan ayrılıp Afranın evine doğru yola çıktım. Ediz den aldığıma göre burada kalıyordu. Lüks bir siteydi buraya göre. Zaten Kahraman dan ne beklenir diye içimden geçirip apartmanın içine girdim. 5. Kata çıktığımda zili çaldım. 

Beş dakika olmuştu kapının önünde duralı ama hanımefendi hala kapıyı açamamıştı.Artık aklıma kötü düşünceler gelirken hızla silahımı çıkarıp demir kapının kilidine vurdum. Kapının hala açılmadığını görünce bir kaç kez daha ateş ettim. Kapı sonuna kadar açılınca hızla içeri girdim.

İlk belki uyuyordur diye yatak odasını aramayı başladım. Telaşla tek tek odalara baksam da yoktu. Telefonuma sarılıp arasam da cevap vermeyince sinirle koltuklardan birine tekme attım. Nerede ki bu kız şimdi. Hamile başına iş almış olmasın bu. Tam evden dışarı çıkacakken arkamdan gelen sert bir darbeyle gözlerim karardı.

EDİZİN AĞZINDAN

Akşam için neredeyse herkes gelmişti ama hala Gökçe gelmemiş hatta haber bile alamamıştık ondan. Babam telaşlanmamamızı istemese de kendisi de endişeliydi. Sorun şu ki hala Afra da ortada yoktu. 

Babamın telefonu çalınca herkes babama baktı.

"Buyurun amirim"

"Anladım biz hemen geliyoruz" deyince merakla babama baktım. Ne olmuştu ki şimdi .

"Hadi gidiyoruz bizimkileri almaya karakola düşmüşler" dediğinde gülsem mi ağlasam mı bilemedim.

"Komutanımız karakola mı düşmüş " dedi kahkahaların arasında Taner. Yiğit sus der gibi dirseğiyle vursa da Taner hala kahkaha atıyordu.

"Oyy kuzularım benim karakola düşmüşler hemen alın acıkmışlardır. Amanın Afra hamile koşun koşun kızcağız karakolda doğurur maazallah " diyerek telaşla hepimizi kapıya kadar sürükledi annem.

"Hemen gidiyoruz sultanım sen merak etme hepimizin gitmesine gerek yok aslında Hazar ile Kutay gelsin sadece"deyince herkesten onayladıklarına dair mırıltılar geldi.

"Hadi gidelim o zaman bizim yaramazları almaya" deyip evden çıktık. Hızlıca arabaya atlayıp karakola sürmeye başladı.

"Bence karakola düşmelerinin sebebi kesin kavga çıkardı komutanımız." dedi Kutay. Aslında kavga çıkarmış olabilirdi ama daha önce hiç böyle olmamıştı ki.

"Sanmıyorum. Bence başka bir şey oldu" dedi Hazar düşüncelerimin tercümanı olarak.

"Gelmek üzereyiz zaten " 

Yaklaşık beş dakika sonra karakolun önüne geldiğimizde hızla amirin odasına girdik. Şaşkınlıkla içeridekilere baktım.

Şaşırmayıp da ne yapayım elinde buz kafasına tutan ve etrafa sinirli bakışlar atan bir adet Gökçe. Suçlu suçlu bakan bizim yaşlarımız da ki bir adam ve uyuklayan Afraya kim görse şaşırırdı.

"Ohaa komutanım ne oldu size" deyince adam bize şaşkınlıkla baktı.

"Komutan mı" dedi şaşkınlıkla

"Eğer evdeyken kafama vurmadan önce izin verseydiniz açıklardım beyefendi" diye tısladı. 

"İyi misin yavru" deyip yanına gittim. Kafasına baktığımda şiştiğini gördüm. Lan daha kız hastaneden yeni çıkmıştı.

"Yaraların da sorun yok değil mi Gökçe" diye sordu Hazar. Gökçe yüzünü buruşturarak Hazara baktı.

Gömleğinin göğüs kısmında ki kanla adamın yakasına yapıştım.

"Lan kıza arkasından niye vuruyorsun salak adam." deyip yüzüne bağırdım. Hazar adamı benden kurtardı.

"Tek suç bende değil ama komutanınız bir eve silah zoruyla girdi" deyince bu sefer kızgınlıkla Gökçeye baktım. Bana umursamaz bir bakış attı.

"Yine olsa yine girerdim. Bütün suç Afranın sen ne diye telefonlarımı açmazsın ki. " deyip topu Afraya attı.

"Ya ben nereden bileyim beni merak edip evime zorla gireceğine" deyip masum bakışlar attı.

"Sana bir şey oldu sandım. Kahramana ne derdim sonra. Arkadaşıma da sahip çıkamayacaksam ne olsun"

"Tamam tartışmanızı evde devam edin isterseniz artık. Gökçe kızım sende bir daha yapma böyle şeyler evin kilidine silahla ateş etmek nedir hala aklım almıyor bu seferlik komutanların sayesinde affediyorum ama bir daha ki sefere misafirim olmadan bırakmam ona göre" dedi gülerek. Adam gülüyordu halimize.

"Tamam ya sende artık dinlemeden insanların arkasından vurmazsın umarım" deyip odadan çıktı. Afra oturduğu koltuktan kalkamayınca yardımına Hazar yetişti.

"Teşekkürler Hazar " deyip masumca güldü.

"Ne demek tek taşla iki kadın yanımda bu sayede " deyip göz kırptı arkadaşça.

"Biraz hızlı gitsek iyi olur yoksa komutanım bizi almadan gidecek" diyerek Gökçenin arkasından koşan tabi ki de Kutay' dı.

///////////

GÖKÇENİN AĞZINDAN

Salak adam beni sinirden deli etmişti. Beni hırsız sanıp kafama kendi silahın kabzasıyla vurmuş. Üstelik bir ambulans çağırmadan hemen polisi aramıştı. Öğrendiğime göre buralara yeni gelen biriymiş. Yoksa genellikle tanırlardı beni buralarda. Çok da mütevaziyimdir.

Bizimkiler geldiklerinde gülüp kafamı vuran adama şimdi yandın bakışları atıp arkama yaslandım.

"Ohaa komutanım ne oldu size" deyince adam bize şaşkınlıkla baktı.

"Komutan mı" dedi şaşkınlıkla, adama umursamaz bir bakış attım ve konuşmaya başladım.

"Eğer evdeyken kafama vurmadan önce izin verseydiniz açıklardım beyefendi" diye tısladım.

"İyi misin yavru" deyip hızla yanıma gelip kafama baktı sonra sinirle adama baktı.

"Yaraların da sorun yok değil mi Gökçe" diye sordu Hazar. Yüzümü buruşturarak baktım. Çünkü yeni çıkmıştım zaten hastaneden ve yaralarım hala iyileşmemişti.

"Lan kıza arkasından niye vuruyorsun salak adam." deyip yüzüne bağırdı Ediz sinirle ben ayağa kalkamadan  Hazar adamı kurtardı.

"Tek suç bende değil ama komutanınız bir eve silah zoruyla girdi" deyince bu sefer kızgınlıkla Ediz bana  baktı. Ediz'e umursamaz bakışlarımdan attım. Ne yapayım canım bende mi bütün suç.

  "Yine olsa yine girerdim. Bütün suç Afranın sen ne diye telefonlarımı açmazsın ki. " deyip Afraya baktım. 

"Ya ben nereden bileyim beni merak edip evime zorla gireceğine" deyip masum bakışlar attı. Kandır bakalım Afra hanım kandıra bildiğin yere kadar kandır.

"Sana bir şey oldu sandım. Kahramana ne derdim sonra. Arkadaşıma da sahip çıkamayacaksam ne olsun" deyip sinirle Afraya baktım. Anasını satayım kızı merak etmek de suç oldu.

"Tamam tartışmanızı evde devam edin isterseniz artık. Gökçe kızım sende bir daha yapma böyle şeyler evin kilidine silahla ateş etmek nedir hala aklım almıyor bu seferlik komutanların sayesinde affediyorum ama bir daha ki sefere misafirim olmadan bırakmam ona göre" dedi gülerek. Adam gülüyordu halimize.

"Tamam ya sende artık dinlemeden insanların arkasından vurmazsın umarım" deyip odadan çıktım. Arkamdan gelmelerini umursamadan hızla ekip arabasına doğru yürüdüm ama anahtar bende olmadığı için bizimkileri beklemek zorunda kaldım.

Kutay hızla gelip arabayı açıp sürücü koltuğuna oturdu. Hemen yanında ki iki kişilik yere oturup diğerlerini bekledim.

Herkes geldiğinde yanımda Hazar arkada Ediz ve Afra oturuyordu. Arada dikiz aynasından Afraya bakınca bana masum bakışlar atıyor ben ise bütün sinirim ile ona bakıyordum. Kızım senin ne işin var başkasının evinde uyumana. Hanım efendi komşusuna yardıma gitmiş ve uyuya kalmış.

"Komutanım direk size dimi" deyip Ediz'e baktı Kutay.

"Evet annemler bizi bekliyor yemekler de soğudu ama olsun " deyince güldüm. Ne soğumasından bahsediyordu ki. Şimdiye bin kere ışıtmıştı yemekleri. 

