27. Bölüm : Karanlığın Hükmü

3.1K 363 108
                                    


"Su?"

Lily'in uzattığı suyu içtim. Kuzey yanımda oturmuş elimi tutuyordu. Yatağın üzerinde bağdaş kurmuştum.

"Bilmesi gereken herkesi çağırır mısın, baba?"

Zeus'a bakarak konuşmuştum. Sesim her zamanki gibi gür ve güçlü değildi. Kahretsin! Deli gibi korkuyordum!

Hayır, o zaman ölmekten korkmuyordum. Ben o zamanlar sadakatle bağlı olduğum Olimpos'un zarar görmesinden korkuyordum.

Ancak bir gerçek vardı ki sadakatle bağlı olduğum Olimpos'u sırf ona sadakatle bağlı olduğum için yok etmiştim.

12 Olimposlu, Persephone, Hypnos, Thanatos, tüm Veliahtlar -Rose, Hunter ve Hera-Ares Veliahtı dahil- ve Kuzey yanımdaydı.

"Dinliyoruz kızım."

Dedi teşvik edici bir sesle Poseidon. Sesi ile irkildim. Dalmıştım.

"Normalde benim duygularım ve ruhum olmamalıydı. Ama Moiralar'ın dediğine göre Kronos ve Gaia bana duygular ve ruh verip Gaia'nın kutsadığı Kuzey ile ruh eşi yapmış."

Şaşkınlıklarının geçmesine izin vermeden devam ettim.

"Titanlar bir şekilde benim karanlık ikizimi yaratmışlar. O duygusuz ve ruhsuz... Benim gibi değil. Yalnızca karşısına çıkanı öldürmek için yaratıldı. O hata yapamaz. Kısacası savaş başlıyor."

Sözlerim bitince herkes düşünceli bir şekilde bir yerleri inceliyordu. Poseidon hariç...

"Başka bir şey var."

Dedi Poseidon. Yerimde rahatsızca kıpırdandım. Beni nasıl bu kadar iyi tanırdı? Üstelik açık vermediğimden emindim.

"Söylemediğin bir şey..."

Bakışlar anında bana dönerken elimle yüzümü sıvazladım. Bunu söylemek istemiyordum.

"Söylemesem olmaz mı? Önemli bir şey değil."

Dedim elimi havada öylesine sallarken.

"Madem önemsiz neden söylemiyorsun?"

Diye sordu Athena.

"Boş kelime israfı çünkü."

"Söyleseydin daha az kelime harcardık."

Athena ile baş edemeyeceğimi anlayınca ofladım.

"Altı üstü öleceğim. Şöyle... Sonsuza kadar falan... Önemsiz işte!"

İyice saçmalarken ilk birkaç saniye kimseden tepki gelmedi. Sonra Kuzey elini kolyesine attı ve fısıldadı.

"Don."

Ama zaman emrine itaat etmedi. Tanrıların kaşları çatıldı.

"Neden olmuyor?"

"Sana izin vermemelerini söyledim."

İfadesiz sesim karşısında afalladı. Kızların gözleri dolmuştu. Rose, Ares-Hera Veliahtı ve Emma hariç... Erkekler -Hunter hariç- dik durmaya çalışıyordu. Açıkçası babamlara ya da Kuzey'e bakacak cesaretim yoktu.

"Zaman benim, Karen! Onu kullanmamı engelleyemezsin! Özellikle de gelmiş sonsuza dek öleceğini söylerken!"

Kuzey'in öfkeli sesi karşısında tepkisiz kalmak için zorladım kendimi. Babamlara hala bakmamıştım. Bakışlarımı onlara çevirdim.

Poseidon, Hades ve Zeus...

Üçü de katı ifadeleri ile duruyordu. Hiçbir şey okuyamıyordum tepkilerinden. Sesleri de çıkmamıştı.

Olimpos Prensesi // TAMAMLANDI // DÜZENLENECEK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin