Bacaklarımın arasındaki sertlik daha çok artmıştı ben ise delirmek üzereydim bu nasıl bir duygu nasıl bir histi bu böyle...
Onunla bir bütün olacağımı bilmek ne güzel bir duyguydu.
İnleyip boynumdaki dudaklarını geri çektiğinde ellerimi çıkmış sakallarında gezdirdim. Gri gözlerle bana bakıyordu.
Eğilip ellerinin arasına kafamı alıp "Seni küçük şeytan" diyip sırıttı.
Ben bu adamın güldüğünü hiç göremeyemecek miydim yahu?
Ona kıkırdayıp gözlerine baktığımda ellerini boynuma getirip ordanda vücudumda gezdirmeye başladı.
Sertleşen göğüslerim ve kasıklarımda biriken haz beni çileden çıkarıyordu.
Üstelik alev alev yanıyordum.
Bacaklarıma getirdiği elini kavrayıp bacaklarımı açtığında artık sona geldiğimi anlamıştım.
Şu anda onu içimde istiyordum.
Ne utanmaz olmuştum ben yahu..
Ama bana verdiği bu haz beni benden alıyor başka bir insan oluyordum. Çokta mutluydum üstelik.
Önümde eğilip bacaklarımın arasına girdiğinde kapı çalmaya başladı.
"Siktirr" diye tıslayan Göktuğ bacaklarımı kavramıştı. Kapı yumruklanıp kırılacakmış gibi çalıyordu.
Göktuğ sinirle ayağa kalkıp üstüne birşeyler geçirip bana baktı ve sonra kapıyı çarpıp aşağıya indi .
Siktir
Siktir
Siktir
Yataktan hemen doğrulup kenara savrulmuş çamaşırlarımı ve dün gece Göktuğun çıkarttığı kıyafetlerimi giyip aynada dağılmış ve kendinden geçmiş saçlarıma biraz şekil verip soluklandım.
Az önce yaşadıklarımız yetmiyormuş gibi birde misafirimiz eksikti.
Elimle yüzüme hava yaptıkdan sonra aynada son kez kendine baktım.
Az önde düzülecektin imajım o kadar yüksektiki kolay kolay da bu havadan çıkmam imkansızdı.
Odadan çıkıp merdivenlere yönelip aşağıya indiğimde Göktuğ ve beni kurtaran abi koltukta oturmuş sohbet ediyorlardı.
Abi beni gördüğünde sinirli yüz ifadesi değişip yerini tebessüm aldığında "küçüğüm nasılsın" dedi.
"te- Teşekkürler iyiyim" diyip direk mutfağa yöneldim. Üstelik ikiside bana feci bir şekilde bakıyordu.
İkiside sırıttıklarında bedenimi mutfak barına çarptım. "Ben ben size kahve yapıyım" diyip hemen mutfağa kendimi attım.
Isıtıcıya sıcak su koyup sırtımı tezgaha dayayıp derin bir nefes aldım.
Az önce Göktuğun karşısında çırılçıplak yatan ben utanmıyorda şimdi mi utanır oldum?
Bardaklara kahveyi koyup suyun kaynağını anladığımda bardaklara sıcak suları da doldurdum.
İki elimede kahveleri alıp içeri gittiğimde Göktuğ ve yabancı derin derin konuşuyorlardı.
Yanlarına gidip kahveleri sehbaya bıraktığımda ikiside kafasını bana döndü. "Ben odamdayım" diyip bir şey demelerine izin vermeden koşarak odama gittim.
Kapıyı kitleyip üstemdekileri çıkarttığımda sırıtmaya başladım.
Banyoda sıcak suyu açıp altına girdiğimde hala deli gibi sırıtıyordum.
Bacak aramda yine aynı his olduğunda kafamı iki yana salladım ve duş almaya başladım.
Üstümü giyinip yatağın üstüne oturduğumda karşımdaki aynaya bakıyordum. Hala ama hala sırıtıyordum.
Elimdeki Tarakla saçlarımı taramaya başladığımda kapı çaldı.
Kalkıp kapıyı açtığımda Göktuğ karşımda siyah dar canvas pantolonla üstüne ise siyah badisini giymişti. Ayağında ise krem rengi vans vardı.
Değişik.
İçeri girip kapıyı kapattığında "Bir kaç günlüğüne Cesur abide kalıcaz, evlendikden sonra da buradan tamamen gideceğiz" dediğinde arkamdan eğilip elimdeki tarağı aldı.
Saçlarımı tararken bir yandan da boynuma nefesini üflüyordu.
"Peki " dediğimde elinden tuttu ve beni banyoya sürüklemeye başladı.
Saç Kurutma makinesini açıp saçlarımı kurutmaya başladığında sadece nakinenin sesi çıkıyordu.
Eğilip boynuma öpücük kondurduğunda "Cesur abi bizi bekliyor, çabuk gel" diyip elindeki makineyi yerine koydu ve odadan çıktı.
Bende saçlarıma bir toka geçirip odadan çıktığımda ikiside çoktan kapıda bekliyordu.
Adının cesur olduğunu öğrendiğim abi bana "Gel bakalım küçüğüm" diyip beni kolları arasına aldı.
Göktuğun sinirlenmediği tek insan bu abiydi sanırım. Bizi görüce sinirlenmek yerine aksine sirıttı.
Cesur abi beni dışarı çıkartıp arabanın arkasına oturttuğunda kendiside öne geçti. Göktuğ ise onun yanına.
Araba sessiz bir şekilde yol aldığında hala evde olanlara inanamıyordum.
Göktuğ arada bana aynadan bakıp gözleriyle herşey yolunda mesajını veriyordu.
Tabikide herşey yolundaydı daha ne olsun ki yarın evleniyorduk.
Araba durduğunda hemen arabadan indim. Cesur abi ve Göktuğda arkamdan indiğinde karşımdaki eve şöyle bir göz attım.
Ama kapıda o bardaki kadın vardı.
Göktuğa elleyen pis fahişe.
Kadın bizi gördüğünde hızlıca yanımıza gelip Göktuğa sarıldı.
"Sana bomba bir haberim var hayatım" diyip Göktuğun dudaklarına bir öpücük kondurdu. Daha neler yahuuuu...
Cesur abi bana omzunu atıp beni eve soktuğunda kadın ve Göktuğ da arkamızdan içeri girdi.
"Söyle derdini Buse" dediğinde kadın Cilveli bir kahkaha atıp kendini koltuklardan birine attı.
Bizde karşısına geçip onun ne diyeceğini beklerken o ise çantasından birşeyler çıkarmakla meşguldü.
Göktuğ bana bakıp geri kadına kafasına çevirdiğinde pis fahişe elindeki kağıdı Göktuğa uzatıp "Hamileyim hayatımm" diye cırladı.
Ben olayın şokuyla kadına bakarken Göktuğ ise kağıtları inceliyordu. "Bu doğru değil diye cırladığında kadın "Sana raporu getirdim. Üstelik unuttun mu ben senin malınım 3 aydır sana hizmet veriyorum ve bu üç ay içinde ise başkasıyla beraber olmam yasaktı. Ve başkasıyla olmadığımıda sen gayet iyi biliyorsun" dediğinde gözlerimden yaşlar akmaya başladı.
Nasıl onun malıydı?
"Yalan söylüyorsun" dediğinde eliyle kağıtları gösterdi kadın. Göktuğ kağıtlara bakıp "Kahretsin" ddiğinde kadın zafer kazanmış gibi sırıttı.
Ben sessizce ağlarken korumacı hissettiğim cesur abi beni kendine çekip bastırdı. Kulağıma eğilip "Sakın ağlama" dediğinde ağlamam daha da çok artmıştı.
Sevdiğim adamın başkasından bir çocuğu oluyordu nasıl ağlamazdım peki.
Ağzımdan bir hıçkırık kaçtığımda kadın ayağa kalkıp "Bu kim aşkım yoksa yeni malın mı? Nereden buldun bu fahişeyi pekte duyguluymuş" dediğinde Göktuğ oturduğu yerden kalkıp birden kadının boğazına yapıştı.
