11. Bölüm : Roma Tanrıları

5.2K 429 121
                                    

Lanetli Günlük : Sayfa,
201.

Bu lanet olası kutudaki bilmem kaçıncı günüm. Ya da yılım... Bilmiyorum. Hatırladığım şeyler azalıyor. Bu... Acı verici. Yani... Sanırım.

O nasıl, Nyks? İyi mi? İyi olmalı. Öyle umuyorum. Kim olduğumu git gide unutuyorum. Bu iyi mi? Yoksa kötü mü? Yaptığım şeylerin bedeli olmaz mıydı bu? Ya da hatalarımın tekrarı...

Bu gün de yaşıyorum, Nyks. Bu günde yaşıyor ve yazıyorum. Bir gün birinin eline geçecek bu günlük ve o gün... Kim bilir... Belki de o gün gerçekten huzura kavuşacağım.

Sana yine kan ve vahşet var demeyeceğim. Çünkü zaten artık bunu biliyorsun. Thanatos'a onu özlediğimi söyle. Ölüm bir an önce beni alsa çok iyi olacak. Çünkü ben daha fazlasına dayanamıyorum.

Ona söyle, Nyks.

Tik tak... Zamanım daralıyor...

*****

Tanrılar bizi aptal sanıyordu. Her zaman... Üzerimizde oynadıkları oyunları bir süre sonra gözümüze sokuyorlardı.

Beni kullanmışlardı.

Beni kullanarak düşmanlarının bir kısmını yok etmişlerdi. Çünkü biliyorlardı. Benim öfkem gerçekten tehlikeliydi.

Bir sürü sır vardı. Bir sürü yol ve bir sürü yokuş vardı. Bir sürü acı ve bir sürü intikam vardı. Bir sürü bedel ve bir sürü kurban vardı.

Herkesin bir sırrı vardı. Gizlediği bir şey vardı. Herkesin kendi kaderinde yolları ve yokuşları vardı. Herkesin çektiği acı ve alacağı intikamı vardı. Herkesin ödediği bedeller ve kurban oldukları bedeller vardı.

Benim ise hayatım başlı başına bir sırdı. Benim kaderimle oynanıyordu. Benim yollarım ya da yokuşları yoktu.

Benim sadece uçurumlarım vardı. Benim çektiğim çok acı vardı ama almam gereken intikam neydi bilmiyordum.

Benim ödediğim bedeller vardı ve başkalarının bedellerini ödemişliğim vardı. Ben yaşadığımı bilemeden bir şeyler yaşıyordum.

Kader Tanrıçaları, benimle oynuyordu. Ölüm, benimle oynuyordu. 12 Olimposlu, benimle oynuyordu.

Annem, benimle oynuyordu. Eski ekibim, benimle oynuyordu. Kronos bile benimle oynuyordu.

Herkes benimle oynuyordu.

Ama artık benim de oyun oynama zamanım gelmişti. Bir şeyler değişmek zorundaydı çünkü ben bıkmıştım.

Sanki herkes bir şeyler biliyor ama tek bilmeyen benmişim gibi hissediyordum.

Sanki herkes benim hakkımda benden daha çok şey biliyormuş gibi hissediyordum.

Ki öyleydi de zaten.

Sadece o zamanlar bundan henüz haberim yoktu. Ben yalnızca bana biçilmiş rolü oynuyordum ancak oyun kurucu olmayı henüz başaramamıştım.

Bazı şeyler yanlıştı. Gerçekten yanlıştı. Hislerim beni kırmızı alarm derecesinde uyarıyor bu kamptan gitmem gerektiğini söylüyordu.

Ve mekan değişti.

Ben tektim. Karşımda 12 Olimposlu vardı. Yine ne olmuştu acaba?

Tek kaşımı kaldırıp onlara baktım. Kendi halime bile bırakmıyorlardı beni. Rahatlamama ve düşünmeme izin vermiyorlardı.

"Yasak Ormana giremezsin, Karen."

"Kurallar çiğnenmek içindir."

Dedim omuz silklerek. Zeus derin bir nefes aldı ve yine konuştu.

Olimpos Prensesi // TAMAMLANDI // DÜZENLENECEK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin