Sabah kalktığımda üstümdeki bir ağırlıkla gözlerimi açtım. Göktuğ bir bacağını benimkilerin üstüne atmış ve eliyle belimi kavramıştı.
Ben ise göğsünde uyuyor saçıma değen nefesiyle hayat buluyordum.
Kokusunu içime çekip nefes aldığımda yatakta sırt üstü döndüm.
Hala üstümde Göktuğun bacağı ve eli vardı. O kadar sıcaktı ki değdiği yerler. Sanki yanıyorum..
Neden böyle oluyordu? Ege dokunduğunda hiç böyle hissetmemiştim. Karnıma ağrı giriyordu resmen ona yakın olunca.
Kafamı çevirip ona baktığımda bembeyaz yüzüyle karşılaştım. Hafif çıkmış sakalları dağınık saçları ve düzenli nefes alış verişleri.
Cennetten çıkma bir melek gibiydi sanki. Tek farkı içini şeytana esir etmişti.
Biraz yakınlaşıp burnum çenesine değdiğinde sanki alev almıştım.
Yüzünü her yerini öpmek istiyordum. İlahi bir kokusu, ilahi bir tadı vardı.
Bir melekti.. Sadece kanatsızı.. Sadece fazla duygusuzu...
Göktuğ birden gözlerini açtığında hemen geriledim bana sırıtıp üstüme çıktığında neye uğradığımı şaşırmıştım.
"Sanırım beni öpmek istiyorsun" dediğinde gözlerim fal taşı gibi açıldı.
"Ha-hayır" diye kekelediğimde sırıttı ve "Günaydın" diyip dudaklarıma yapıştı.
Başta şokum etkisiyle karşılık vermemiş olsamda sonra elimi boynuna koyup ona yardımcı oldum.
Öpüşü o kadar nazikti ki sanki yemyeşil bir ovanın içinde papatyalar arasında gibiydim.
Elinin birini yanağımda gezdirip boynumun altına koyup kendine bastırdı. Bu sefer öpüşü daha sertti ama tadı o kadar enfesti ki..
Tarif edemediğim bir tadı, tarif edemediğim bir kokusu vardı.
Bacaklarıma değen bacakları o kadar yumuşaktiki kesinlikte emindim. Cennetten çıkma bir melekti...
Karnımın üstünde hissettiğim sertlikle gözlerim yine fal taşı gibi açıldı.
O da neydi öyle..
Göktuğ kendini geri çektiğinde dudaklarımda bir boşluk hissettim. "Esila bence gitmelisin" dediğinde altından sıyrılıp hızlı adımlarla odadan çıktım.
Dudaklarımın kenarını yalayıp kalan tadınıda aldım. Sırıtırak aşağı inip odama girdiğimde hemen üstümü değiştirdim.
Biz az önce neler yapmıştık öyle. Peki ben neden kendimi bu kadar mutlu hissediyordum?
Ona karşı koyamıyorum...
Üstümü giyindiğimde odadan çıktım ve salona geldim. Dün geceki kola hala sehbanın üzerinde duruyordu.
Sırıtarak bardağı alıp mutfağa gittim.
Bir dakika. ..
Biz dün gece evlenmeye karar vermiştik ve sabah öpüşmüştük. Dudaklarımı tekrar yalayıp elimi masaya dayadım.
Onunla evlenecektim?
Onunla evlenecektim?
****
Beraber kahvaltı yapıp evde biraz zaman geçirmiştik. Göktuğ kahvaltıdan sonra giyinmemi ve nikah dairesine gidip gün alacağımızı söylemişti.
Ne yani bu kadar çabuk muydu?
"Hadi Esila ben arabadayım" diye bağıran Göktuğ ile iyice panikleyip yere düştüğümde kendi kendime gülüp tekrar kalktım. Çantamı da elime alıp odadan çıktığımda evin Kapısı açıktı.
Koşarak evden çıktım ve kapıyı kapıyıp arabaya oturdum.
Bu sefer onunla ilk karşılaştığım gün kullandığı arabayı kullanıyordu. Arabaya bindiğimde biraz sırıttım ve kafamı önüme eğdim.
Sabahki olaydan dolayı çok fazla utanıyordum.
Göktuğ arabayı yola çıkartıp sürmeye başkadığında kafamı camdan tarafa çevirdim. Kenarlarda tek tük evler vardı. Oldukça ıssız bir yerdi.
"Daha aynamın hesabını soracağım ve dünkü o kolayıda tabi" dediğinde kıkırdadım.
Ohhh pekte iyi olmuş :))
"Ne gibi bir hesap" dediğimde hırladı ve "Sürpriz" dedi.
Kıkırdayıp kafamı tekrar yola çevirdim. Daha seni uyuz etmenin yolları var Göktuğcum.
Hatta kal lütfen..
Araba durduğunda Göktuğ "Geldik" diyip arabadan indi. Bende kafamı yola çevirdiğimde gerçekten de gelmiştik.
Sanırım gerçekten çok ciddiydi.
~~~~~
Elimi tutan Göktuğ beni karanlık bir kapıdan geçirip tekrar bir kapıdan daha geçirdiğinde yüksek müzikde sesler gelmeye başladı.
Tekrar bir kapıdan daha geçtiğimizde mekanın içinde yine o sapıtan insanlar vardı.
İçerideki sigara dumanı nedeyle biraz öksürdüm ve Göktuğa biraz daha yanaştım.
Burası geçen geldiğimiz bardı.
"neden buraya geldik" dediğimde bana kafasını eğdi ve dudaklarııma bir öpücük kondurdu. Ben hala olayın şokundayken "Uslu kız ol ve çok konuşma" diyip beni çekiştirmeye başladı.