"Sakın ona bir daha fahişe deme" dediğinde kadın nefes almaya çalışıyordu.
"bı-bırak" dddiğinde Göktuğ öldürücü bakışkarını atmaya devam ediyordu.
Yerimden kalkıp elimi Göktuğun kadının boğazında olan elinin üstüne koydum. Göktuğ bakışını bana çevirdiğinde "Çocuğunun annesine böyle davranma, unuttın mu bende senin malınım yani bir fahişe, bırak onu" dediğimde elimin altından elini gevşettiğini anladım.
Elimi çektiğimde oda elini çekti ve bana bakmaya başladı. Buse ise koltuğa oturmuş öksürüyordu. Kafamı cesur abiye çevirip "Benim odamı gösterir misiniz? Dinlenmek istiyorum" dediğimde Cesur abi yerinden kalktı ve yürümeye başkadı.
Bende onu takip etmek için hareketlendiğinde Göktuğ kokumu tutup "Esila" diye yalvardı. Kendimi toparlayıp "Çocuğunun annesiyle ilgilen" diyip kolumu onun elinden kurtardım.
İçerideki odaya gittiğimde Cesur abi beni bekliyordu. Kapıyı kapatıp bana döndüğünde "Gel buraya küçüğüm, kuyamam sana" dediğinde beni tekrar kollarının arasına aldı.
Ağlamaya başladığımda "O haklıydı ona aşık olmamam gerkiyordu. Ama ben salak gibi ona aşık oldum" diye baykırdım.
O ise saçlarımı okşuyor abi gibi sarılıyordu. "Bir süre ondan uzak durmalısın. Seni ben korurum" dediğinde ne demek istediğini anlamamıştım.
"A-ama" dediğimde "Şşşş... Küçüğüm hadi yat biraz dinlen" diyip beni kendinden ayırdı ve odadan çıktı.
Sade döşenmiş bu odada gözlerimi gezdirip kendimi yatağa attığımda ağlamam daha da çok artmıştı.
Nasıl da Salaktım böyle.
Gözlerimi kapatıp kendimi uykuya bıraktığımda düşündüğüm tek şey GÖKTUĞ idi.
~~~~~
Uyandığımda oda karanlıktı ve ben feci bir şekilde susamıştım.
Yataktan kalkıp odada dolaşıp ışığın yerini bulduğumda ışık nedeniyle gözlerimi bir kaç kez ovuşturdum ve sallana sallana odadan çıktım.
Gündüz geldiğimiz koridordan içeri geçtiğimde mutfak olduğunu düşündüğüm yerin ışığını açtım.
Bingooooo.. Doğru tahmin :)
Bardağa suyu doldurup kafayıa diktiğimde buse yanımda saçlarını yoluyor üstünü yırtıyordu.
Ben ne olduğunu anlamadan "Buse ne yapıyorsun" dediğimde yere kendini atıp kendini tokatlamaya üstünü yırtmaya başladı.
"buse" diye soluduğumda ne olduğunu anlamadım. Kriz geçiriyor diye düşündüm.
Kendine tekrar tokat atıp "İmdattt" diye bağırmaya başladı. Yere yanına eğilip "Neyin var" diyip elini tuttuğumda içeri Göktuğ ve Cesur abi geldi.
Göktuğ "Buse ne oldu" diyip korku dolu gözlerle bir bana bir de buseye baktı.
Buse "Hayatım anlamadım su içmeye kalmıştım bu kadın bana birden saldırmaya başladı" dediğinde şok olmuştum.
Geri çekilip bunu hazmetmeye çalışırken Göktuğ eğilip Buseyi kucağına aldı ve bana baktı
Dolu gözlerle ben yapmadım dercesine kafamı salladım. Ama Göktuğ kafasını çevirip mutfaktan gözden kayboldular.
Ama ben yapmamıştım...
EVEETTT ARKADAŞLAR BENDEB BU KADAR SİZE İYİ OKUMALAR. .