48. Bölüm : Karanlığın Çağı

1.8K 227 175
                                    

Geç geldiğini biliyorum. Kusura bakmayın, lütfen.

Satır arası yorum yapar mısınız? Bu bölümde çok merak ediyorum yorumlarınızı.

Bence bomba gibi bir bölüm oldu. Beyninizin yanacağını umuyorum. Smsmkskdkd. Tabii neler döndüğünü anlayanlar da olabilir;)

Sizi daha fazla sıkmadan...

İyi okumalar :)))

***************

Adımlarım sert, bakışlarım soğuktu. Yanımda Kuzey ile birlikte karşımda duran ve öfkeli gözlerle beni izleyen kardeşime doğru gidiyordum.

Bana söylediği sözleri hala hatırlıyordum. Acizsin, demişti bana. Ama o da benimle birlikte acılar içinde bir yok oluşa mahkum edilmişti.

Yüzyıllarca, daha doğrusu yaklaşık 2000 yıl boyunca, bir kolyeye beraber hapsedilmiştik. Kolyenin içindeyken bile nefret kotamız dolmamıştı.

Kadere olan nefretimizi birbirimize yansıtmıştık.

Şimdi ise onu var eden babalarından birinin kanını eline bulayan kardeşinden intikam istiyordu.

Sonra bir şeyi fark ettim ve bu detay kaşlarımın çatılmasına sebep oldu. Yok olmadan önce Kamer'in elini mi tutmuştum?

Ama neden?

Bu ayrıntıyı sonraya saklayıp ifadesiz yüzüm ile Kamer'e baktım.

"Hoş geldin, kardeşim."

Dedim soğuk bir alayla. Gözleri kısıldı ve bana avının son dakikalarını izleyen bir avcı gibi baktı. Bu tehditkar bakışa karşılık tek kaşımı kaldırmakla yetindim.

"Onu öldürmemen gerekiyordu, Karen."

Dediği zaman dudaklarımdan dökülen alaylı kıkırtı taht salonunda yankılandı.

Yunan ve Roma Tanrıları beni pür dikkat izlerken Veliaht arkadaşlarım Kamer'e tehditkar bakışlar atmakla meşguldü.

"Kim olduğumu unuttun herhalde, kardeşim?"

Dedim ondan yana bakmaya bile tenezzül etmezken. Acaba Typhaon neredeydi? Onu hala görmemiştim. Bağımız kopmuş muydu?

Typhaon?

Typhaon!

Sağır mısın!? Typhaon!?

Geldim işte, Karen.

Dediği zaman gözlerimi devirdim kendi kendime.

Sen uyan. O kadar zaman geçsin aradan ve ben daha yeni mi aklına geliyorum?

Üzgünüm, Typhaon. Çözmem gereken şeyler vardı. Buraya gelir misin? Görmen gereken şeyler olabilir?

Ceza alışını görmek istemiyorum.

Kaşlarım çatıldı istemsizce. Bana ceza vermeye hakları yoktu. Ben, yalnızca var oluş sebebimi yerine getirmiştim.

Senin var oluşun bile başlı başına bir sorun zaten, Karen. Anlamıyor musun? Bu yaptığın onlar için gerekli olan bahaneydi! Şimdi ise seni oyun dışı ediyorlar, Karen.

Olimpos Prensesi // TAMAMLANDI // DÜZENLENECEK Where stories live. Discover now