12. Bölüm : Kehanet ve Sırlar ve Gerçekler

5.1K 418 216
                                    

Lanetli Günlük : Sayfa,
322.

Sırlar Ve Sırlar Ve Sırlar, Nyks.

Çok yanlış yaptınız. Çok sır sakladınız. Ve ben her şeyi öğrenince çok kötü şeyler oldu.

Gitgide silikleşen anılar altında yazıyorum, Nyks. Anılar gitmeye başlasa da öfkem hala taze 322 gün oldu. Ve ben buradan çıktığım zaman ölüm peşinizi bırakmayacak.

Yinede onları özledim, Nyks. Onu ve Thanatos'u. Ölüm de yaşam da artık anlamsız geliyor.

Ona söyle, Nyks.

Tik tak... Zamanım daralıyor...

*****

"Ares! Yeter!"

Babamın sert sesi kulaklarıma doldu. Ares hem babasına ben de Tanrılar Tanrısına karşı gelemeyeceği için geri çekildi. Oysaki bu kez öleceğime emindim. Tüh ya!

İstemsizce kıkırdadım. Ares bana ölümcül bir bakış atarken teslim olur gibi ellerimi kaldırdım.

"Sana gülmedim, Savaş Tanrısı. Düşünceme güldüm."

Ares yerine dönerken derin bir nefes aldım. Şu anda resmen ölüme gidiyorduk. Gelecek üzerinde oyun oynanmazdı. Çok riskli bir kumar oynuyorduk. Ve ben çok şanssızdım.

Gözlerim aniden kararırken son duyduğum ses adımı söyleyen babam Zeus'du.

Yine Kaos'taydım ama bu kez Tanrıça Afrodit yoktu. Görüntüm değişti ve savaş alanındaydım. Bu kez yerde binlerce ceset yoktu. Bu istemsizce rahatlamamı sağlamıştı.

"Ne zamandayız?"

"Kaos'tan çıkış..."

Dedi bir ses. Kaos'tan çıktığım zaman Olimpos hala aynıydı. Yalnızca Tanrılar Romalı'ydı ve halk yoktu. Kollarımı iki yana açtım. Tüm güçlerim aynı anda ortaya çıktı ve saniyeler içinde karşımda Romalı Tanrılar' ı buldum. Her biri beni nefretle süzerken gülümsedim.

"Selam gıcık Romalı'lar!"

Dedim alayla. Büyük ihtimalle Kaos' ta akıl sağlığım bozulmuştu. Yer öyle bir sallandı, arkamdaki okyanus gökyüzünden bile yüksek gürledi, ben Poseidon döndü sandım. Gök öyle bir gürledi, şimşekler öyle bir çaktı ve yağmur öyle bir yağdı ki Zeus yardıma geldi sandım. Ruhlar ve çığlıkları etrafımı sardı, ateş her bir yanımızı öyle bir yaktı ki Hades yeryüzüne çıktı sandım. Doğa tüm ihtişamı ile bana yardıma öyle bir geldi ki Demeter ve Persephone yanımda sandım. Sırasıyla tüm Tanrıların güçlerini içimde hissettim. Hepsi sanki yanımdaydı. Her biri beni güçleri ile kutsamıştı. Hepsi yaşıyordu. Ve bu harikaydı.

Kollarımı iki yana açtım. Güç içimden çıkarken ilerlediği her yeri yok etmeye başladı. Tanrılara ulaştığı zaman bir engele çarptım ama onlar kadar ben de inatçıydım.

Karşı koymamı engelleyen şey ise sırtımdan girip kalbimden çıkan Mızrak oldu. Zorlukla arkamı döndüm. Ve... Ares?

Şaşkınca ona baktım. Ardından gözlerim kapandı ve bir görüden daha çıktım.

Aniden nefes alarak gözlerimi açtım. Elimi kalbime koyarak soluklandım. İçeride Veliahtlar, Kuzey, Hades, Zeus, Ares(?), Afrodit, Athena ve Persephone vardı.

Korku dolu bakışlarımı Ares'e çevirdim.

"Çık dışarı."

Dedim nefes nefese. Anlamaz bir ifade ile bana baktı.

Olimpos Prensesi // TAMAMLANDI // DÜZENLENECEK Where stories live. Discover now