"Yarın sıkı bir eğitim sizi bekliyor benden söylemesi" deyip sustum. Gerisini kendileri düşünsün. 

"Komutanım ya ne yaptık yine" diye mızmızlanan Kutay'a baktım. Artık nasıl baktıysam hemen önüne döndü.

''''''''''''''''''''''''''''''''''''

Yemekleri yedikten sonra arkama yaslandım. Tuna komutan hemen bizi sorguya almış ve bana çok kızmıştı. Nasıl böyle bir davranış gösterdiğimi bunun yanlış bir şey olduğunu bir daha yaparsam bunun cezasız kalmayacağını söylemiş hala devam edince de iki inleyip yaralarım acıyor deyince susmuştu. Ya da susturulmuştu desek daha da doğru olurdu çünkü Tuna komutan benim yalan söylediğimi dakikasında anlamış Bahar teyze ise hemen Tuna komutana kızıp sofraya oturtmuştu bizi.

Telefonum çalınca bütün bakışlar bana döndü.

Arayan Hakandı. Askeriyede ki arkadaşımdı.

"Buyur Hakan" deyip yemek yemeğe devam ettim. Zaten birazdan gidecektim ki büyük olasılık bunun için aramıştı beni. Boğazımdan iki lokma bir şey geçsin.

"Karargahtan bekleniyorsunuz. Tuna komutana ulaşamadık. Bütün timi topla gel" deyip yüzüme telefonu kapattı.

"Ne diyor" diyen Ediz ile ayağa kalktım. Son bir ekmek parçası daha attım ağzıma.

"Hakan bizi çağırıyor Tuna amca sana da ulaşamamışlar bir ara istersen sen de " deyip ayaklandık.

"Karargaha mı komutanım" deyince bıkkınlıkla kafamı salladım.

"Bir saattir ne anlatıyorum acaba ben takın lan beni ! " deyip Bahar teyzenin yanına gittim.

"Ellerine sağlık Bahar teyze görüşürüz" deyip sarıldım. Bana sıkıca sarılıp yanaklarımdan öptü.

"Afiyet olsun kızım hepiniz dikkat edin kendinize " deyip gülümsedi. Alışmıştı o da böyle ani çıkışlarımıza.

"Afra bakma bana öyle sen bizimle gelmiyorsun " deyip olmaz bakışlarımı attım.

"Gökçeye katılıyorum karnın burnun da zaten sana şimdilik gerek yok sen git kocanla konuş içeride " dedi alayla Ediz. Afra Ediz'e sinirle bakıp kaşlarını çattı.

"Ediz seni bu halde bile alt edebilirim asla hamile bir kadını kızdırma hormonları zaten yerin de olmuyor ben uyarıyım seni canım arkadaşım." deyip sıkıysa devam et beni kızdırmaya der gibi baktı.

"Tamam be sustum zaten geç kaldık hızlı olun çıkak evden" deyip hızla annesin yanına gidip sıkıca sarıldı.

Sarılmalarını izlemek istemediğim için hızla giyinip dışarıda beklemeye başladım. Kafamı öne eğip bizimkilerin gelmesini bekledim. Ediz hariç herkes kapıya çıkmıştı çoktan.

"Anacım bıraksan da çıksam bak ayıp oluyor bizimkilere de " deyince başıyla bizi gösterdi. Bahar teyze bize mahcupça bakıp kafasını sallayıp oğlunu bir kere daha öpüp yanımıza gelmesini izledi.

"Allah yardımcınız olsun çocuklar bu olmadı yeniden beklerim hepinizi" deyince herkes onaylayan cümleler kurmuştu. 

///////////////

Arkadaşlar inşallah beğeniyorsunuzdur kitabımı. Gidebildiğim yere kadar gitmek istiyorum. Kitap hakkındaki yorumlarını yapın eksiklerimi görürüm en azından. Vote vermeyi unutmayın öpülüyorsunuz

Continue Reading

You'll Also Like

1.6M 46K 83
sse-sen uzak dur benden!! "Benden kaçışın yok" diyerek adamlarını üzerime saldı..
44.1M 2M 84
Korkmuyordum, ne karanlıktan, ne gürleyen gök gürültüsünden, ne de bana zarar verebilecek bir insandan. Çünkü ben karanlıktım, ben gürleyen göktüm...
22K 1K 15
Tesadüfen yolları kesişen avukat kızın ve askerin yaşadıkları zorluklar, aynı zamanda beraber geçirdikleri güzel vakitler... Kitaptaki olayların hiçb...
202K 10.9K 43
Alya özer (asil ) küçük yaştan beri ailesinin intikamı için yanıp tututuşur tam herşey bitmişken gerçek ailesi ortaya çıkar.