Locaların birine oturduğumuzda karşımızda geçen Göktuğun kucağına oturan kadın vardı. Ellerimiz hala birbirine kenetliydi.
Kadın ellerimizi gördüğünde sinir küpüne döndü ve karşısındaki adama beni işaret etti.
Ben daha ne olduğunu anlamadan adam barın içinde gözden kayboldu.
Göktuğ elini çekip masada duran sahipsiz içkiyi kafasına geçirdi.
Ben ise mekanda gözlerimi gezdiriyor ve yapılan bütün iğrençliklere hayretler içerisinde bakıyordum.
Üstelik midemde bulanmıştı.
Göktuğ'a dönüp "Ben lavaboya gidiyorum" dediğimde yerimden doğruldum ama Göktup elimi tutup "Çabuk gel ' dediğinde kafamı salladım ve sapıtan insanların yanından geçmeye başladım.
Lavaboya vardığımda dağılan tipime yüzümü buruşturup biraz çeki düzen vermeye başladım. Üstelik mide bulantımda gitmişti.
Saçlarımı düzeltip aynadan son kez kendime bakkıp lavobadan çıktım.
Yüzüme çarpan ağır sigara dumanı ve içki + sigara kokusu hemen kendini gösterdi.
Pistin üstüne gidip oturduğumuz locaya baktığımda o kadın yine Göktuğun kucağına oturmuştu. Göktuğ kadının kalçasını elliyor ve sırıtıyordu. kadın ise Göktuğun vücudunu okşuyordu.
Yüreğime saplanan ağrıyla yerimde kala kaldım. Üstelik ağlıyordum.
Peki ama neden?
Neden onu başka bir kadınla görünce ağlıyordum.
Peki neden o başka kadınlara ilgi duyup beni öpüyordu.
Nasıl bir insandı bu böyle?
Neden böyle hissediyordum.
Neden canım acıyordu bu kadar.
Gözlerimden akan yaşlar yanağımdan süsüzlüp yere akarken arkamdan biri kalçalarımı sıkmaya başladı.
Kendimi geri çekip arkamı döndüğümde Ege bana pis pis sırıtıyordu.
Korkup bir adım geri çekildiğimde beni kendine çekip kollarının arasında sıkıştırdı.
Müzik bir an durduğunda Ege "Hey millet 5 dakika dinleyin" diye bağırdı. etraftaki insanlar yavaş yavaş yerlerine dönmeye başlamıştı.
Göktuğ beni görüp hızlıca kadını ittirdi ve yerinden kalktı.
"Otur yerine Göktuğ bir iki açıklamam var" diyip elindeki kağıtları ona doğru salladı.
Göktuğ olduğu yere dikilip sertçe Egeye bakmaya devam ediyordu.
"Hepiniz biliyorsunuz, yakışıklı adamımız Göktuğ yani namıdeğer satıcı bulduğu kimsesiz kızları başkalarına satıp bu işten büyük bir para kaldıran birisi" dediğinde Göktuğ ellerini yumruk yapmış herkes sus pus olmuştu.
Şiddetli bi şekilde ağlamaya başladığımda Ege beni daha fazla sıktı. "Bu kollarımın altında gördüğünüz kız ise bana satıldı buda kanıtı" diyip elindeki kağıdı salladığında bir an bayılacağımı hissettim.
Gerçekten beni satmış mıydı?
"Herkes duysun ve bilsin bu kız benim. Kimse benim olana el süremez ve kimse benim olanla yatamaz" diye bağırdığında yalvarır bir şekilde Göktuğa bakmaya başkadım.
Ne olur bu doğru olmasın ne olur..
"Peki satıcı ne yaptı benim olana elini sürüp gece onunla beraber uyudu" diyip beni iyice kendine yapıştırdığında artık ağlamaktan görüş alanım bulanıklaşmıştı.
"Tutun" diye birine bağırdığında daha önce hiç görmediğim adamlar Göktuğun kolundan tutup etkisiz hale getirdi.
Göktuğ kafasını sallayıp dolu gözlerle bana baktığında bendeki değeri çoktan bitmişti. Dün gece bana yalan söylemişti. Üstelik beni kandırıp evlenelim demiş gitmiş nikah tarihi almıştı.
Ne kadar salak mışım meğersem?
"Esila beni dinle lütfen" diye bağırdığında Göktuğ kafamı eğdim. Artık onun yalanlarına kanmayacaktım.
Ağlamaktan hıçkırdığımda "Götürün" diye bağıran Ege beni kollarında serbest bıraktı ve iki adam kollarımdan tutup beni çekiştirmeye başladığında Göktuğ "Bırak onu, onu bu işe alet etme" diye bağırdı. bende o yıllardır kapalı olan ağzımı açıp "Ben sana inanmıştım" diye bağırdım.
"Esila" diye bağıran Göktuğun sesi duyduğum son ses olmuştu.
Çünkü ben çoktan kendimi karanlığa bırakmıştım.
Ben sana inanmıştım..
ARKADAŞLAR SEVİLİYORSUNUZ BEKLETTİĞİM İÇİN ÖZÜR AMA GERÇEKTEN ÇOK FAZLA YOĞUNUM BU ARALAR BENİ AFFEDİN.
ÇOK ÇOK ÖPÜLDÜNÜZ
AYRICA DEMİNKİ OLAY 1 NİSAN ŞAKASIYDI DELİ MİYİM BEN DE KALDIRIYIM KİTABI O KADAR EMEK VERMİŞİM :)))
KENDİNİZE CİCİ BAKIN ♥♥