21. Bölüm : Kutlama

3.6K 316 165
                                    

Burada geçirdiğim günleri hesaplamanın bir yolunu buldum.

Görülerim geliyor.

Uyanıkken tabii...

Bu lanet yerde uyku yok, yemek yok, su yok, yorulmak bile yok!

Delirmenin eşiğinden dönmemi sağlayan şey O'ydu. Onun sesi...

Söz veriyorum, sevgilim. Neye mal olursa olsun seni oradan çıkarmanın bir yolunu bulacağım. Lütfen... Sadece dayan, güzelim. Lütfen...

Zihnimde yankılanan onun sesi beni hayata bağlarken kendi kendime söz vermiştim. Asla pes etmeyecektim.

Tabii delirdiğim süreçte olan bazı kötü şeyler vardı.

İlk olarak zihin duvarlarım kırılmıştı. Tamamen... Karanlık, zihnimi sarmalamıştı. Eskisinden güçlüydüm, evet ama sorun şuydu ki içimde en ufak bir acıma kalmamıştı.

Karşıma çıkarsa eğer Zeus'u öldürmekten çekinmezdim. Sonuçta Titan×Tanrı Öldüren olarak beni yaratan onlardı. Zeus'ta bir Tanrı olduğuna göre onu da öldürebilirdim.

Neyse... Umarım öyle bir şeye kalkışmaz. Çünkü karanlık bu kez çok baskın.

Aslında buna üzülmüyorum. Sonuçta ben Karanlıklar Tanrıçası değil miydim?

Ha, bir de Işık Tanrıçası...

Öğk!

Ne Işığı be! Ne yapacağım ben Işığı!?

İkinci olarak vücudumda bir sürü kesik vardı. Yazık olmuştu mükemmel vücuduma... Ama geçmesi yakındı.

Ve son olarak hafızamda sıkıntılar vardı, yani galiba. Emin değilim.

Her aldığım görüyü bir gün olarak kabul ettim. Ve günlüğüme not aldım. Günlük dediğime bakmayın, okuyanı lanetliyor. Benden başka tabii...

Özellikle Nyks...

O şeytan, gelecek savaş hakkındaki görülerime sahip olmak için elbette ki bu günlüğü isteyecekti. Böylece en baştan kayıpları önleyebilirdi.

Tek bir sorun vardı.

O da yazdıktan sonra gördüklerimi benim de bilmiyor olmam. Büyü, yazdıktan sonra bana unutturuyordu görülerimi. Yan etkisi gibi bir şeydi. Öğrenmek için okumak gerekiyordu. Okuyunca da lanetliyordunuz.

Günlüğümü elime aldım ve bir kez daha yazmaya başladım.

...

Lanetli Günlük : Sayfa,
379.

Bugün nasılsın, Nyks? O küçük beynin ve yakında seni yakacak olan o hırsınla bu satırları okurken sana yansımamı gösteriyorum.

Ne kadar nefret doluyum, değil mi?

Silikşen anılar ya da unuttuğum görüler... Hiçbir şey nefretimi ve öfkemi azaltmıyor, Nyks.

Neden sen, değil mi?

Soruyorsun bunu kendine, merak ediyorsun. Et, et ki her saniye neyi bilip neyi bilmediğimi düşünerek kendini ye.

Ruhu çürümüş bir insanım ben, Nyks. Karanlık tarafından pençelenmiş duvarlarım. Acı artık acıtmıyor canımı çünkü seviyorum onu. Hissiz falan değilim yanlış anlama, değeri yok gözümde artık hiçbir şeyin.

Olimpos Prensesi // TAMAMLANDI // DÜZENLENECEK Where stories live. Discover now